Geçen seçimlerde yanlış yaptık

Güncelleme Tarihi:

Geçen seçimlerde yanlış yaptık
Oluşturulma Tarihi: Kasım 07, 2014 09:37

Almanya’nın Thüringen Eyaleti’nde, eski Doğu Almanya’daki rejimin uzantısı olarak görülen Sol Parti yönetiminde SPD ve Yeşiller’den oluşan üçlü bir koalisyon yolda. Cumhurbaşkanı Joachim Gauck ve Başbakan Angela Merkel ise duvarın yıkılmasından 25 yıl sonra bir eyalette Sol Parti başkanlığında hükümet kurulmasına karşı uyarılar yaptı.

Haberin Devamı

Yeşiller Eşbaşkanı Cem Özdemir ile Hamburg’ta 23 Kasım’da yapacağı kurultay öncesi sabah kahvaltısında Sol Parti ile koalisyonu konuştuk. Sadece bunu değil tabii.. Yeşiller, eyalet seçimlerinde başarılı grafik çizerken, son genel seçimlerden itibaren federal düzeyde neden düşüşte. Bunun parti yöneticileri arasındaki derin görüş ayrılığından kaynaklandığı görüşü hakim. İki Eşbaşkan Cem Özdemir ile Simone Peter birçok konuda ayrı telden çalıyor. Peki bu ayrılık ne kadar derin? İşte sorular ve yanıtları:

Thüringen’de kızıl-kır­mızı-yeşil bir koalisyon yolda. Yeşiller’in Sol Parti’yle koalis­yona girmesi doğru mu?

Bir parti başkanı olarak çok seviniyorum. Şu ana kadar 7. koalisyondan sonra 8. koalisyonu olacak Yeşiller’in. 16 eyaletin 8’inde biz hükümet ortağı olacağız. Baden Württemberg’te eyalet Başbakanı ise Yeşiller’den. 6’sında Sosyal Demokratlarla koalisyon ortağıyız. Hessen’de Hıristiyan Demokratlarla, şimdi de Thüringen’de Sol Parti ve Sosyal Demokratlarla. Dolayısıyla her türlü opsiyon bizim için açılmış olacak. Bu bir parti başkanı olarak benim için iyi bir gelişme. Eyaletler Meclisi’nde anahtar parti konumuna geliyoruz.

CUMHURBAŞKANI HAKLI MI?

Cumhurbaşkanı Gauck, Sol Parti başkanlığındaki bir koalisyona karşı uyarılar yaptı. ‘Sol Parti’ye ne kadar güvenebiliriz’ dedi. Cumhurbaşkanı haklı mı eleştirisinde?

Kendi biyografisine bakıldığında, böyle bir şey söylemesini doğal buluyorum. Eski Doğu Almanya’daki, bir diktatörlük rejimiydi. Biz Doğu rejiminin devamı olan Sol Parti’yle Thüringen’de koalisyon için bir ön şart koştuk. Bu rejimin bir diktatör rejimi olduğunu açıklamasını istedik ve böyle bir açıklamayı imzalattık. Cumhurbaşkanının endişelerini ciddiye alıyoruz. O endişeler bizim de endişelerimiz. Üç parti ayrıca başka bir anlaşma yaptı. Eski rejimde sorumluluk taşımış birisi, hükümete giremez. Sol Parti buna da imza attı.

GÖRÜŞLER FARKLI

Ama Yeşiller Eşbaşka­nı Simone Peter, Cumhur­başkanı’nı eleştirdi...

Önemli olan hedefte hemfikir olmamız.

Ama Simone Peter’le sadece bu konuda değil, birçok konuda hemfikir olmadığınız görünüyor. Örneğin Kuzey Irak’a silah yardımı konusunda. Siz ‘evet’ dediniz, Peter ‘hayır’ dedi. Fraksiyonla da görüş ayrılıklarınız var...

Önemli olan sonuç. Thüringen’de hükümet ko­nusunda hemfikiriz. Silah yardımı konusuna gelin­ce, bugün Claudia Roth da Türkiye’yi Kobani’ye yar­dım koridorunu baştan açmadı diye eleştirdi. Bu ne demektir? Koridordan neler taşınacak oraya. İn­sani yardım dışında silah da tabii. Demek ki benim söylediğim şey bugün artık bizim politikamız.

ÇEKİŞME VAR

Ama sizinle Simone Peter arasında hemen her konuda bir çekişme gözden kaçmıyor... Öyle değil. Daha dün koalisyon müzakerele­rin başlamasını birlikte selamladık.

Yeşiller 1983 yılında ilk kez Federal Meclis’e girdi. Ardından hep yük­selişe geçti. Hatta Yeşiller bir halk partisine dönü­şüyor denildi. Ancak son seçimlerden beri Yeşiller federal düzeyde başaşağı gidiyor...

