Güncelleme Tarihi:
Hangi program hakkında kim, ne düşünüyor? Dizilerde hangi oyuncu ya da karakter, neden çok seviliyor? Türk izleyicisi hangi sahnede ağlıyor, hangisinde gülüyor? Hangi haber onu heyecanlandırıyor? “Gözüm Üstünde” işte tam da bu sorulara yanıt verecek.
Programda ailelerden, arkadaşlardan, çiftlerden oluşan Türkiye’nin her kesiminden 12 ayrı hane, TV kanallarını izleyecek ve programlar, diziler, haberler üstüne her görüşü temsil eden yorumlar yapacak. Onlar oturma odalarında izledikleri üzerine konuşurken, Türkiye’nin de sesi olacaklar. 10 haneyle birlikte ekran başındaki izleyici de tartışacak, eleştirecek, yorum yapacak. Dünyada çok popüler olan bu formatın Türkiye’de yapımcılığını Osmantan Erkır üstlendi. 17 Kasım akşamı Star TV’de başlayacak “Gözüm Üstünde”nin detaylarını da haliyle yine o anlattı...
“Gözüm Üstünde”, orijinal adıyla “GoggleBox” sezonun en ilginç yapımlarından olacak gibi görünüyor. Programın detaylarını anlatır mısınız?
- İngiltere’de fenomen olmuş bir format ve oradaki sloganı şu: “İngiltere’de milyonlarca insan televizyon izliyor. Peki televizyon onları izleseydi ne görürdü?” İngiliz yapımcılar İngiltere’yi temsil ettiklerini düşündükleri 12 ev seçmişler. Biz de Türkiye’yi temsil eden gencinden yaşlısına, farklı kesimlerden ve ekonomik gruplardan gelen 12 hane belirledik. Hepsi de televizyon izleyen, gerçek aileler. Haneler, Türkiye’deki televizyon programlarını, dizilerini, belgeselleri, spor programlarını, haberleri izlerken aralarında ne konuşuyorlar, nasıl yorum yapıyorlar birlikte izleyeceğiz. Bize evlerini açan insanları en rahat halleriyle göreceğiz. Haneleri seçerken samimiyete önem verdik, ne hissediyorlarsa öyle davranacaklar. Bu formatta bir ödül yok, bunun karşılığında para da almayacaklar. Pozitif bir program olacak. Örneğin bir Roman ailemiz var. Ailenin reisi Yaşar Bey ile Bomonti Antika Pazarı’nda tanıştım. “Özledik seni, nerelerdesin?” diye yanıma geldi. O kadar sempatikti ki, programı anlattım; ilgisini çekti. Deneme çekimleri iyi geçti. Programa dahil oldu. Yaklaşık 30 kişilik geniş bir ekibiz.
Prime time’da yerli dizilere, yarışmalara yeni bir rakip geliyor. Başka örneği de yok şu an ekranda değil mi?
- Yapımcı olarak farklı işlere imza atmayı seviyorum. Yine öyle oldu. Bunlardan ilki “Kim 500 Milyar İster?” yarışmasıydı. Türkiye’de yeniden bilgi yarışmaları ve formatlar başladı o dönem. Ardından “Pop Star” ile hâlâ devam eden yetenek yarışmaları başladı. Yine bizim yaptığımız “Anında Görüntü Show”, gençlerin tiyatro sahnesinde yeteneklerini sergiledikleri, sahne üzerinde tiyatroyu ilk gördüğümüz yapımdı. Şu an benzerleri hâlâ ekranda. “Gözüm Üstünde”nin de ileride türevleri olur mu, göreceğiz.
YILDIZLARLA ÇALIŞMAK ZEKAMI GELİŞTİRDİ
“Gözüm Üstünde”nin yıldızı yok. Ancak siz uzun yıllar yaptığınız projelerde İbrahim Tatlıses’den Bülent Ersoy’a Demet Akalın’dan Seyfi Dursunoğlu’na pek çok ünlü isimle çalıştınız. Yıldız isimlerle çalışmak nasıldı?
- Yıldızlarla çalışmak zekamı geliştirdi. Star olmak için dört şart var bence; zeka, yetenek, disiplin ve şans. Onlar beş dakika sonra ne konuşması gerektiğini biliyor, sizinle başka bir mevzu üzerine konuşurken hesaplıyor. Hepsinden bir şey öğrendim. Mesela hiç unutmuyorum, Demet Akalın ilk toplantı için bize sabah 9’a randevu vermişti. Şov dünyasında çok rastlamazsınız buna. Kimse boşuna bir yere gelmiyor.