Küçük atölyeden şirketler grubuna

Haberin Devamı

GENÇ yaşta aile ekonomisine katkı sağlamak için bir tornacının yanında çırak olarak işe başlar. Zamanla ustabaşılığa kadar yükselir. 1952’de kendi atölyesini kurar. Kullanılmış preslerin yanı sıra otomobille kamyon yedek parçalarını da tamir eder. Bu yıllarda, ‘Kovancı Cemal Dirin’ adıyla ünlenen Cemal Dirin’in işleri, 60’lı yıllarda ağır vasıtalardaki yük sınırlaması ve yolların düzelmesiyle azalır. Oğlu Mustafa Dirin’in de önerisiyle planya tezgahı üretimine başlar... Küçük bir atölyeyle başlayan ve ‘makine üreten makine’ yapımıyla devam eden serüvene, 1974’te dökümhane eklenir. 1999’da ise kompresör üretimi yapan Maksaş gruba katılır. 2001’de Cemal Dirin’in vefatıyla Dirinler Şirketler Grubu’un başına çocukluk sürecinden beri işin içinde olan Mustafa, Nihat ve Melih Dirin geçer. Bugün makine, kompresör, dökümde önemli bir aktör olan ve birçok ilke imza atan Dirinler Şirketler Grubu, işletme hakkını aldığı Levent Marina’yla turizm sektörüne el attı. 3’üncü kuşağında yavaş yavaş çalışma hayatına adım atmasıyla, grup yeni sektörlerin de sinyalini veriyor.
Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde 4 fabrikasında yaklaşık 600 kişi çalışan Dirinler Şirketler Grubu’nun dünü, bugünü ve yarınını, kardeşlerin en büyüğü Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Dirin ile en küçüğü Dirinler Döküm’ün başındaki Melih Dirin’den dinledik.

Haberin Devamı

Küçük atölyeden şirketler grubuna


4 fabrikaya ulaştı
Şirketin kurucusu merhum Cemal Dirin, 6 kardeşin en büyüğüdür. Tarımla uğraşan babasının işleri bozulunca çalışmak zorunda kalan Cemal Dirin, çırak olarak bir torna atölyesinde 1938’de işbaşı yapar. Mustafa Dirin, o dönemi şöyle anlattı:


“Babam kısa sürede kendini burada kanıtlar ve ustabaşılığa kadar yükselir. Asker dönüşü de bir süre aynı yerde çalışır ama aklında kendi işini kurmak vardır. Yanına bir ortak alarak 8 metrekarelik bir dükkanda çalışır. 1952’de ise Kalearkası’nda kendi yerini açar. Ağır vasıtaların dingil, kovan tamiri yapıyordu. Ben de okuldan kalan zamanlarımda ona yardım ediyordum. Bu arada kendimiz için torna makinesi de üretiyordu. Müşteri çıkınca da satıyordu. 60’lı yıllarda kamyonlara yük sınırı kondu, yolların da iyileşmesiyle bizim işler azaldı. O dönemde ben meslek lisesine gidiyordum. Atölyede bulunan küçük planya tezgahı imalatı yapma önerisinde bulundum. O ise daha büyüğünü yaptı. ‘Küçükten bizde iki tane var çalışmıyor. Ama büyükten bir tane var. Boş bir anı yok. Büyük yapalım. Satamazsak kendimiz kullanırız’ diye nedenini aktardı. Bunu 1967’de İzmir Fuarı’nda tanıttık. Sonra otomotiv yan sanayide yaşanan hareketlilikle eksantrik pres makineleri üretmeye başladık. Ben akşamları üniversiteye, gündüzleri de babama yardıma gidiyordum. Gece gündüz makine ürettik. Kalearkası’ndan Çamdibi’nde 750 metrekarelik bir yere geçtik. 1974’te ise kendi dökümhanemizi kurduk. Piyasa ihtiyaçlarımıza hızlı ve kaliteli yanıt veremediği için böyle bir yola gittik. 1987’de İzmir Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’ne taşınma kararı aldık. O zaman yatırım süreci şimdiki gibi kolay değildi. 4 yılda fabrikamızı tamamladık ve 1991’de taşındık. 1997’de ise dökümhaneyi getirdik. 1999’da ise Lupamat markasıyla kompresör üreten Maksaş A.Ş.’yi bünyemize kattık. Dirinler Makina, Dirinler Sanayi Makinaları, Maksaş Makina ve Dirinler Döküm Sanayi olarak bugün 4 fabrikada üretim yapıyoruz.”

