Bu konuda farklı kanaat yok

Güncelleme Tarihi:

Bu konuda farklı kanaat yok
Oluşturulma Tarihi: Kasım 04, 2014 19:32

Başbakan Ahmet Davutoğlu, çözüm sürecine ilişkin yaptığı açıklamada; "Çözüm süreci konusunda Genelkurmay Başkanımız ile görevi alır almaz çözüm süreci mekanizması içinde bunları paylaştık. Tutumumuz bütün kamuoyu tarafından bilindiğinin çok ötesinde Genelkurmay Başkanımız tarafından hem biliniyor hem takip ediliyor. Bu konuda farklı kanaat yok" dedi.

Haberin Devamı

Başbakan Davutoğlu, Genelkurmay Başkanlığında basına kapalı düzenlenen bilgilendirme toplantısı öncesinde, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ile baş başa görüştü. Yaklaşık 1,5 saat süren görüşmenin ardından, Başbakan Davutoğlu ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özel, bilgilendirme toplantısına geçti. Davutoğlu görüşmenin ardından açıklama yaptı.

Bu konuda farklı kanaat yok
Sayın Bahçeli 1999'da...


Başbakan Ahmet Davutoğlu, Genelkurmay Başkanlığı'ndan aldığı brifingin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Bilgilendirme toplantısı sonrası Genelkurmay Başkanlığı'nda konuşan Davutoğlu, 4 saati aşkın bir sürede çok kapsamlı brifing aldığını ve Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK)'nin ihtiyaç, imkan ve kapasitesini konuştuklarını ifade etti.



""YASAL ZEMİNDE FAALİYET GÖSTERMESİ SİLAHLI KUVVETLERİMİZİ FARKLI ÖZELLİĞE KAVUŞTURMAKTADIR"

Genelkurmay Başkanlığı'nda 4 saati aşkın bir süre içerisinde TSK'nın güvenlik ihtiyaçları anlamında kapsamlı istişare gerçekleştirdiklerini dile getiren Davutoğlu, "TSK'nın temel bazı özellikleri var. En temel güç unsurlarından biridir. O bağlamda modernleşmede de teknolojik intibakta da önemli ve merkezi bir konumu hep muhafaza etmiştir. Silahlı kuvvetlerimizin en önemli niteliği milli ordu niteliğinde olmasıdır. Toplumun her kesiminden her vilayetinden katılım ile oluşmuş gerçek anlamda milli bir ordu niteliği. Özellikle bu günlerde çevremizdeki ülkelerdeki güvenlik zaaflarına temel teşkil eden silahlı kuvvetler yapılanması zaafı göz önüne alındığında çok önemlidir. Uluslararası konjonktür sürat ile değişiyor. Riskler tehditler mahiyet değiştiriyor. Türkiye NATO ittifakı içinde savunma planlamasını yapagelmiş bir ülkedir. Son dönemde özellikle çevre bölgelerde yaşanan gelişmeler sadece ülkeler arası çatışma değil ülke içi çatışmaların ve tehditin bizi nasıl etkileyebileceğini açık bir şekilde ortaya koydu. Siyasi anlamda istikrarsızlığa düşmüş ekonomik anlamda kendisini koruyabilecek kapasitesini kaybetmiş ülkelerin askeri gücünde zayıflama olur. Silahlı kuvvetlerimizin en önemli özelliği de demokratik sistemin meşruiyeti içinde çalışan ve devlet meşruiyetinin sağladığı yasal zeminde faaliyet göstermesi silahlı kuvvetlerimizi farklı bir özelliğe kavuşturmaktadır" açıklamasında bulundu.

"BÜYÜK BİR MÜLTECİ SORUNU İLE KARŞI KARŞIYA KALABİLİRİZ"

Halep'in kuşatma altında olduğu iddiaları hatırlatılan Davutoğlu, Türkiye'yi yeni bir göç dalgasının bekleyip beklemediği sorusu üzerine "Halep'teki gelişmeleri kaygı ile takip ediyoruz. Şehir düşme noktasında bu anlamda istihbari olarak bilgiler geliyor. Düşme noktasında olduğu söylenemez. Çok yoğun bir baskı altında. Bu büyük bir sınav. Uluslararası topluma açık söyleyeyim. Çifte standartlı tavrın da bir göstergesi. Biz hep uyarıyorduk. Esed rejimi uluslararası toplumun dikkatinin Irak'a ve Kobani'ye sembolik olarak da tek bir şehre odaklanmasından istifade ederek Hama civarında belli şehirlerde çok büyük katliamlar yaptı. Bunu biz bütün müttefiklere anlatmaya çalıştık. Ama uluslararası basında bunu görmüyorsunuz. Uluslararası toplumda kimse Halep'e nasıl destek verilecek diye bir çağrıda bulunmuyor. Koalisyon unsurlarının Esed'e dönük olarak açık ve net bir tutumla bu saldırıları durdurmazsanız şu askeri tehditte bulunurum, dediğine şahit olmuyoruz. Halep'in düşmesi durumunda gerçekten Türkiye olarak bizi de çok ciddi şekilde kaygılandıran büyük bir mülteci sorunu ile karşı karşıya kalabiliriz. Bunun için biz güvenli bölge talep ediyorduk. Bunun için sadece IŞİD değil Esed rejimine karşı tedbir alınmalı diyorduk. IŞİD tehlikesini ortaya çıkaran Suriye rejiminin saldırılarıdır. Uluslararası toplumun bu aymazlıktan kurtulması ve Suriye yönetimine karşı açık ve net tavrını ortaya koyması lazım. Böyle bir mülteci akınının olmasını istemeyiz" diye konuştu.

