İhracatta 500 milyar dolar hedefi nasıl gerçekleşir?

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı, ekonomide geniş kapsamlı dönüşüm öngören eylem planında dikkat çeken önemli husus, ithalata bağımlılığımızı azaltıp, ihracatı artırmak ve daha da önemlisi ihracatı da karlı hale getirmek.

Haberin Devamı

Hükümetin hedefi de bugün 158 milyar dolar olan ihracatı, 2018 sonunda 277 milyar dolara, 2023’de de 500 milyar dolara çıkarmak.
Peki, bu nasıl olacak? Lafı hiç evirip çevirmeye gerek yok; bu iş, ‘hadi el birliği ile ihracatımızı artıralım’ demekle olmuyor. Önemli olan, ister büyük olsun ister küçük, bu ihracat hedefini gerçekleştirecek olan tüm işletmelerin, hem teminat sorunlarına çözüm bulmak hem de finansman kaynaklarının çeşidini artırıp, bu kaynaklara kolay erişimi sağlamak. Şimdi sizlere bazı tespitlerde bulanayım.

TEMİNAT SIKINTISI

İhracatta alternatif kaynaklardan biri de faktoring. Halen bilmeyenler varsa –ki, bana göre var- kısaca özetleyeyim. Faktoring işlemi, mal ve hizmet satışlarından doğan vadeli alacakların, tüm haklarının faktoring kuruluşuna devredilmesi ve bu alacakların faktoring şirketleri tarafından yönetilmesi. Daha açık şöyle anlatayım: İhracatçı şirketin alacağını tahsil edememe riskini faktoring üstleniyor, tahsilat işlemini takip ediyor, alacağı vadesinden önce nakde dönüştürerek, ihracatçıya destek oluyor. Böylece o şirket başka kaynağa gerek duymuyor, ‘paramı aldım da alamadım da’ diye, kara kara düşünmüyor.
Şunu da belirteyim; Türkiye’nin ihracatının yüzde 50’den fazlası mal mukabili denilen herhangi bir teminatı olmayan açık hesap şeklinde yürüyor. Yani, ihracatçı malı gönderiyor, sonrası Allah kerim. Tahsilatı yaparsa ne âlâ, yapamazsa uğraş dur. Ne mi demek istiyorum? Bir tarafta ihracatımızın yarıdan fazlasının açık hesap şeklinde yürüdüğü ve bu yapının da değişmeyeceği gerçeği var, diğer tarafta ise alacağı garanti altına alan faktoring sistemi var diyorum.

FAKTORİNG DESTEĞİ

Peki, ihracatta faktoring sistemi bugün kullanılmıyor mu? Kullanılıyor; geçen yıl faktoringciler 16 milyar TL’lik ihracata aracılık etmiş ki, bu da toplam ihracatın yüzde 10’una geliyor. Ayrıca bilmeyenler için söyleyeyim, Türkiye, ihracat faktoringinde Çin’den sonra dünyada ikinci sırada geliyor. Yani, ihracat faktoringinde güçlü konumdayız. Bürokrasi de bunu fark etmiş olacak ki, son dönemde Merkez Bankası ve Eximbank üzerinden ihracatı destekleyen bazı adımlar atıldı.
Kaba bir hesapla, bugünkü yüzde 10’luk payla, 2023’te 50 milyar dolarlık ihracatın faktoring aracılığı ile gerçekleşeceğini söyleyebiliriz. Yeterli mi? Hiç değil. Eğer ihracatta çıtayı yükselteceksek, o zaman bu ihracatı yapacak olanların da elini faktoring gibi sistemlerle rahatlatmamız gerekiyor ki, hedefe ulaşabilelim. Bunu da ihracatçısıyla, kamu yönetimiyle, faktoringcilerle, Türkiye İhracatçılar Meclisi gibi kuruluşlarla el birliği ile yapmamız gerekiyor.

Yazarın Tüm Yazıları