Hayat oyunla başlar

Güncelleme Tarihi:

Hayat oyunla başlar
Oluşturulma Tarihi: Ekim 26, 2014 01:02

MENDİL kapmaca, sek sek, çember, körebe, ip atlama, birdirbir, bezirganbaşı, halat çekme, beş taş, köşe kapmaca, uzun eşek, elim sende, topaç… Hiç düşündünüz mü bu oyunların çocuk becerilerini geliştirdiğini. İzmirli iki girişimci kadın düşündü ve yepyeni bir projeye imza attı, “Hepimiz Çocuk-us” dedi. Günümüzde genellikle tek olan, sosyal yönleri zayıf ve hep “sanal oynadığı” için hiç yara bere izi olmayan çocuklarla oyun paylaşmak için yola çıkan Seren Akıncı Özdurulmuş ve Meltem Altınel, aslında “eğlenirken gelişmenin” rotasını çizdi.

Haberin Devamı

Geleneksel oyunlarla çocuğun gelişebileceğini gören ikili, Alsancak’ta her türlü oyunun ve atölye çalışmasının yapılabileceği ‘Çocuk-Us’u açtı. Oyunların yanı sıra “Kutu oyunları, Büyüyorum, Hikaye anlatıcılığı, Lego, Dans ve Beden farkındalığı, Drama” gibi pek çok atölye çalışmasını da devreye sokan bu merkezde deneyimli üç uzman psikolog bulunuyor. Merkez, üst yaş sınırı bulunmayan atölyelerle herkesi çocuk olmaya çağırıyor.

Yara izi bile yok

Uzman Klinik Psikolog ve Oyun Kurucu Özdurulmuş, yaklaşık bir yıldır projeye çalıştıklarını belirterek “Bu konudaki ihtiyacı gördük ve farklı bakış açılarını birleştirdik” diye konuştu. Günümüzde ailelerin genellikle tek çocuk tercih ettiğini, çocukların sosyalleşme sorunlarının bulunduğunu dile getiren Özdurulmuş, “Bizim oynadığımız gibi ağaca tırmanıp düşmüyorlar. Şimdiki çocukların yara bere izi yok. En yakın arkadaşları anneanneleri, babaanneleri. Teknoloji hayatlarında ama hiperaktivite, otizm tanıları da çok arttı. Ben 2002’de yüksek lisansımı yaparken hiperaktifle çalışmak, otizmli görmek çok büyük bir olaydı, çünkü yoktu. Şu anda aynı okula bu sene kaydolan 20 çocuktan 2’sine otizm tanısı kondu. Çok zekice oyunlar var deniyor ama bunlar tamamen dikkat dağınıklığını artırıyor” diye konuştu.

Haberin Devamı

Hayat oyunla başlar

Gazoz kapağından güneş

Bugünun çocuklarının takım oyununu bilmediğini, ‘hayır’a tahammül edemediğini de aktaran Özdurulmuş, “Çünkü yenilgiyi bilmiyorlar. Biz halat çekmede yenildiğimiz zaman tatlı tatlı dalga geçilirdi. Öte yandan hareket etmiyorlar. Artık çocuk obezitesi tüm dünyada bir sorun. Bütün bunlardan yola çıkarak çocuk gelişiminin en büyük destekçilerinden birinin geleneksel oyunlar olduğunu gördük. Bu oyunlarla hareket gelişmenin yanı sıra takım olma bilinci de verebiliyoruz” dedi. En başta oyunlarla, “çocukların nesnelere farklı bir bakış açısı kazanmalarını” istediklerini dile getiren Özdurulmuş, “Bir gazoz kapağından güneş yapabilen ve onu yeşile boyayabilen bir çocuk, hayatta karşılaştığı zorluklara da çok farklı çözümler bulabilecektir” dedi.

Haberin Devamı

BIRLIKTE OYNAYALIM

Hayat oyunla başlar

Özdurulmuş, bazı ailelerin AVM’lerdeki oyun alanlarını tercih ettiklerini de hatırlatarak buna seçenek olmadığını savunanlara şöyle seslendi: “Hepimiz çocuğuz, gelin birlikte oynayalım. Çocuğunuz hem hareket etmiş, hem psikomotor becerileri gelişmiş olur, siz sevdiğiniz oyunu da öğretebilirsiniz’ diyoruz. Ayrıca çocuğun gelişimini takip ederek aileye raporlar sunuyor, her ay aile eğitimleri düzenliyoruz. Deneyimlerimizi birleştiriyoruz. Çünkü bizde kitabi, annelerde hayati bilgiler var. Biz rehberiz.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!