Bu konuda farklı kanaat yok


"ÇÖZÜM SÜRECİ KONUSUNDA FARKLI KANAAT YOK"

Genelkurmay ve TSK'nın çözüm süreci ve bedelli askerlik gibi konularda, üç başlıkta, çekinceleri olduğu yönündeki iddialar sorulan Davutoğlu, "Bu konularda çok açık şekilde Genelkurmay Başkanlığımızın hem ihtiyaçlarını taleplerini her zaman dinliyoruz. Fikir alışverişinde bulunuyoruz. Bakanlar Kurulu'nda dün mayınlı bölgeler ile ilgili yasa çalışmalarımız oldu. Bugün yoğunlaştığımız konular daha çok uluslararası ve bölgesel konjonktürle ilgili hususlardı. Çözüm süreci konusunda Genelkurmay Başkanımız ile görevi alır almaz çözüm süreci mekanizması içinde bunları paylaştık. Tutumumuz bütün kamuoyu tarafından bilindiğinin çok ötesinde Genelkurmay Başkanımız tarafından hem biliniyor hem takip ediliyor. Çözüm süreci Türkiye'de milli birlik ve beraberliği temin edecek ve şiddeti terörü sonlandıracak bir projenin adıdır. Nasıl kademelendirilmiş şekilde hedefe ulaşılacağı konusunda sürekli istişare halindeyiz. Kamu düzeni konusunda ise güvenlik birimlerimiz hem emniyetimiz hem jandarmamız hem de silahlı kuvvetlerimiz kamu düzenini sağlama konusunda siyasi otoritenin verdiği talimatlara uygun şekilde Türkiye'nin her yerinde görevini yürütmektedir. Bu konuda farklı kanaat yok" ifadelerini kullandı.



"JANDARMA MÜLKİ GÖREVLERDE İÇİŞLERİ BAKANLIĞIMIZIN BÜNYESİNDE OLACAK"

Jandarma konusunu Özgürlüklerin Korunması ve İç Güvenlik Reform Paketi kapsamında değerlendiren Davutoğlu, "Jandarma Genel Komutanlığı şu anda da yasal olarak zaten İçişleri Bakanlığına bağlı bir kuruluştur. Maalesef bu yasal çerçeveler tam istenilen ölçüde hayata geçirilemediği noktalar oldu. Bu yaptığımız çalışma ile bir anlamda bunlar daha açık bir şekilde bu bağlı olma niteliği açık bir şekilde tanımlanıyor. Bununla ilgili atılacak adımlar çerçevesinde İçişleri Bakanlığımızda çalışmalar devam ediyor. Temel perspektif itibariyle de İçişleri Bakanlığımıza bağlı olan Jandarma Genel Komutanlığımızın kıyafeti ile toplumsal olaylara müdahale kapasitesi ile bu müdahaledeki tutumu ile bu süreç esnasındaki etkinliği ile İçişleri Bakanlığımıza entegre bir yapıda çalışmaları yürütmesi ama askeri niteliği itibariyle barış dışındaki dönemlerde askeri nitelikli görevlerde de silahlı kuvvetlerimizin bir parçası olacaktır. Mülki görevlerde ise İçişleri Bakanlığımızın denetimi ile tayini ile ataması İçişleri Bakanlığımızın bünyesinde olacak" şeklinde konuştu.

Bu konuda farklı kanaat yok


"BEDELLİ KONUSUNU ELE ALIYORUZ ANCAK BÖLGEDEKİ KONJONKTÜR MALUM"

Bedelli askerlik konusunda açıklamada bulunan Davutoğlu, "Silahlı kuvvetlerimizin imkan ve kapasitesine göre de bedelli konusunda da Bakanlar Kurulu'nda gündeme geldikçe bu konuları ele alıyoruz. Bu çerçevede de yeni bir gelişme olduğunda paylaşılır ancak bölgedeki konjonktür herkesçe malum. Hepimiz bu perspektifi de göz önünde bulundurarak atılabilecek adımları birlikte değerlendireceğiz" dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!