Arınç, niye tahammül ediyor?

HAK-İŞ’in düzenlediği kısa film yarışmasında ödül alan 12 dakikalık “Fıtrat” filmi, törende gösterilirken Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, filmin erken bitirilmesini istemiş.

Haberin Devamı

Sinirlerinin biraz bozuk olduğu anlaşılıyor, çünkü son zamanlarda bu tür çıkışlarına sıkça rastlıyoruz.
Bu müdahalesi üzerine çıkan tatsızlığı Başbakan Ahmet Davutoğlu yatıştırmış.
Arkasından kürsüye Arınç çıkmış, şöyle diyor: “Emeğe nasıl değer verilmesi gerektiğini Sayın Başbakanımız, inancımızı da ortaya koyarak ifade etti.”
Bilmiyorum sizin de dikkatinizi çekti mi, Bülent Arınç, son zamanlarda “inanç” konusuna sıkça vurgu yapıyor.
Yukarıya aktardığım konuşmadaki gibi mesela.
Konuyu bir şekilde döndürüp dolaştırıp buraya getiriyor.
Dini bütün bir insan olduğunu biliyoruz, ama bunu her seferinde adeta gözümüzün içine sokmak ister gibi davranıyor.
Acaba bunun nedeni vicdanında duyduğu bir rahatsızlık mıdır diye merak etmiyor da değilim.
İnanmış bir Müslüman olarak, memleketin soyulup soğana çevrilmesinden rahatsızlık duyuyor olmalı.
Rüşvet ilişkileri ortaya çıkmış bakanların, savcılığın bir küçük kalem oyunuyla paçayı kurtarmalarından da!
Eminim ki kendisine bağlı olarak çalışan Deniz Feneri soyguncularını uzun süre korumak zorunda kalmasının da vicdanında yarattığı bir hasar olmalı.
Artık siyaseti bırakıyor. Koltuk için kimseye katlanmak zorunda değil, dünya nimetlerinde gözünün olmadığını da bildiğimiz için siyasetten sonrası için ballı yönetim kurulu üyelikleri filan beklemeyeceğini de tahmin edebiliyorum.
Niye bu hırsızlıklara sesini yükseltmiyor, işte onun nedenini hiç tahmin edemiyorum!

Haberin Devamı


Bass’a özel ilgi

ABD’nin Ankara Büyükelçisi John Bass, uzun süren atama işlemlerinden sonra Ankara’ya 18 Ekim Cumartesi günü geldi.
Ve pazartesi günü, 20 Ekim’de, Çankaya Köşkü’ne çıkarak, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a “güven mektubunu” sundu.
Deyim yerindeyse “ayağının tozuyla” Çankaya’ya çıktı.
İtimatnamenin bu kadar hızlı sunulduğuna daha önce pek tanık olmamıştım.
Nitekim, Bass ile aynı gün itimatnamelerini sunan büyükelçiler de vardı.
Aynı gün güven mektubunu veren Güney Sudan Büyükelçisi 25 Ağustos’ta, Karadağ Büyükelçisi ise 23 Eylül’de Ankara’ya gelmiş.
Daha önce İstanbul’da Başkonsolos olan Macaristan Büyükelçisi ise ağustos ayından beri yeni görevi için Ankara’ya gidip geliyormuş.
Bunun üzerine merak ettim, “Acaba Washington’daki Türk Büyükelçisi, güven mektubunu Obama’ya sunmak için ne kadar bekledi” diye.
Serdar Kılıç, Washington’a 13 Nisan’da gitmiş. Aralarında Endonezya, Malezya ve Almanya’nın yeni büyükelçilerinin de bulunduğu bir grup büyükelçiyle birlikte Obama’ya güven mektubunu 21 Mayıs’ta sunabilmiş. Gelişinden 40 gün sonra!
Diplomaside jestler, davranışlar, sözler önemlidir.
ABD Büyükelçisi’nin hiç vakit kaybetmeden güven mektubunu sunmasına olanak sağlanması da böyle bir jest olmalı.
Kendisine verilen önemi, ABD ile ilişkileri sıcak tutma isteğini ortaya koyan bir jest!
Nitekim o da jeste, jest ile karşılık vermiş.
Köşk’teki konuşmasında, Erdoğan’a “Cumhurbaşkanım” diye hitap etmiş.
Normalde böyle konuşmalarda daha resmi hitaplar tercih edilir, “ekselansları” da diyebilirsiniz, “Sayın Cumhurbaşkanı” da!
Belli oluyor ki Bass, Ankara’nın havasına çabuk girmiş. Bu eski büyükelçinin bazı çıkışlarından rahatsız olan Ankara’yı rahatlatacak bir durum sanırım.

Haberin Devamı


Sınırdan geçemiyorlarmış!

BAŞBAKAN Ahmet Davutoğlu, geçen gün Enerji Bakanlığı’nda bir brifinge katıldı ve arkasından gazetecilere açıklamalarda bulundu.
Peşmerge birliğinin Kobani’ye yardıma gitmesiyle ilgili açıklamalarının ardından da şöyle dedi:
“Hiçbir şekilde Türkiye’yi son dönemde kana bulayan, şehirlerimizi yakmak, yıkmak gibi eylemler içinde olan PKK gibi müdahil unsurların sınırlarımızdan geçmesi mümkün değildir.”
Böyle şeye gülünmez ama okurken kendimi tutamadım!
Adamlar sınırımızı kevgire çevirmiş, istedikleri zaman gelip, istedikleri zaman gidebiliyorlar ve Başbakan “PKK sınırımızdan geçemez” diyor!

Sebep–sonuç ilişkisi


IŞİD’in 101 gün süreyle rehin tuttuğu Türkler arasında bulunan Ela Ecrin bebek, birinci yaş gününü Kırşehir’deki bir lokantada kutlamış.
Allah uzun, sağlıklı ömürler versin, analı–babalı büyüsün, akıllı bir kız olsun dileklerimi sunuyorum önce.
Bebeğin ailesi, doğum günü kutlamasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu’na özel olarak teşekkür etmişler, “Allah onlardan razı olsun” demişler.
Olsun tabii, bir itirazımız olmaz bu dileğe.
Ama o 101 gün, canavar ruhlu bir örgütün elinde rehin kalmasının sebebi olanlara teşekkür etmek, gerçekten ilginç bir davranış!

Yazarın Tüm Yazıları