Kolesterol hapları melek mi, şeytan mı?

Kötü huylu kolesterol (LDL) yüksekliğini normal seviyelere indirmek için “statin” grubu ilaçların kullanımı konusunda tartışmalar sürüyor. Bir grup “Kolesterol faydalı bir maddedir, düşürülmemeli” derken, bir başka grup “Kolesterol artışı görüldüğü yerde kafası ezilmesi gereken bir zararlıdır” düşüncesinde.

Haberin Devamı

Kötü huylu kolesterol (LDL) yüksekliğini normal seviyelere indirmek için “statin” grubu ilaçların kullanımı konusunda tartışmalar sürüyor, muhtemelen daha da sürecek. Tartışma ilaçların etkinliğinden çok yan etkileri ve “kimlere, ne zaman ve nasıl” verilecekleri noktasında kilitleniyor.
Bir grup “Kolesterol faydalı bir maddedir, düşürülmesi fayda değil, zarar verir, bu ilaçlara da güvenmemek gerekir” derken, bir başka grup –özellikle kardiyologlar- “Kolesterol artışı görüldüğü yerde kafası ezilmesi gereken bir zararlıdır ve bu işin en güvenli yolu statin haplarını yutmaktır” düşüncesinde.
Kısacası birinci gruptakiler statinlere “külliyen” karşılar, ikinci gruptakilerse neredeyse bir “sempati yumağı” halindeler.

KİM KULLANMALI?
Peki hangi grup haklı? Hastalar kimi dinlemeli? Mevcut verilere bakılırsa burada da “makul bir yol” izlenip şöyle bir strateji ile hareket edilmeli:
Kalp atağı geçirmemiş, bypass ya da stent tatbik edilmemiş sağlıklı biri; öncelikle diyabeti, düşük HDL kolesterolü, insülin direnci, hipertansiyonu, göbeği, hiperürisemisi ve/veya aile hikâyesi nedeniyle çoklu bir damar hastalığı riski varsa bunları öncelikle gidermeli... Ayrıca beslenmelerini ciddiye almalı, kan basıncı, kan şekeri ve hiperürisemilerini dengelemeli, aktivite konusunu ciddiye alıp yaşam tarzlarını iyileştirilmeliler. Bu konular halledildikten sonra yeniden değerlendirilmeli. Kolesterol hapları daha işin başında bu problemler çözülmeden devreye sokulmamalı.
Ama damarlarında aterosklerotik plakların varlığı saptanan, önceden bypass veya stent uygulanan birinde strateji farklı olmalıdır. Güvenilir yüzlerce çalışmaya bakılırsa bu kişilerde yüksek LDL kolesterol seviyelerine rağmen statinlerden faydalanmamak yanlıştır. Hele hele bu kişilerde diyabet, hipertansiyon vs. gibi diğer damarsal riskler de varsa statinleri kesmek önemli bir “tıbbi hata”dır.

Haberin Devamı

BİR BİLGİ
STATİNLERE OMEGA-3 EKLEMELİ Mİ?

Peki bu kişilere damar endotelini koruduğu, kanı incelttiği, plak oluşumuna doğrudan ya da dolaylı engel olduğu, damar duvarındaki iltihabi süreçleri baskıladığı düşünülen Omega-3 desteklerini de verelim mi? Statinlerle birlikte Omega-3 kullanımı konusunda da farklı görüşler var ama yeni bazı çalışmalar statin kullananların beraberinde Omega-3 yağ asitlerini içeren besin destekleri kullanmalarının yararlı olabileceğini gösteriyor. “Kardiyo koruyucu” bir tedavi planı olarak sunulan bu sistemle damarların endotelyum tabakasındaki işlev bozukluğunun tersine çevrildiği öne sürülüyor.
Boston MA, Brigham ve Kadın Hastanesi (BWH) araştırmacıları tarafından yönetilen bir laboratuvar çalışması, statinler ve eikosapentaenoik asitin (EPA) birlikte kullanımının potansiyel olarak kardiyovasküler hastalık riskini azaltabileceğini gösteriyor.
BWH doktoru ve çalışmanın başyazarı R.Preston Mason “Endotel hücrelerin disfonksiyonunun kardiyovasküler hastalığın erken görülmesine yol açtığını ve önemli bir belirleyicisi olduğunu, plak gelişiminde de önemli bir rol oynadığını biliyoruz. Bu ikili tedavi planı, endotel fonksiyonu üzerinde olumlu etkileri ile kalp hastalığı açısından yüksek risk altında bulunan tedavi altındaki hastalara çok yararlı etkiler sağlayabilir” diyor.
Benim de kanaatim bu yöndedir, zaten bu nedenle de kolesterol sorunu olan hastalara statin kullansınlar ya da kullanmasınlar Omega-3 desteklerini öneriyorum, Omega-3’ten zengin beslenmelerini ise vazgeçilmez bir koşul olarak görüyorum.

Haberin Devamı

BİR SORU/BİR CEVAP
METFORMİN NEDEN İSHAL YAPAR?

Metformin, insülin direnci, hiperinsülinemi, reaktif hipoglisemi ve Tip II diyabet tedavisinde ilk seçenek olarak başvurulan etkin, güvenli ve ucuz bir ilaçtır. Metformin, karaciğerde glikoz yapımını azaltarak, ince bağırsaklardan şekerin emilimini engelleyerek, kasların glikoz tüketimini çoğaltarak ve hücrelerin insüline duyarlılığını artırarak etkisini gösterir.
Kullananların yaklaşık yüzde 20’sinde gözlemlenen ishal gündelik yaşamda konforu bozabilir. Sırf bu nedenle doz ayarlaması geciken ya da tümüyle ilacı bırakanlar olabiliyor. Bazı yeni araştırmaların sonuçları, ishal sorunu yaşayıp metformini bırakmak zorunda kalanlara müjdeli bir haber gibi gelecek düşüncesindeyiz.
Bir “mikrobiyom modülatör” olan NM504 ile metforminden oluşan NM505 adlı maddenin ön çalışmaları kapsamında yapılan çift kör-plasebo kontrollü klinik çalışmada, NM505’in metformine göre çok daha nadir ve hafif yan etkilere sahip olduğu gözlendi. Üstelik NM505 kullanan deneklerde kan şekeri düzeyi kontrolleri de daha etkin ve daha başarılı bulundu.
Araştırmacılar, NM504’ün bağırsak florasını etkileyerek toklukta kan şekerini ve insülin düzeylerini ayarlamaya destek olduğu belirtmekteler. Bu da NM504’ün ek bir şeker düşürücü mekanizma olarak katkı sağladığı anlamına geliyor. Sonuç olarak, iki yıldır üzerinde çalışılan NM505 adlı metformin-NM504 bileşeni, bir yandan kan şekeri kontrolünü güçlendirirken diğer yandan metforminden kaynaklanan yan etkileri azaltacaktır.

SADECE 100 KALORİ!
LORLU DÜRÜM

1/4 adet kepekli lavaş
1 tatlı kaşığı lor peyniri (çörek otu ilaveli)
1/2 adet ceviz (peynirin içine kırılmış)
1-2 dal kıyılmış maydanoz
Lavaşın üst kısmına lor peynir, maydanoz ve cevizli karışımı yerleştirin. Dürüm yapar gibi sararak tüketin. DYT. NİLÜFER BAYRAM

Yazarın Tüm Yazıları