Jacques Segueala: Artık ilerici ve muhafazakar var

Güncelleme Tarihi:

Jacques Segueala: Artık ilerici ve muhafazakar var
Oluşturulma Tarihi: Ekim 21, 2014 12:04

Reklamcılığın pirlerinden Jacques Segueala, Kristal Elma Reklamcılık Festivali’nde konuşma yapmak üzere İstanbul’daydı. Buluştuğumuzda önünde bir kule gibi uzanan o meşhur kitabını imzalıyordu: “Anneme Reklamcı Olduğumu Söylemeyin O Beni Genelevde Piyanist Sanıyor”. Biraz yorgundu ama bütün albenili Fransız edasıyla pırıltılı cümleler etmeyi ihmal etmedi.

Haberin Devamı

HALA O KOCA ÇÖPLÜKTE BİR PİYANİSTİM
Adınızı söyler söylemez aklan gelen meşhur kitabınızın adı: “Anneme Reklamcı Olduğumu Söylemeyin, O Beni Genelevde Piyanist Sanıyor”. Kitabı bugün yazsanız adını değiştirir misiniz?
Bir düşüneyim... Galiba hayır. Hala tüketimin o koca çöplüğünde bir piyanistim.

Bu sizi mutsuz ediyor mu yoksa umurunuzda bile değil mi?
Benim için yaşlılık, pişmanlıklar hayallerden önemli olduğunda başlıyor. Hala hayallerimle dostluğum devam ediyor, pişmanlığa yer yok. Yaratıcılık mutluluk satar, eğer kendiniz yaratıcıysanız para ödemenize gerek kalmaz. Ve sorunun cevabı: Hayır, mutsuz değilim.

Çok tecrübeli, çok başarılı bir reklamcısınız. Adınız en iyiler arasında. Ama merak ettiğim şu. İşteki tecrübe insanı hayatta da aynı oranda tecrübeli yapıyor mu?
Hayal gücün genişse, hayatın da öyle oluyor. Ben işle hayatı bu açıdan ayırmıyorum. Hayatım boyunca reklamcılığı düşündüm ve aynı şekilde hayatım boyunca hayatı da düşündüm. Çünkü reklamcılık hayatın ta kendisi zaten... Daha iyi bir hayatı, daha farklı bir hayatı satar reklamcılar.

Haberin Devamı

'BAŞARI MI? AYNI KADINDAN 5 ÇOCUĞU OLAN TEK FRANSIZ REKLAMCIYIM'
Hayatta da reklamcılıkta olduğunuz kadar başarılısınız o halde...
Ben aynı kadınla beş çocuk yapmış tek Fransız reklamcıyım! 38 yıldan sonra her sabah karım beni uyandırır ve “Çok yakışıklısın, seni seviyorum” der. Ben de hemen aynaya koşar, “Acaba gece estetik ameliyatı mı geçirdim” diye bakarım. Çirkin yüzümü görünce de “Karın sana aşık, çünkü aşkın gözü kördür” derim. Ve sonra karımı metresim için bırakırım. Metresim kim mi? Reklamcılık!

Jacques Segueala: Artık ilerici ve muhafazakar var

“Siyasetçilere bakıyorum da, başarı kazananlar soğukkanlı olmayanlar” demişsiniz. Soğukkanlılık böyle görevlerde bir meziyet değil midir?
Siyaset tutku işi... Belki de dünyada en çok tutku isteyen iş. Buna karşın ekonomi soğukkanlılık istiyor. Bugünlerde siyaseti ekonominin yönettiğini düşünürsek, küresel konularda soğukkanlı, insanlarla ilişkide ise tam tersi siyasetçiler başarılı olabilir.

Haberin Devamı

Türkiye’nin yeni Cumhurbaşkanı duygularını ön plana koyan biri. Sizce başarılı mı?
Seçildi. Ve yeniden seçildi. Ve yeniden. İşte cevap bu.

İnsanlar neye oy veriyorlar? Lidere mi, partiye mi, ideolojiye mi yoksa kampanyaya mı?
İnsanlar büyük bir tarihin içinde kendilerine ayrı bir tarih yaratan insanlara oy verirler. Ve kesinlikle geleceğe oy veriler, geçmişe değil. Nostalji sadece geleceğe hizmet ederse anlamlıdır, bunu sakın unutma.

