Nilgün Tekfidan Gümüş
Nilgün Tekfidan Gümüş
Nilgün Tekfidan GümüşYazarın Tüm Yazıları

Silah şirketleri kazanırken

TERÖR örgütü IŞİD’e karşı başlatılan savaş kime yarıyor?

Haberin Devamı

IŞİD aracılığıyla Ortadoğu’da kendilerine yer açmaya çalışan Iraklı Sünnilere mi? Avrupa’nın, ABD’nin kendinden olmayanı dışlayıcı politikalarının bir yan ürünü olan radikal savaşçılara mı? Irak’ta nüfuzunu arttıran İran’a mı?
Düne kadar terörist sayılırken birden ABD ve Avrupa tarafından IŞİD’e karşı mücadelede gizliden gizliye ortak görülen terör örgütü PKK’ya mı?
Savaşın birilerine yaradığı, birilerine yaramadığı doğru. Ancak birileri var ki, özellikle bu mücadelenin uzun soluklu olmasında memnuniyet duyacağa benzer.

*

ABD’de geçtiğimiz hafta arası, savunma şirketleri üçüncü çeyrek bilançolarını açıkladı. Tank, gemi ve özel jetler üreten General Dynamics, söz konusu dönemde net kârda yüzde 6.4 oranında artış ilan etti.
İnsansız hava aracı ve savunma elektroniği üreten Northrop Grumman, gelirlerindeki düşüşe rağmen beklentinin üzerinde bir kâr öngördüğünü duyurdu. Keza Pentagon’un bir numaralı tedarikçisi Lockheed Martin Şirketi... Bu çeyrek dönemde gelirleri azalsa bile kârının arttığını belirtti. ABD Savunma Bakanlığı için çalışan diğer bir şirket olan Boeing’in de durumu fena değildi.
Ukrayna’nın doğusunda Rus ayrılıkçılarla savaş sürerken, Ortadoğu’da IŞİD’e karşı yıllarca sürebilecek bir silahlı mücadele konuşulurken, savunma uzmanları gerek ABD’den gerek Avrupa ve Ortadoğu’daki müşterilerden gelecek siparişlerin artabileceğini öngörüyor. Nitekim ABD’de savunma bütçesine yönelik zorunlu kısıtlamaların hafifletilmesi şimdiden gündeme getirilmeye başlandı bile.

*

GEÇEN salı günü Pentagon (ABD Savunma Bakanlığı) da savaşla ilgili rakam açıkladı. Buna göre IŞİD’e karşı yürütülen ve “Öz Kararlılık” adı verilen operasyonda sadece ABD, 10 haftada 424 milyon dolar harcadı. Savaşın ABD’ye günlük maliyeti ise 7.6 milyon dolar.
23 Eylül’de Suriye’deki IŞİD mevzilerini de vurmaya başlayan ABD, sadece o gün Raytheon üretimi olan 47 adet Tomahawk seyir füzesi atmıştı. Ve bunların her birinin değeri 1.4 milyon dolardı.

*

ŞİMDİ madalyonun bir de öteki yüzü var.
Cumartesi günü bizim gazetede ürkütücü bazı rakamlar vardı. Buna göre Türkiye’ye sığınmış 1 milyon 700 Suriyeli’den 350 bini okul çağına gelmiş çocuktan oluşuyor ve bunların yaklaşık 200 binine eğitim verilemiyordu. Suriyelilerin mülteci olduğu diğer komşu ülkelere de biraz baktım, orada da durum daha iyi değil. Birileri kazanırken, bir yandan da yeni kayıp nesiller yetişiyor. Ve Avrupası, ABD’si, Rusya’sı şunu daha iyi fark etmeli; dünya artık eskisi gibi izole değil; sınırlar daha geçirgen... Irak’a, Suriye’ye, Gazze’ye yağan bombalar dünyanın öte yanındaki Ottowa’daki parlamentonun basılmasına kadar gidebiliyor. Ya da eline baltayı alan biri ‘din adına’ New York’ta dehşet saçabiliyor. Afrika hastalığı diye önemsenmeyen bir Ebola, New York’ta karantinayı gündeme getirebiliyor.

*

SURİYELİ mülteciler meselesine dönecek olursak. Farklı bir etnik yapıya, geleneklere, dile sahip bir nüfusu alıp başka bir ülkeye monte etmek kolay değildir.
Almanya, planlı ve programlı bir şekilde kabul etmesine rağmen Türk nüfusun yarattığı sorunları 50 yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen çözememiştir. Burada elbette iki tarafın da ihmalleri olmuştur.
Biz de Suriyeli sığınmacıların önemli bir kısmının kalıcı olduğunu varsayarsak, Türkiye bunlara yönelik şeffaf yasal süreçler uygulamalı, çocukların eğitim meselesine de öncelik vermelidir. Dil önemli bir bariyerdir ve öncelikle bunun üstesinden gelinmelidir. Batı da bölgeye düşen her bombanın kendisine göç ya da terör dalgası olarak dönebileceğini görmeli, IŞİD’i bir taraftan bitirmeye çalışırken; Ortadoğu’da çoktan bitmiş diyalog ve barış sürecini canlandırmanın yolları aranmalıdır.

Yazarın Tüm Yazıları