Sadece 1 puan yeter ama...

Beşiktaş’ın Asteras maçı sadece grup için değil, Türk futbolunun önümüzdeki yılları için de hayati öneme sahip.

Haberin Devamı

Ve Beşiktaş bu işi dışarıda çok daha iyi yapıyor. Umudumuz, en kötüsü beraberlik Beşiktaş’a turu, ülke futboluna da daha kazanılacak puanları getirir.

iLK YARI

- Oğuzhan, tempoyu yükseltemiyor. Bir Sosa değişikliği oyuna hareket katar mı?
- OĞUZHAN’da milli maçtan sonra büyük bir düşüş var. Benim gördüğüm Oğuzhan’ın kafası rahat değil. İstediklerini rahat rahat yapamıyor gibi. Oğuzhan, genç yaşına rağmen Beşiktaş’ın en iyi organizasyonlarının başlangıç adamı. Ya taşıdığı nefis toplarla gol pozisyonu yaratıyor, ya asistleriyle oyunun şeklini değiştiriyor, ya da vuruşlarıyla gol yapıyor. Ama son maçlarda rahat gözükmüyor.
Tabii bunu sadece Oğuzhan’a indirgememek lazım. Belgrad’daki Partizan maçından sonra Beşiktaş takımında toplu bir düşüş var. Ama bu düşüşü en net Oğuzhan’da görüyoruz. Bu maçta da durgunluğu sürdü. Yani ikinci yarıda bir Oğuzhan-Sosa değişikliği sürpriz olmaz.
Aslında Beşiktaş’ın maça sürpriz bir kadro ile başladığını söyleyemeyiz. Beşiktaş maça neredeyse elindeki en iyi kadro ile çıktı. Kulübede de Sosa, Mustafa ve Cenk Tosun gibi oyunu değiştirebilecek oyunculara sahip. Beşiktaş maça ideal kadrosu ile başladı ama ilk Partizan maçı sonrasında ideal oyunundan uzak.

Haberin Devamı

EN İYİ KADRO İLE ÇIKIYOR

Sorun da burada zaten. Ya ilk Partizan maçı, Beşiktaş’ı uçurdu, başka bir yere getirdi. Oyuncular artık ‘Biz her şeyi her yerde yaparız’ rahatlığına erişti. Ya da Erciyes maçının o türlü kaybedilmesi Beşiktaş’ı bu hale getirdi. Beşiktaş iki duyguyu da uçlarda yaşamış. Partizan maçı sonrası bulutların üstünde, Erciyes maçı sonrası dipte... Bu doğal değil.

NEREDE BELGRAD’DAKi TAKIM

- Üst üste kaybedilen maçların psikolojik ağırlığı ilk yarıda hissedildi mi?
- MUTLAKA bunun etkisi vardır. Belgrad’da oynanan maçtan sonra o övgüler düzdüğümüz takım, beğeniyle, göz zevkimizi okşayan Beşiktaş, sanki Kayseri Erciyes maçından sonra yok. Bir sebep arıyorum, bulamıyorum. O rakibe baskı yapan, kolektif futbolun en güzel örneklerini veren takım gitmiş, sanki aynı formanın içinde görev yapan futbolcular onlar değilmiş... Bir mağlubiyetle bir takım bu kadar düşer mi, gerçekten cevap bulamıyorum. İlk maçta bu rakibi dağıtan, bunaltan ve ‘Bu ülkede gerçekten futbol oynayan bir takım var’ dedirten Beşiktaş, neredeyse doğru dürüst pozisyon dahi üretemedi.
İlk yarıdaki görüntü böyle. Ben , Beşiktaş 15 gün öncesine döner, Veli yine vurur, Demba Ba yine rakibi dağıtır, Olcay ve Gökhan, sağ ve sol kanatları hem gol atmak hem de gol attırmak için tren gibi kullanırlar diye bekliyorum ama yok.

