Sözleşmedeki önemli detay

Haberin Devamı

Medical Park İzmir Hastanesi Genel Müdürü Veysi Kubba ve Medical Park İzmir Hastanesi Başhekimi ve Bölge Koordinatörü Zafer Beken’in konuğuydum.
En son gittiğimde bize üç söz vermişlerdi.
Birincisi üniversite hastanesi kimliği, ikincisi organ nakli ünitesi, üçüncüsü de uluslararası akreditasyonlar...
Bir yıllık sürede bu üç hedefin de yerine getirildiğini gördüm.
Başhekim Yardımcısı Zeki Hozer bazı rakamlar da verdi.
Örneğin hastanenin açıldığı günden bu yana tedavi edilen hasta sayısı 1 milyonu çoktan geçmiş.
Yani İzmir’in dörtte biri tedavi olmuş.
2013 yılında Medical hizmetlerinden yararlanıp İzmir’e gelen ve otellerde kalan hasta sayısı 10 bin, 2014’te bu sayı 14 bine çıkmış. 2015’teki hedef ise 20 bin geceleme...
Veysi Kubba ve Zafer Beken’e “Turizm acentası gibi çalışmışsınız” diye espri yaptık.
Sağlık turizmi için bu rakamlar çok değerli; İzmir’i yönetenlerin bu konuya odaklanmasında fayda görüyorum.
Neden mi?

Haberin Devamı


***


Çünkü İzmir’in böyle bir potansiyeli var.
Tedaviye gelip sonrasında tatil yapmak isteyenler için bu coğrafya çok alternatif sunuyor.
Bunun için daha fazla otele ihtiyaç var ve elbette daha çok direkt sefer sayısına...
Son beş yılda direkt uçuşlarda ilerleme sağlansa da; hala bu sayı yeterli değil.
Bu da İstanbul’u öne çıkarıyor.
İstanbul sağlık turizminde çok parlak bir dönem geçiriyor. Ancak İstanbul’un maliyetleri de bir süre sonra dezavantaja dönüşeceğe benziyor.
O yüzden İzmir’i öne çıkarmak, İzmir’i pazarlamak stratejik bir önem kazanıyor.
Birçok sağlık kurumunun bin çaba içinde olduğunu biliyorum.
Benim söylemeye çalıştığım; bunun ortak bir stratejiyle geliştirilmesi...
Medical Park örneğin Libya’yı mercek altına yatırdı. Bu ülkede temaslarda bulundu, tanıtımlar yaptı ve sonucunu almaya başladı.
2014’te 14 bin geceleme ciddi bir geri dönüş olduğunu gösteriyor.
Ama hedef Avrupa ülkeleri olmalı...


***


Zafer Beken özellikle organ nakli ünitesinin kurulmasını çok istemişti. Üç aylık bir ünite olmasına rağmen 25 nakil gerçekleştirilmiş.
Anlattılar; hafta sonu çok hareketli geçmiş özellikle...
Iğdır’daki bir karaciğer İzmir’e getirilmiş ve hastaya nakledilmiş.
Ameliyatı gerçekleştiren ekiple uzun uzadıya konuştuk.
Her saniyesi heyecan dolu bir süreç...
24 saat hazır olan ekiplere ihtiyacınız var, bir de daha fazla organ bağışına...
Resmi kayıtlara göre 2 bin 500 hasta karaciğer bekliyormuş; ama bu sayısının iki katı olduğu söyleniyor.
Bağış ise yüzde 5’lerde gözüküyor.
O yüzden karaciğerin Iğdır’da ya da Türkiye’nin herhangi bir yerinde bulunmuş olması önemli değil.
Yeter ki bulunsun...
Doktorlarımızla konuştum; o yorgunluklarına rağmen müthiş mutlulardı, çünkü bir hasta daha sağlığına kavuşmuştu.

Haberin Devamı


***


Veysi Kubba bir şey daha anlattı.
O da personelle yaptıkları sözleşmeyi...
Hastanede çalışacak doktor ya da personelden yönetimin bir isteği var.
Sigara içmemeleri...
Sözleşmeyi imzalayıp daha sonra sigaraya başlayanların sözleşmeleri de feshediliyor.
“Biz örnek olmayacaksak kim olacak” diyor.
Ve bir koşul daha...
İşe başlayan herkes organ bağışı sözleşmesini de sigara sözleşmesi gibi imzalıyor.
Elbette zorlama yok ama bugüne kadar imzalamayan da çıkmamış.
Kendilerini kutlayıp hastaneden ayrıldım.

Yazarın Tüm Yazıları