Birkaç not

BUGÜN birkaç konuya değineceğim; önce Ermenek’teki kömür kazasında 18 işçimizin su baskınında mahsur kalması...

Haberin Devamı

Bütün temennilerimiz, dualarımız kurtulmaları için.
Kusur, ihmal nedir? Bu konuda uzmanların bile yorum yapması için henüz elde yeterli bulgular yok. Fakat elimizde bir gerçek var:
2000-2008 yılları arasında 100 milyon ton kömür üretiminde kazalarda ABD’de ölen işçi sayısı 1-6 arasında, Çin’de 150-411 arasında... Türkiye’de ise 256 ile 723 arasında!
Esaslı sorunlarımız olduğu belli: Bakanlık denetimlerinin eksikliği, istihdam politikasındaki sorunlar, yaptırımların caydırıcı olmaması, sendikal kültürün ücrete kilitlenmesi, zihniyetimizde sebep-sonuç ilişkilerini düşünme yetisinin gelişmemiş olması... Kazaya “sebep” olabilecek bir hususu “bir şey olmaz” diye önemsememek, rasyonelleşme eksikliği yani.
Trafikte de böyle, iş organizasyonunda da...
İnşallah 18 işçimizden iyi haber gelir...

Haberin Devamı

DEĞERLİ BİR TARİHÇİ

Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri sanatçı Hülya Koçyiğit, yazar Alev Alatlı, neyzen Niyazi Sayın ile tarihçi Engin Akarlı’ya verilmiş, kutluyorum.
Bizde bilimadamları sanatçı ve yazarlar kadar tanınmadığı için Prof. Engin Akarlı hakkında okurlarıma bir bilgi notu sunmak istiyorum.
Yakın tarihimizin konusunda uluslararası üne sahip değerli bir tarihçidir. Bildik basmakalıp görüşlerin ötesinde, özgün bulgu ve yorumları vardır. Çok değerli tarihçilerimizden biridir
Yayınlarının çoğu İngilizcedir, Türkçeye çevrilmelerini dilerim.
Bu vesile ile Sayın Akarlı’nın İslami İlimler Araştırmaları Vakfı’nın 2000 yılında düzenlediği bilimsel toplantıdaki tebliğinden bahsetmek istiyorum.
Akarlı, fıkıh dediğimiz İslam hukukunun, sanayileşme çağına kadar Osmanlı’da ileri bir hukuk sistemi geliştirdiğini, fakat gelişmesini sürdüremediğini anlatır; tarihten örnekler verir. “19. yüzyılda ortaya çıkan yeni hak anlayışlarını karşılayabilmek açısından gerçekten yetersiz kalmıştı” diye belirtir.
Bu “ortaya çıkan yeni hak arayışlarını karşılayamamak” sorunu üzerine İslamcılar çok düşünmelidir.
Türkiye’nin 19. yüzyılda Tanzimat’tan itibaren Batı hukukuna yönelmesinin temel sebebi buydu. Bugün de “evrensel hukuk” demiyor muyuz?

Haberin Devamı


SERBEST FIRKA


Dünkü yazım üzerine bazı yorumlar ve eleştiriler aldım. 1930 yılındaki muhalefet partisi Serbest Fırka’nın ‘irtica odağı’ haline geldiği için zorunlu olarak kapatıldığı şeklindeki görüşler çok basmakalıptır.
Sonradan İnönü de hem 1925’te Karabekir ve Rauf Orbay’ın liderliğindeki Terakkiperver adlı partiyi hem 1930’da Fethi Bey liderliğindeki Serbest Fırkayı kapatmakla hata ettiklerini söylemiştir.
O yıllardaki iktidar sahiplerinin irtica endişesine kapılmaları, iktidarı daha da güçlendirmek istemeleri başka şeydir, bu endişenin reel olup olmaması başka şey...
Halkın Tek Parti’ye muhalefetinin sebebi ekonomik sıkıntılar, baskılar, Tek Parti’nin halka kapalı bir oligarşiye dönüşmesi gibi sebeplerdi...
Bu konularda Ahmet Yeşil’in “Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası” adlı kitabı ile Cemil Koçak’ın “Belgelerle Serbest Cumhuriyet Fırkası” adlı kitabını tavsiye ederim.
Tarih hakkında hüküm vermek için soyut akıl yürütme yapmak yanlıştır. Tarihteki olguları araştırarak, bulgulara bakarak yorum yapmak gerekir.
Liberal Fethi Bey’in 5 Kasım 1930’da Meclis’te yaptığı uzun konuşmada anlattıklarını okumadan, Serbest Fırka hakkında hüküm vermek doğru olmaz.
NOT: Özel bir nedenle kısa bir süre izin rica ediyorum. Tekrar görüşmek üzere...

Yazarın Tüm Yazıları