Türkiye’ye psikolojik harekât çekilmiyor muymuş?

YABANCI medya üzerinden Türkiye’ye kuşatma, yıldırma ve sindirme operasyonu çekildiğini ben değil de ya Vladimir Putin söylerse... Gene de yersiz evhama, paranoya ve komploculuğa bağlar mısınız?

Haberin Devamı

Şunu da mı sormazsınız kendi kendinize:
Türkiye’nin Rusya’yla Suriye ve Kırım’da ters düştüğünü Cumhurbaşkanı Erdoğan açık açık ilan ediyor.
Buna rağmen, Rusya ne diye Türkiye’ye arka çıksın, koruyup kollamak için yalandan komplo teorileri uydursun?

* * *

Hani geçenlerde, İngilizce yayın yapan bir haber portalı, Rusların haber ajansına dayandırarak bir laf çıkarmıştı. Güya Putin, Türkiye’nin “Teröristleri destekleyen demagog bir diktatör tarafından yönetildiğini” söylemiş...
Ağır sözlerdi, Erdoğan’ın boynuna ‘diktatör ve demagog’ yaftası asmak için çırpınıp duran içerideki ‘karşıtları’na can suyu gibi gelmiş, balıklama atlamışlardı hani üstüne. “Yabancı bir lider, hem de Putin, Türkiye Cumhurbaşkanı hakkında hangi cüretle böyle küstahça konuşur” dememişlerdi...
Ama ‘yerli muhalifler’in zoruna gitmeyen, Rusya Dışişleri Bakanlığı’nın kanına dokununca hevesleri kursaklarında kalmıştı. Haberi “şaşkınlık ve öfke ile karşılayıp” üstüne basa basa yalanlamıştı Ruslar hani...
İşte o tekzip metninde, Rus Dışişleri Bakanlığı’nın kullandığı tabirleri hatırlatayım mı?
Klasik ‘Uydurma haber’ kalıbıyla yetinmeyip “Sahte bilgi yaymak, sipariş edilmiş bir provokasyon ve ahlaksız bir propaganda” olarak etiketlemişlerdi yapılanı.
Karanlık bir çarkın döndüğüne hâlâ mı ikna olmadınız?
Devamına gelin öyleyse...

* * *

Haberin Devamı

2 sene önce Radikal’de, “Bizim medyanın fabrikatörleri” başlıklı bir yazı kaleme almıştım. Bu tür ‘sipariş’ karalama çarklarının nasıl çalıştığını ünlü bir istihbaratçının gözünden anlatıyordu.
Yeri geldi, tekrar buyurun:
Manipülasyon amacıyla yalan haber uydurup yayanlara ‘fabrikatör’ deniyor istihbarat jargonunda.
Kavrama, ünlü MİT’çi Mehmet Eymür’ün ‘Analiz’ adlı hatıratında rastlamıştım.
Son yıllarda sıkça duyduğumuz ‘operasyon gazeteciliği’ deyimiyle aynı manaya geliyor.
Dilimize pek yerleşmese de tabirin anlam ve işlevine yabancı değiliz.
Fabrikatörler sistematik çalışıyor.
Fabrikasyon haber, ilkin paravan bir yayın organında neşrediliyor. Daha ciddi mecralar, iktibas yoluyla o haberi kitle iletişim kanallarına taşıyor sonra.
Belirli bir amaç doğrultusunda tedavüle sokulan naylon haber, bir anda ciddiyet kazanıp konuşulmaya, tartışılmaya başlıyor.
Doğruluğunu soruşturduğunuzda, ilk halkası kayıp olan bir tevatür zinciri çıkıyor karşınıza. Herkes bir başkasının yalancısı, kimse üstlenmiyor uydurma haberin sorumluluğunu.

* * *

Haberin Devamı

Yalan haber imalatı, profesyonel bir faaliyet.
Mahrecine indiğinizde, aslı astarı olmayan, ispatı imkânsız bir söylenti buluyorsunuz.
Sahipsiz bir dedikodu olarak elinizde patlıyor balon.
Doğruluğu ispatlanamadığı gibi, yarattığı şüphe çürütülüp silinemiyor da.
Yalan yanlış bir haber uçuruluyor. Kulaktan kulağa fısıldansa yine neyse. Fakat gazeteden gazeteye, oradan cümle âleme gürültü patırtı eşliğinde dağılması sağlanıyor.
Fabrikatör, ürettiği fısıltıyı uyduruk bir mecradan üfürüyor başlangıçta.
Akabinde, güçlü nefesler yetişip balonun şişirilmesine yardım ediyor.
Dönüp bakın, her fabrikasyon haberin altında mutlaka bir paravan yayın vardır.
Şimdilerde ucundan tutup ‘yayma’ görevine sosyal medya da yardım ediyor.
Son zamanların birçok asılsız dedikodusu, internet siteleri marifetiyle sirkülasyona girdi.
Yalan haberlerin rivayet silsilesini izleyin, çoğu kere aynı adreslere çıkarsınız...

* * *

Haberin Devamı

“Bir MİT Mensubunun Anıları-Analiz” kitabı, 1991’de Milliyet Yayınları’ndan çıktı.
Eymür, bölümlerden birine ‘Fabrikatör’ başlığını koyup detaylı tarifini veriyor.
Eşkali artık elinizde sayılır, bakalım çizime uyan ‘tip’i teşhiste hâlâ zorlanacak mısınız?

Yazarın Tüm Yazıları