Çözümün acil reçetesi

HDP ve Kandil, Kobani’yi öne çıkarıp, Türkiye’deki sürecin şartı haline getirmişken, bunu durduran Öcalan olmuştur.
Öcalan, süreci yeniden yerelleştirmiştir.
Belki size çok acı gelebilir. Ama gerçektir.
Öcalan’ı “İmralı” diye görmezden gelmek artık komik oluyor.
Ve eğer, kanın durduğu ve demokrasinin yükseldiği bir Türkiye istiyorsak...
Herkesin kendi kimliğini ve inancını özgürce yaşayacağı bir ülke istiyorsak...
Gerçeği cesaretle ortaya koyabilmeliyiz.
İşte açıkça yazıyorum.
Çözümün acil reçetesi şudur:
-Hükümet gerekli adımları hızla atmalı. Sekretarya meselesi çözülmelidir.
-PKK yol kesmek, şantiye basmak gibi eylemleri durdurup silah bırakmak için kongre toplayacağını ilan etmelidir.
-CHP kendisini aşıp, eğer gerekiyorsa HDP ile doğrudan temas etmeli hükümetin elini rahatlatacak bir zemine gelmelidir.
-‘Devlet benim’, ‘Türkiye benim’ üslubu bitmelidir.
-Geçmişteki acıları körükleyecek duygusallıklara son verilmelidir.
-Çözüm parlamentoda tescil olmalıdır.

SEÇİMLERE YETİŞİR Mİ?

Genel seçimlere fiilen 6 ay var...
Sürecin bütünüyle tamamlanmasını seçimlere kadar beklemek yanlış olur.
Hayal görmeyelim.
Ancak, her parti çözümle ilgili projesini tümüyle ortaya koyarsa, seçimlerde millet o projelere bakarak neredeyse bir referandum yapmış olur...

Volkan haklı mıdır?

BİR kaleci topsuz ortamda kendi kalesine gol atar mı?
Ego şişerse...
Siyaset futbolun iliklerine kadar işlerse...
Futbol kültürü, magandalığa ve vandallığa teslim olursa...
Fatih Terim’in üzerinde ‘başaramadınız baskısı’ oluşursa...
Futbol Federasyonu kulüp ayrımı yapıp kişisel düşmanlık yapmaya başlarsa...
Olacağı budur.
Eldivenini alan, kramponunu kapan kafasına göre gider...
Kendi kalesine gol atar.
Volkan’ın yaptığı kendi kalesine gol atmaktır.
Kendisine küfür ettiler diye sahayı terk eden Volkan, bakalım eskisi gibi maçlarda önüne gelene küfür edip saldıracak mı?