Atatürk'üme mektup

Sevgili Ata’m...

Haberin Devamı

Sen gittin gideli buralarda çok şey değişti.
Bizler; senin gerçek emanetçilerin, ülkeyi kurda kuşa yem olmaması, daha doğrusu kötü niyetli insanlara bırakmamak adına bağrınıp çağrınıyoruz. Elden gelen anca o...
Kurt kuş yazdım, eşeklik yaptım, hayvanseveriz biz. Sen de severdin, keşke işimiz kurda kuşa kalaydı.
Bizlerin artık birbirimize eşeklik yaptığımızda, kelimeler yetmediğinde uzatacak bir zeytin dalımız bile kalmadı.
Yakında kuşlarımız da kalmaz, bir numara bulurlar, kurtlar da zaten inmiyorlar dağdan.
Dağlarda zaten durum fena karışık. Sen diktatörmüşsün, “ey Allah’ım!” diyorum, başka bir şey demiyorum. Anlayan anlar diyorum, o kadar.
Kadına kıza çok değer verirdin, senden sonra pek değer bilinmedi.
Halk da suçlu, devlet de...
Halk sapıttı başında biri höst demeyince. Çocuk gelinler, yüz karılı herifler...
Ha okuyan kesim; kadınlar, adamlar mı? Aman Ata’m devlet sağ ola.
Boşanma davası falan mı, sürün, dur, hak ara. Yedi sene, on sene, ömrün yeter ise...
Aç kal falan, yani öyle. Hak hukuk, aman o konuya hiç girmeyelim. Ben çıkamam bu işin içinden, sana da yazsam roman olur.
Askerin bize emanet, aman süper bakıyoruz, süper.
Aynı ve aynı eski günlerdeki gibi. Allah şehit acısı vermeye, en çok o yakıyor bizi.
Kulisler yaratılıyor. Efendice tabirim bu. Gitmiyoruz o kulislere imza almaya. Hatta oynatılan şeyi bile seyretmeye
gitmiyoruz. Anadan babadan var olsunlar. Deden, anneanneden, babaanneden var olsunlar, seni tanıttılar bana.
İlk harf gibi, ilk nefes gibi. İki şeye üzüldüm seninle ilgili... Bir elini hiç tutamadığıma... Bir de erken gitmene.
Sen erken gitmeseydin neler neler daha yaşanırdı burada, ülkemde, ülkende ya...
Şimdi hâlâ konuşuluyorsun, başarı budur.
Neyse Ata’m sana mektup yaz yaz bitmez, devam ederim. Ayşe’nin Ata’ya notu: Sen şarkıların adamısın. Benden de sana, hatta bizden;
“Kimler geldi kimler geçti, hiçbirisi senin kadar sevilmedi”...
Böyle bir şarkımız var, sana yolluyorum.

Haberin Devamı


10 Kasım’ı geçtik yeni.
Ayağa kalk, kalkma. Siren, bla bla.
Ahmet Hakan arkadaşım benim, canım. Arada arar, yazım için bile danışırım.
Ne demiş; “Dokuzu beş geçe kalkmadım.”
Tamam, amacın bla bla ama şu an bunu yazma yaaaaa.
Çok önemli bir yazarsın. Yahu Atatürk senede bir gün, bir dakika saygıyı hak etmiyor mu?
Tüm şehitler, onun için kurşun sıkan yaveri?
Saygı saygı...
Ben o an kafamı gazeteye gömemezdim. Gömseydim de bunu yazamazdım, bunu da yapacaksam kahvemi evde içerdim.
Senede bir, bir dakika saygı Ata’ya. Kurtlar, kuşlar bile belki saygıda.Kalkan kalksın, 10 Kasım’da, kalkmayan kalkmasın. Benim
evladım, onun torunu, annem, kardeşim kalkacak.

Yazarın Tüm Yazıları