Güncelleme Tarihi:
“Şeref Meselesi”nin çekimlerine ne zaman başladınız?
- Ağustos ayında başladık. Önce Ayvalık’ta çekim yapıldı, 4 gün sonra da İstanbul’a gelindi. Şu anda her şey güzel gidiyor.
Çekimlerden önce tatil yapıp yeterince dinlenebildiniz mi?
- Evet, çok güzel bir üç ay geçirdim. Bu yaz Kamboçya’ya da gittim, 14 gün kaldım. Oradaki yaşamı gördüm. Hayatımın tatiliydi.
“Şeref Meselesi”ni neden kabul ettiniz? Bu dizide sizi cezbeden neydi?
- Aslında o dönem görüştüğüm birkaç proje daha vardı ama hiçbiri içime sinmemişti. Bu dizinin senaryosunu okuduğumda ise “Kübra rolü benim olmak zorunda” diye düşündüm ve hemen gittim görüşmeye. Sarışın ve renkli gözlü olduğumdan şimdiye kadar hep ‘güzel kız’ rolleri geliyordu. Kübra rolü ise bana güzel olduğum için gelmedi ve bu beni çok heyecanlandırdı. İlk defa farklı bir rol oynayacağım.
Nasıl bir kız Kübra peki?
- Babasından baskı gören, neredeyse hiç sosyal hayatı olmayan, ayağından sakatlığı olan bir ev kızı. Onu oynamak beni çok heyecanlandırıyor.
YİĞİT’İ GÖRÜNCE ‘LEYLA’ OLUYOR
Dizide Kübra’nın aşk hikâyesini de görebilecek miyiz?
- Tabii ki göreceğiz. Kübra, Kerem Bürsin’in oynadığı Yiğit’e ilk görüşte aşık oluyor. Daha önce hiç yaşamadığı bir duygu bu. Çünkü bu tür şeylere kapatmış kendini. Ama Yiğit’i görür görmez ‘Leyla’ oluyor. Aslında Yiğit’le olamayacağı çok açık ama hep kendine “Olabilir mi acaba?” diye soruyor. Sürekli onunla ilgili hayaller kuruyor.
Acaba Kübra bu aşkın sonunda üzülecek mi, yoksa hikâyenin sonunda galip çıkan o mu olacak?
- Senaristin bana söylediği şey şu; “Kübra’yı yazarken çok heyecanlanıyorum, çünkü ‘survivor’ gibi. Bütün hikâyenin sonunda tek ayakta kalan Kübra olacak.” Bu durum beni de çok heyecanlandırıyor. Hikâyenin sonucunda galip olan Kübra ama öncesinde bambaşka acılar yaşayacak. Gerçek aşkı da zaten sonra bulacak...
Kübra’nın babasından baskı gördüğünü söylediniz. Sizin ailede nasıl durumlar, siz de böyle bir durum yaşadınız mı?
- Ben hiç ailemden böyle bir baskı görmedim. Evde üç erkek vardı; abim, dayım ve dedem. Hiçbirinden en ufak bir baskı görmedim. O konuda çok şanslıyım. Erkek arkadaşlarımı tanıştırırım, ilişkilerimi anlatırım. Bir hayal uğruna İstanbul’a gelmemde de hepsinin çok büyük desteği var.
Aile desteği çok önemli değil mi?
- Tabii ki. Dedem beni televizyonda görünce “Aaa kızım” deyip televizyona sarılıyor. Aile desteği kesinlikle çok önemli.
BANA MASAL ANLATMA FİLMİNİN KADROSUNDAYIM
Dizi dışında neler var gündeminizde? Sinema filmi, tiyatro vs?
- BKM ile bir sinema filmine başladık. O da çok keyifli bir iş. Bu sene bayağı şanslıyım. (Gülüyor)
Kimler oynuyor, kim yönetiyor? Biraz bahseder misiniz projenin detaylarından?
- Filmin adı “Bana Masal Anlatma”. Senaristimiz ve yönetmenimiz Burak Aksak. Oyuncular arasında Hande Doğandemir, Fatih Artman, Cengiz Bozkurt, Gökçe Bahadır, Gürkan Uygur ve Erdal Tosun da var. Güçlü bir kadrodayım yani. Şanslı hissediyorum kendimi.
Siz nasıl bir karakteri canlandırıyorsunuz?
- Üniversiteli bir kızı oynuyorum. Bana daha yakın bir karakter. Kendim gibi oynuyorum.
Bu sizin ilk filminiz mi?
- Değil, “İnanç Odası” filminde de oynamıştım. Bir de “Kedi Özledi” vardı.
YETENEK YARIŞMASI HAYATIMIN DÖNÜM NOKTASI
Antalya’da doğmuş, İzmir’de arkeoloji okumuşsunuz. Oyunculuğa nasıl başladınız?
- Antalya’da lisede okurken tiyatro adına kendi başımıza bir şeyler yapardık. Üniversitede tiyatro kulübüne katıldım. Ardından Bornova Şehir Tiyatrosu’na girdim. O sıralar televizyonda bir yetenek yarışması vardı, bütün arkadaşlarım katıldı. Bana da çok ısrar ettiler, elemelere katıldım, daha sonra İstanbul’a gelip yarışmaya girdim ve birinci oldum. Kendime bir şans vermek istemiştim sadece. Olmayacaksa zorlamayacaktım kendimi...
O yarışma sizin için bir dönüm noktası olmuş...
- Evet... (Gülüyor) Aslında İstanbul hiç aklımda yoktu. Planlamadığım bir şeydi oldu...
Korkularınız oldu mu bu şehre gelirken?
- Olmadı. Cahil cesareti diye bir şey var ya, ondan sanırım. Şimdi şimdi “Acaba ünlü olursam nasıl olur?”a geldim. TRT’de iki yıl çalıştım. Şimdi Kanal D dizisi ve sinema filmimle beni herkes tanıyacak.
İstanbul’da yaşamaya alıştınız mı?
- 4 yıl oldu geleli, yalnız yaşıyorum. İstanbul sizi kendine çok güzel alıştırıyor. (Gülüyor)