Biz geçen seçimlerden ders çıkardık. Seçimlerdeki baş adayımız Jürgen Trit­tin görevini bıraktı. Şimdi milletvekili. Yönetim değişti. Diğer bir ders ise hü­kümet kurmak için sadece ve sadece Sosyal Demokratlara bağlı kalmamak.
Hessen ve Thüringen’de yaptığımız gibi. Bundan böyle Sosyal Demok­ratlar dışındaki opsiyonları da devre dışı bırakmıyoruz. Bu görüş artık partide egemen görüş.


Siyah-yeşil koalisyon opsiyonundan mı bahsedi­yorsunuz?

Sadece siyah-yeşil değil. Bütün opsiyonlar. Thüringen de buna dahil, Hessen de. Hessen’de ilk defa Hıristiyan Demokratlarla koalisyon kurduk.

ÜÇÜNCÜ PARTİ OLDUK

Sekiz eyalette Yeşiller iktidarda. Ama bu başarı fede­ral düzeye niye yansımıyor?

Şu anda oylarımız kamuoyu yoklamalarında yüzde 10’a yükseldi. Avrupa Parlamento­su seçimlerinde 3. parti olduk. Gidişat iyi yönde.

Federal düzeydeki başarısızlığın nedenlerinden biri olarak yönetimdeki görüş ayrılığı gösteriliyor...

Hayır, geçen seçimlerde bazı konularda yürüttüğümüz yanlış çizgiden dolayı

VEZİRİSTAN...

Trittin sizin eyaletiniz Baden Württemberg’i ‘Veziris­tan’ diye adlandırdı, Taliban­ların sığındağı Pakistan’daki dağlık bölge Veziristan’ı kastederek.

Siyasette önemli olan başa­rı. Biz başarılıyız, hem de çok.

Veziristanlı olarak görü­yor musunuz kendinizi?

(Gülüyor)... Partili arka­daşım federal düzeyde iki kez baş adaydı ve ikisinde de başarısız kaldı. Winfried Kretschmann baş aday oldu ve tüm dünyadaki tek Yeşil eyalet başbakanı olarak tarihe geçti. Tübingen, Stuttgart ve Freiburg büyükşehir belediye başkanları Yeşiller’den. Demek ki, birşeyleri doğru yapıyoruz. Bu, birilerinin hoşuna git­meyebilir. Ama önemli olan sonuç. Başarılı olanlardan ders çıkarmak gerekir.

Veziristan başarılı mı diyorsunuz?

Coğrafya dersinden hatır­ladığım kadarıyla bu eyalete Baden-Württemberg deniyor. Geçen Hindistan’a giderken Veziristan üzerinden uçtum. Hatta geçtikten sonra bir tweet attım. ‘Şu anda Veziristan üzerinden uçuyorum. Jürgen
Trittin özür diledi mi’ diye sordum. O da zaten ‘yanlış anlaşıldım’ dedi.

YEŞİL ÇAĞ BİTTİ Mİ

Tarihçi Paul Nolte, Yeşil Çağ artık bitti diyor...

Tam tersine sadece burada değil, başka ülkelerde de Yeşil düşünce giderek güçleniyor. En önemli konu şimdi iklim değişikliği. Bu eskiden bir yan konuydu. Bugün merke­zi konu. Sermaye de eskiye göre bize çok yakın. Örnek, beslenme. En büyük çevre düşmanlarından birisi tarım sektörü. Bugün herkesi daha çok ilgilendirenler ‘Yediğim yemekler sağlıklı mı? Ye­diğim hayvanın eti benim ahlak anlayışıma uygun mu?’ Vatandaş bunu bilmek istiyor. Yemekte hormon var mı yok mu, organik mi? Bugün en can alıcı sorular bunlar. Çevre konusu aslında yüz­yılın konusu: Bu dünyayı çocuklarımızdan ödünç aldık. Bu bilinçle yaşayalım! Bir gün hesap vereceğiz. Birileri ‘orman kestim, HES yaptım, alışveriş merkezleri kurdum’ diyecek, başkaları ise ‘yenile­nebilir enerji için ve doğa için mücadele verdim’ diyecek.

KOHL DE HAKLI BİZ DE

Eski başbakanlardan Helmut Kohl, kırmızı-yeşil ko­alisyonunun, hazır olmayan Yunanistan’ı Euro’ya alması­nın en pahalı hata olduğunu söyledi. Haklı mı?

Helmut Kohl’e saygım var. Benim de kendisine vereceğim cevap; ‘Siz de Euro’yu başlat­tığınızda ekonomistlerin söy­lediği bazı uyarıları dinleme­diniz’ olur. O da haklı, biz de. Geçmişteki olayları eleştirmek bir şey getirmez.

TAKSİYLE GELDİM

Buraya arabayla mı, taksiyle mi geldiniz? Bugün taksiyle geldim. Ama iki bisikletim var. Biri evde biri parlamentoda. Kısa yollara genellikle bisikletle gidiyorum. Kızım da artık bisikletle okula gidiyor. O da inşallah iyi bir çevreci olacak.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!