Şehit caddesinde şehit düşüyoruz

SEVGİLİ Ramazan.... Kardeşim Ramazan... Canım Yunus...

Haberin Devamı

Şu tesadüfe bakın.
Hakkâri’de haince vurulduğunuz caddenin adı Cengiz Topel Caddesi’ymiş...
Duyunca çarpıldım.
Yüzbaşı Cengiz Topel, Kıbrıs harekâtında şehit düşen kahraman pilotumuzdur.
Ne hale geldik.
30 yıldır kan akan memlekette yer kalmadı ki, artık şehit caddelerinde, şehitler veriyoruz.
Şehit caddesinde şehit düşüyoruz. Sevgili Ramazan. Kardeşim Ramazan. Canım Yunus...
Gidip şehit Yüzbaşı Cengiz Abi’nize sarılın.
Mekânınız cennet olsun.Şehit caddesinde şehit düşüyoruz

Sanki ‘Kuşa bak’ der gibi ‘PKK’ya bak’ diyen birileri

KANSIZLARA karşı soğukkanlı olmak zordur.
Ama direniyorum.
Ve yine de soğukkanlılıkla soruyorum: Çözüm süreci yeniden olumlu bir aşamaya gelirken oluyor bu saldırı.
PKK mı yapıyor? Bilmiyoruz. Öcalan’a rağmen PKK’nın içinden birileri mi?
O da belli değil.
Ama kim olursa olsun, belli ki birileri yine o eski günlere dönmek istiyor. Yani istiyor ki...
- Terör ve suikast günleri başlasın.
- Köyler boşaltılsın. Sürgünler olsun. Toplu mezarlar. Toplu gözaltılar, toplu tutuklamalar olsun.
- Masum Kürt vatandaşlarının evleri basılsın. Kürtler devlete karşı nefret duysun. Türkler, Kürtler birbirlerinden nefret etsin.
- Şehirler jandarmanın polisin denetimine girsin.
- Faili meçhuller başlasın.
- Birileri kendilerini devletin yerine koyup demokrasi dışı organizasyonlara girişsin.
- Demokrasi ve huzur dışında olağanüstü hallere geri dönülsün...
Şehitlerimizin ardındaki sır işte burada başlıyor.
Sanki “Kuşa bak” der gibi “PKK’ya bak” diyen birileri var.

NİYE MASKE

Haberin Devamı

Güneydoğu’da ne zaman “maskeli bir eylem” olsa kuşkulanırım.
Maskeyi kim, niye takar?
Maske saklanmak demektir. Maske savaş değil, suikast unsurudur. Maske “Aslında içinizdeyim” demektir.
Maske, suçu çok kolayca başkasına atma aracıdır.
Öyleyse soracağız:
“Geçmişte PKK o kadar çok saldırı yaptı. Eylem düzenledi. Kaçı böyle cadde ortasında ve maskeliydi?”

Haberin Devamı

ÇÖZÜM SÜRECİNİN EN BELALI NOKTASI

Şimdi bu soruları bir başka gerçeğe bağlayalım.
Çözüm sürecinin en ürkütücü noktası “muhatapsızlıktır”.
Eğer devlet karşısında bir muhatap bulamazsa, süreç kaosa dönebilir.
İşte son durum:
Başbakan Davutoğlu, “Kamu düzeni bozulmadan çözüm süreci devam edecek” diyor.
Hükümet Sözcüsü Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, “Öcalan’la görüşmeler devam edecek. Kendisine görüşmeleri kolaylaştırmak için cezaevi kuralları içinde olanak vereceğiz” diyor. Öcalan, “Müzakereleri hızlandırın çağrısı” yapıyor.
“Pat” arkadan ‘üç şehit’...
İşte belanın kapısı burada açılabilir. Birileri “Öcalan’ı muhataplıktan çıkarmaya” çalışıyor olabilir.
Yani Öcalan’ın örgütle hiyerarşisi zedelenirse ya da muhataplar karışmaya başlarsa süreç ne hale gelir?
Kimle konuşacaksınız? Kimi bulacaksınız?
İşte “üç şehidimizin ardındaki sır” dediğim de budur.
Birileri muhataplığı yok etmek istiyor olabilir.
O yüzden devletin bu “maskeleri” bir an önce düşürmesi gerekir.

Haberin Devamı

PKK SİLAH BIRAKIR MI?

Soruyu şöyle soralım:
ABD ve koalisyon ülkeleri PYD’ye ve dolaylı olarak da PKK’ya silah yardımı yapıyor.
Peki Kobani için silahlandırılan PKK, Türkiye’de kolay kolay silah bırakır mı?
Başka türlü de sorabilirim:
O bölgede PYD ve Peşmerge kadar, kendisini etkin bir güç olarak tanımlayan PKK,
PYD ve Peşmerge silahlandırılırken silah bırakır mı?
Elbette bırakmaz.
Sonuçta hepsi aynı noktaya geliyor. Sınırlarımızın ötesinde ciddi bir kaos var. PKK hem sınırımızın ötesinde hem de içinde.
Sınırlarımızın ötesindeki PKK’nın elini güçlendirenler, Türkiye’de Öcalan’ın etkisini azaltacak bir ortam yaratırlarsa, çözüm sürecindeki dengeler ve muhataplıklar ne hale gelir?
Gerisini siz düşünün.
Şehitlerimizin ardındaki sır derindir. Ve bulmak için bu soruların cevaplarına ihtiyacımız var.

Yazarın Tüm Yazıları