Güncelleme Tarihi:
Başbakan Davutoğlu, Genelkurmay Başkanlığında basına kapalı düzenlenen bilgilendirme toplantısı öncesinde, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel ile baş başa görüştü. Yaklaşık 1,5 saat süren görüşmenin ardından, Başbakan Davutoğlu ve Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özel, bilgilendirme toplantısına geçti. Davutoğlu görüşmenin ardından açıklama yaptı.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, Genelkurmay Başkanlığı'ndan aldığı brifingin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Bilgilendirme toplantısı sonrası Genelkurmay Başkanlığı'nda konuşan Davutoğlu, 4 saati aşkın bir sürede çok kapsamlı brifing aldığını ve Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK)'nin ihtiyaç, imkan ve kapasitesini konuştuklarını ifade etti.
""YASAL ZEMİNDE FAALİYET GÖSTERMESİ SİLAHLI KUVVETLERİMİZİ FARKLI ÖZELLİĞE KAVUŞTURMAKTADIR"
Genelkurmay Başkanlığı'nda 4 saati aşkın bir süre içerisinde TSK'nın güvenlik ihtiyaçları anlamında kapsamlı istişare gerçekleştirdiklerini dile getiren Davutoğlu, "TSK'nın temel bazı özellikleri var. En temel güç unsurlarından biridir. O bağlamda modernleşmede de teknolojik intibakta da önemli ve merkezi bir konumu hep muhafaza etmiştir. Silahlı kuvvetlerimizin en önemli niteliği milli ordu niteliğinde olmasıdır. Toplumun her kesiminden her vilayetinden katılım ile oluşmuş gerçek anlamda milli bir ordu niteliği. Özellikle bu günlerde çevremizdeki ülkelerdeki güvenlik zaaflarına temel teşkil eden silahlı kuvvetler yapılanması zaafı göz önüne alındığında çok önemlidir. Uluslararası konjonktür sürat ile değişiyor. Riskler tehditler mahiyet değiştiriyor. Türkiye NATO ittifakı içinde savunma planlamasını yapagelmiş bir ülkedir. Son dönemde özellikle çevre bölgelerde yaşanan gelişmeler sadece ülkeler arası çatışma değil ülke içi çatışmaların ve tehditin bizi nasıl etkileyebileceğini açık bir şekilde ortaya koydu. Siyasi anlamda istikrarsızlığa düşmüş ekonomik anlamda kendisini koruyabilecek kapasitesini kaybetmiş ülkelerin askeri gücünde zayıflama olur. Silahlı kuvvetlerimizin en önemli özelliği de demokratik sistemin meşruiyeti içinde çalışan ve devlet meşruiyetinin sağladığı yasal zeminde faaliyet göstermesi silahlı kuvvetlerimizi farklı bir özelliğe kavuşturmaktadır" açıklamasında bulundu.
"BÜYÜK BİR MÜLTECİ SORUNU İLE KARŞI KARŞIYA KALABİLİRİZ"
Halep'in kuşatma altında olduğu iddiaları hatırlatılan Davutoğlu, Türkiye'yi yeni bir göç dalgasının bekleyip beklemediği sorusu üzerine "Halep'teki gelişmeleri kaygı ile takip ediyoruz. Şehir düşme noktasında bu anlamda istihbari olarak bilgiler geliyor. Düşme noktasında olduğu söylenemez. Çok yoğun bir baskı altında. Bu büyük bir sınav. Uluslararası topluma açık söyleyeyim. Çifte standartlı tavrın da bir göstergesi. Biz hep uyarıyorduk. Esed rejimi uluslararası toplumun dikkatinin Irak'a ve Kobani'ye sembolik olarak da tek bir şehre odaklanmasından istifade ederek Hama civarında belli şehirlerde çok büyük katliamlar yaptı. Bunu biz bütün müttefiklere anlatmaya çalıştık. Ama uluslararası basında bunu görmüyorsunuz. Uluslararası toplumda kimse Halep'e nasıl destek verilecek diye bir çağrıda bulunmuyor. Koalisyon unsurlarının Esed'e dönük olarak açık ve net bir tutumla bu saldırıları durdurmazsanız şu askeri tehditte bulunurum, dediğine şahit olmuyoruz. Halep'in düşmesi durumunda gerçekten Türkiye olarak bizi de çok ciddi şekilde kaygılandıran büyük bir mülteci sorunu ile karşı karşıya kalabiliriz. Bunun için biz güvenli bölge talep ediyorduk. Bunun için sadece IŞİD değil Esed rejimine karşı tedbir alınmalı diyorduk. IŞİD tehlikesini ortaya çıkaran Suriye rejiminin saldırılarıdır. Uluslararası toplumun bu aymazlıktan kurtulması ve Suriye yönetimine karşı açık ve net tavrını ortaya koyması lazım. Böyle bir mülteci akınının olmasını istemeyiz" diye konuştu.