Haberin Devamı


Makine üreten makineler
Kurumun ortaya çıkmasında en büyük payı olan makine grubu ağırlıklı otomotiv ve beyaz eşya sektörüne ürün veriyor. ‘Makine yapan makine üretiyoruz’ diyen Mustafa Dirin, ilk günden bu yana hep yenilikleri getiren bir firma olduklarını, AR-Ge ve teknolojiye yatırım yaptıklarını anlatıyor. Dirin, “Eskiden Avrupa bizim 30 yıl ilerimizdi. Yurt dışındaki fuarlara gittiğimizde onlara imrenirdik. Teknoloji transferi için onları izlerdik. Hatta bazılarına açık açık kalite olarak onları kopyalayacağımızı söylüyorduk. Bugün Avrupa’nın son teknolojisini üreten konumdayız. Makine grubunda 56 ülkeye ihracat yapıyoruz. Çin ve Hindistan’da bile makinelerimiz bulunuyor” diyor.

Haberin Devamı



ÜÇÜNCÜ KUŞAĞA
YENİ SEKTÖRLER

Turizmin yan dal olduğunu anlatan Mustafa Dirin, asıl işin makine ve döküm olduğunu söylüyor, planlarını şöyle aktarıyor+:
“3’üncü kuşak artık yavaş yavaş çalışmaya başladı. 3’üncü kuşakta 7 kişi var. Bunlardan bazıları da şirketlerde görev almaya başladı. Onlar için alternatif işler yapıyoruz. Marina bunlardan biri. Şu anda bir plan yok ama tarım ve gıdaya da niyet var. İleride bu alanda büyük pazar olacağı kesin. Biz hem mevcut işlerde, hem de yeni yatırımlarda büyüyerek yolumuza devam etmek istiyoruz.”



ORTAKLILARA
KAPALIYIZ

‘Biz aile olarak yerinde duramayan, durgunluğu sevmeyen ve her an sürprizler yapan bir yapımız var’ diyen Mustafa Dirin, saat gibi işleyen bir yapıları olduğunu anlatıyor. Bu yapı tabii ki birçok şirketin de dikkatini çekmiyor değil. Özellikle Avrupa’da zaman zaman satın alma yolunda teklifler gelse de Mustafa Dirin, “Bütün işletmeler yabancıların eline geçerse ne olacak” diyerek bu tekliflere sıcak bakmadıklarını aktarıyor. Mustafa Dirin, Türkiye’de yapılacak çok işin olduğunu belirterek, büyüme stratejilerini de buradan yürüttüklerini aktarıyor.

Haberin Devamı

25 ARABA AĞIRLIĞINDA DÖKÜM
İlk başta sadece Dirinler Makina’nın ihtiyaçlarını karşılamak için kurulan Dirinler Döküm Sanayi, bugün apayrı bir noktada. Melih Dirin’in başında bulunduğu Dirinler Döküm Sanayi, ürettiğinin yüzde 90’ını ihraç ediyor. İç piyasada ise otomotiv firmalarına ürün veriyor. Melih Dirin, “Dirinler Makina’ya ürün vermiyoruz artık. Onların kalıpları küçük artık. Biz farkındalığın peşindeyiz. En küçüğü bir, en büyüğü ise 25 tonluk dökümler yapıyoruz. Biz hem Avrupa’da, hem de Türkiye’de iyi bir noktadayız. Hatta Avrupa’daki bazı rakiplerimiz kapandı. Şimdi yeni bir yatırım içerisindeyiz. Kapasitemizi yüzde 30 artırıyoruz. 30-35 tonluk parçalar dökebileceğiz. Şu an ayda bin ton ürün işliyoruz. Dökümde önümüz açık” bilgisini paylaştı.

Haberin Devamı

BULDUĞUMUZ DÜĞMEYİ
CEKETE DİKTİK

Sanayinin ardından Levent Marina’nın işletmesini alarak turizm sektörüne de adım atan grubun bu hamlesini Melih Dirin, şöyle açıklıyor:
“Bizim denize olan sevgimiz var. Babamız hem balık tutmayı, hem de tekneciliği öğretti. Sonra hepimizin teknesi oldu. Yani denizle bir bağımız oluştu ve Levent Marina’nın satış süreciyle de bu alana yatırım yaptık. Kendi teknelerimizi de koyacak yer yoktu. Bir düğme bulduk ve onu bir cekete diktik. Şu anda marinacılıkta çıraklık aşamasındayız. Ustalıkla birlikte gelecek hedeflerimize yön vereceğiz.”

KISA KISA
* Dirinler Şirketler Grubu’nu doğuran her ne kadar makine ayağı olsa da bugün finansal olarak en güçlü şirket Dirinler Döküm. Mustafa Dirin, “Ben makinenin, Nihat kompresörün, Melih ise dökümün başında. Aramızda bir rekabet var. Yıl sonundaki bu şirketlerin büyümesi bir birimizi kamçılıyor” diyor.

Yazarın Tüm Yazıları