Papa hazretlerine sorulacak 10 numara sorular

KENDİ diplomat, siyasetçi ve devlet adamlarımızı elin diplomat, siyasetçi ve devlet adamlarına harcatmak milli hasletlerimizdendir.

Haberin Devamı

Sert mi oldu biraz? Hadi yumuşatıyorum, harcatmak değil de bizimkileri yabancılara puanlatma merakı diyelim, ne farkı varsa...
Ve bizimkilere bir kırık not daha verdirmek için, ayağımıza her biri altın kıymetinde iki fırsat geliyor. Biri Vatikan devletinin başı Papa Francis, diğeri de ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden.


* * *


Papa bu ay, Biden ise bu hafta içinde teşrif ediyor...
100 yılda bir, bir kasım ayının bu kadar yakınından ya geçer ya geçmez böyle yıldız ziyaretçiler. Hazır çakışmış üst üste, çifte kavrulmuş fırsattır, kaçmaz.
İlk uyanan Mimarlar Odası oldu yine, Papa Efendi’ye mektup döşenip Türkiye Cumhurbaşkanı’nı şikâyet ettiler, “Yaptırdığı saray kaçaktır, sakın gelme” diye...
Vatikan’a ipletmeyi başaramadılar şimdilik ama yeni dikkat çekme girişimlerinin aynı akıbete uğrayacağı anlamına gelmez bu. Henüz vakit varken ha gayret!
Erdoğan’a şöyle yarım ağız bir ‘diktatör’, bir ‘açgözlü muhteris’, bir ‘görgüsüzce kaba’ ya da ne bileyim Başbakan Davutoğlu’na bir ‘kaçık maceraperest’ filan dedirttiniz mi, dünyalar sizin...
Önce ikili görüşmeleri hakkında yalan söylediği için Erdoğan’dan davulla zurnayla özür dileyip sonra herkesin gözü önünde bundan da çark etti ya... Mesela tam da kıvrak dilli Biden’a sorulacak şeydir: “Bizim Cumhurbaşkanı, New York Times’ın karikatüründe çizildiği gibi kıvırtan, fırdöndü bir yalancıdır değil mi efendim?”


* * *

Haberin Devamı


İşi bilen bir gazeteci, daha ne harikalar yaratır eldeki malzemeden.
Amerika’nın keşfinden başla... “Kristof Kolomb’dan çok önce Müslüman denizciler keşfetmişti kıtayı. Bilahare, yolunu kaybeden bir Osmanlı gemisindeki müslüman tayfa da ayak bastı” demedi mi Erdoğan? Ne yani, yazdıkları tarihin bozulmasını kendilerine yedirecek mi Hıristiyan medeniyetinin koca koca varisleri? Papa’ya da, Biden’a da ayrı ayrı gider...
Arkasından geç Küba’ya cami mevzusuna. “Bizimki, Cumhurbaşkanlığı ile cami yaptırma ve yaşatma derneği başkanlığını karıştırıyor mu sizce de” diyerek gollük soruyu koy Papa Francis’in önüne.
Fakat sakın ikisine de ‘Hanginizin sarayı daha büyük’ deme, kendi kalene değil kazara karşı takıma atmış olursun maazallah golü. Zat-ı ecnebileri fena bozulur bu münasebetsiz suale...
Biden’ın makamı, Beyaz Saray kompleksi eski idari ofisler binasında bulunuyor. Tek başına o bina, bizim yeni Cumhurbaşkanlığı kompleksinin tamamının yarısı maşallah.
Papa hazretlerinin ulu makamına ev sahipliği yapan Vatikan Sarayı yok mu? Ruhani heybeti, feriştahına yeter evvel Allah. Maddi ihtişamına da çok az dünyevi saray yaklaşır.


* * *

Haberin Devamı


Dünyanın neresine gidersek gidelim, oranın gazetecileri bizimkilere, bizi sorup sorgularlar. Doğrudan kendi iç sürtüşmelerine taraf ederek, mesela “Obama yönetimi Ferguson olaylarını kötü yönetmedi mi sizce, kasırga felaketinde çuvallamadı mı” diyerek... Yabancı devlet adamlarına, yerli idarecilerini sorgulatıp yargılatmazlar.
Bize mahsus bir muamele de değildir bu. Gelen diğer herkese de aynını yaparlar...
Bizde ise âdet başkadır. Dünyanın neresinden gelirse gelsin gelen herkese doğrudan bizi sorup sorgulatırız, gerileme karnemizi, ne kadar kötüye gittiğimizi falan... Hele eloğluna top kaldırıp kendi devlet adamlarımıza çaktırmak gibisi yoktur, bayılırız ‘bizimkiler’i kötületmeye.


* * *

Haberin Devamı


Attilâ İlhan gibi “Bir hain kontenjanı var, bu da nüfusun yüzde 10’udur. Türk aydını dediğimiz kişi, Batı’nın manevi ajanıdır” hükmüne bağlayacak değilim yazıyı, hayır. Bu da biraz ağır kaçar...
Değil hainlik, değil manevi ajanlık, belki bilinçli bir nüfuz ajanlığı bile denemez çoğu vaka için. Sonuç, ecnebi ülkeleri lehine bir nüfuz ajanlığına çıksa bile...
Kendinden olanı aşağılatmakla aşağılık kompleksi arasındaki bağdadır bence işin sırrı.

Yazarın Tüm Yazıları