Haberin Devamı

ÜLKE İÇİN DE ÖNEMLİ

ŞU oyuncu yok diyeceğimiz bir durum da mevcut değil. O işleri yapanların hepsi sahada, hocası aynı. Yine ayakta, yine aynı görüntüde. Yani her şey yerli yerinde ama birkaç hafta önceki takım yerinde değil gibi. Oysa Beşiktaş’ın galibiyeti sadece kendisi için değil ülke futbolu adına da çok önemli.
Kısacası, bu Beşiktaş, bu Partizan’ı Belgrad’da devre bittiğinde sahadan silmiş ve futbolun en güzelini bize izletmişti. Neredeyse maçın sonucunu ilk yarı sonunda ortaya çıkarmıştı. İnancım ve umudum, o takım 2. yarıda sahaya döner ve bizi rahatlatır.

iKiNCi YARI

- İkinci yarı ne değişti?
- BU beklentiler içinde ikinci yarı başladığında Beşiktaş’ın en etkili oyuncusu diyebileceğimiz Gökhan Töre’nin bir bireysel çabukluk ve denemesiyle penaltı kazandı. Ve Beşiktaş kendisini de taraftarını da rahatlatacak golü buldu.
Bu penaltıdan kısa bir süre sonra bir Partizan atağında topu kazanan Beşiktaş, en doğru 3 işi birden yaptı: Topu en etkili kullanıcı Oğuzhan ile buluşturdu. Oğuzhan, en iyi ve etkili koşucu Gökhan Töre’yi, Gökhan Töre de en iyi gol vuruşu yapan Demba Ba’yı görüp harika bir gol yarattılar.
Ancak bu gol, Oğuzhan ve Demba Ba’yı iyi oynayanlar sınıfına sokmaz. Sadece ilk yarıya oranla daha istekli ve daha hareketliydiler. Eğer Beşiktaş’ta biraz kımıldayanlardan, arkadaşlarının biraz önüne çıkacaklardan bahsedecek olursak, Gökhan Töre, Atiba, Veli, Sivok ve hatta İsmail’i söyleyebiliriz. Ve de son saniyedeki futbol şansının bizimle birlikte olduğunu, bu 3 puanın ülke futbolu adına ne denli önemli olduğunu belirtebiliriz.

Haberin Devamı

DIŞARIDA DAHA İYİ

ÖNCE Cenk diyelim, sonra direk diyelim ve 3 puan. Sadece şunu unutmayalım. Beşiktaş’ın Asteras maçı sadece grup için değil, Türk futbolunun önümüzdeki yılları için de hayati öneme sahip.
Bu maçta kaybetmememiz son derece önemli. Niye? hem gruptan çıkmak hem de ülke puanları için. Ve Beşiktaş bu işi dışarıda çok daha iyi yapıyor. Umudumuz, en kötüsü beraberlik Beşiktaş’a turu, ülke futboluna da daha kazanılacak puanları getirir.

OLCAY iYi TOP KULLANAMADI

- Beşiktaş neden oyunu tutmakta zorluk yaşıyor?
- BUNUN sebebi telaş. Biraz da güven kaybı. Eğer Beşiktaş, maçı 2-2 bitirseydi, bu görüntü daha ağır bir şekilde devam edebilirdi. Ama bu sonuçla Beşiktaş, muhtemelen bu tabloyu da sona erdirdi.
- Bu sıkıntıya Bilic’in oyuncu değişiklikleri de sebep oluyor diyebilir miyiz?
- DÜN gece, Oğuzhan, ikinci yarıda ilk yarıya göre daha güvenli top kullanıyordu. Ama Olcay için aynı şeyi söyleyemem. Olcay’ın değişme kararı Beşiktaş 1-0 öndeyken verilmedi. Mustafa Pektemek’in oyuna giriş kararı, Beşiktaş’ın penaltıyı kazanmasından önceydi.
Ve Bilic o karardan dönmedi. Bilic, Pektemek’i sonucu değiştirmek için hazırladı ama Pektemek girmeden skor değişti. Bu kararından vazgeçebilir miydi? O Bilic’in takdiri.

Haberin Devamı

OLASILIKLARIN EN İYİSİ

- İsmail’i nasıl buldunuz?
- DÜN akşam Beşiktaş’ın iyileri arasında İsmail’i sayarken, oynadığı bölgenin onun için ne kadar zor ve ters olduğunu bildiğim için böyle değerlendirdim. Her şeye rağmen İsmail elinden gelen her şeyi ortaya koymak isteyen bir oyuncuydu.
Sağ bek için ideal değil ama olasılıkların en iyisi İsmail diyebiliriz.

Yazarın Tüm Yazıları