REKLAMCILIK DEMOKRASİNİN SPONSORUDUR
1997’de Hürriyet’e verdiğiniz bir söyleşide “Reklamcılık demokrasinin sponsorudur” demişsiniz. Nasıl bir sponsorluk bu?
Reklamcılık çoğulculuk getirir. İster sağdan ister soldan bütün gazetelere ilan verilir. Reklamcılığın parası fikirlerin çoğalmasına, yayılmasına harcanır. Demokraside reklamcılık artar, diktatörlüklerde ölür. Örnek istiyorsan Kuzey Kore’ye bak.

Haberin Devamı

DEMİREL’İ BEN DE, MESUT YILMAZ DA HAFİFE ALMIŞTIK
Yıllar önce Mesut Yılmaz için bir kampanya yapmıştınız ve sizden beklenmeyen bir şekilde başarısızlıkla sonuçlanmıştı. Yılmaz’ın o günkü rakibi Süleyman Demirel’i hafife aldığınızı düşünüyor musunuz?Evet. Her zaman böyledir; kaybetmişsen kazanan adayı hafife almışsın demektir. Yalnızca biz kampanyayı yapanlar değil, Mesut Yılmaz da hafife almıştı. Geriye bakınca gördüğüm bu.

Siyasi kampanyalar hala ilginizi çekiyor mu?
Hayır, hiç vaktim yok. Bir kampanya en az altı ay alıyor. Ben ise sürekli oradan oraya uçuyorum. Olacak iş değil. Ama pek çok işten daha heyecanlı olduğunu itiraf edeyim. Bugüne kadar 20 siyasi kampanya hazırladım. Artık yetmez mi?

Jacques Segueala: Artık ilerici ve muhafazakar var


BUNDAN SONRA KAMPANYA YAPACAĞIM BİR KİŞİ VAR: SARKOZY
Sadece bir siyasetçi için bir kampanya yapacak olsanız bu kim olurdu?
Nicolas Sarkozy. Onun gelecekteki cumhurbaşkanı olacağını düşünüyorum. Geçmişteki ve gelecekteki... Yaşadığı skandalların sosyalistlerin manipülasyonundan kaynaklandığına inanıyorum. Adalet yerini bulursa cumhurbaşkanı olacaktır.

SOL VE SAĞ BİTTİ, ARTIK İLERİCİ VE MUHAFAZAKAR VAR
Siz de kendinizi sosyalist olarak tanımlamıyor muydunuz?
Ben politik değilim. Hem sağdanım hem de soldan, ne sağdanım ne soldan. Sağın en iyilerini, solun en iyilerini seçerim. Mitterand için de mücadele ettim, Sarkozy için de... Bence sağ ve sol artık eskimiş kavramlar. Bunları bırakalım. Artık ilerici ve muhafazakar kavramlarını kullanmalıyız. Her zaman ilerici olana oy veririm, her zaman geleceğe...

Haberin Devamı

GELECEĞİN REKLAMCILIĞI TÜRK USULÜ, KALPTEN KALBE GİDİYOR
İki tür temel reklamcılık vardır; Fransız ve İngiliz. İngiliz reklamcılığı akıldan çıkar, kalbe varır. Fransızlarınki tam tersi, kalpten yola çıkar ve akla ulaşır. Çok duygusaldır. Üçüncüsü Amerikan olan. Akıldan başlar ve nereye ulaşır biliyor musun? Cüzdana! Yeni reklamcılık, yarının reklamcılığı ise Türk usulü. Kalpten başlayıp yine kalbe dönüyor. En önemli şeyler yaratıcılık, duyarlılık ve duygusallık.

Akılcılıktan çok duygular ve tutkular önemli artık. Çünkü yaratıcılık tam da burada! Eğer gerçekten yaratıcı bir insan olacaksan tutku, duygu ve öznellik önce gelecek. Mantığı buraya pazarlama uzmanları getirecek ve ikisi birleşince iyi bir reklam kampanyası olacak. Şunu unutma, paranın fikri yoktur. Ama fikir para eder!

BAKMADAN GEÇME!