Meslek hayatı kitabı oldu

Meslekte geçen zamanını, tecrübelerini ve yaptığı önemli haberlerin perde arkasında yaşananları “Haberin Seyir Defteri”yle kitaplaştıran usta gazeteci Osman Altınışık, genç gazetecilere de yol gösteriyor.

Haberin Devamı

Usta gazeteci Osman Altınışık, meslekte geçen zamanını, tecrübelerini ve yaptığı önemli haberlerin perde arkasında yaşananları “Haberin Seyir Defteri”yle kitaplaştırdı. Sabah Ankara’nın Yayın Yönetmenliği görevini yürüten Osman Altınışık, 30 yılı aşan meslek hayatında görev yaptığı 17 Ağustos Marmara depremi, Adnan Kahveci’nin trafik kazası, Çeçen eylemcilerin kaçırdığı Avrasya Feribotu gibi pek çok olayı aktarırken genç gazetecilere de yol gösteriyor.
Antalya’da görev yaptığım yıllarda tanıştığım, genç gazetecilerin “Osman abi”si Altınışık’la yollarımız Başkent’te de kesişti. Tanıştığımız yıllarda ikimiz de Antalya’da farklı ajanslarda çalışıyorduk, şimdi Ankara’da farklı gazetelerde görev yapıyoruz. Farklı kuırumlarda olsak da, o yıllardan bu yana kopmayan gönül bağı ile dost sohbetleri için sık sık bir araya geliyoruz. Hazırlık aşamasından başlayarak yakından takip ettiğim, Osman Abi’nin yazdığı “Haberin Seyir Defteri” son sohbetimize bahane oldu.

Haberin Devamı

HABERE ULAŞMAK DAHA KOLAY

Osman Altınışık kitabını, “Şimdi habere ulaşmak daha kolay. Gazetecilik, teknolojinin getirdiği nimetlerden sonuna kadar yararlanan mesleklerin başında geliyor şimdi. Hem haberin hazırlanması, hem de sunulması için geçerli bu konu. Genç gazeteciler, bu mesleğin geçmişte nasıl yapıldığını da, haberin bugün nasıl kovalanması gerektiğini de görecek bu kitapta. Kitabı okuyanlar, gazetecilik yaptığım 30 yıllık yakın tarihte yaşananların perde arkasını da öğrenecek” diyerek anlattı. Sonrasında kitaptan bazı bölümler hakkında uzun uzun konuştuk. İşte bu sohbetten ve kitaptaki özel bölümlerden anlar:
“Mesleğe başladığım yıllarda habere ulaşmak da bunu aktarmak da daha zordu. Şimdi internet dünyasında en zor bilgiye bile çok daha hızlı ulaşabiliyorsunuz. Binlerce kilometre uzaktaki bir ülkede yaşananlardan dakikalar, hatta saniyeler içinde haberdar olabiliyorsunuz. Haberin aktarılması da çok kolay tabii. Çok değil 10-15 yıl önce bir kare fotoğrafı geçebilmek için saatlerce uğraştığımız olurdu. Şimdi herkes cep telefonu ile çektiği bir kareyi aynı anda arkadaşına gönderebiliyor. Bolu’da çektiğiniz fotoğrafı İstanbul’a aktarmak o kadar zor ve uzun süren bir işti ki. Eğer çok önemliyse tanık olduğunuz olay, atlayıp arabaya filmi götürmek daha kolay ve kısa sürüyordu. Haber yazdırmak için sabit hatlardan PTT santraline telefon numarası yazdırılıyordu.

Haberin Devamı

“KAZIM KANAT BEKLESİN”

Kitapta aktardım mesela Boluspor’un 1. Lig’de olduğu yıllar, cep telefonu insanlar için hayal bile değil. Bolu Atatürk Stadı’nda Boluspor Beşiktaş’la oynuyor. PTT’nin sabit hatları vardı, stadyumlarda. Maçın ilk dakikalarında ‘031’i çevirir santrale numara yazdırırdınız. İlk yarının sonuna doğru ancak geri dönüş olurdu zaten. Maçın sonlarına doğru telefon için yığılmalar olurdu. O zaman rahmetli Kazım Kanat en popüler yazarlardan. Numarayı yazdırdım PTT’ye. Sonrasında da ‘Ne oldu bizim numara’ diyerek kaydımı sormak için aradım. Benim eşim o zaman evli değiliz henüz, PTT’de çalışıyor. Telefona çıkan sayesinde tanıdığım bir isimdi Güzim Emil abla. Bana ‘Damat, kaydın alınmış, Ankara’dan bekliyoruz’ dedi. Bolu’ya sıra yazdırıyorsunuz, Ankara’ya oradan İstanbul’a bağlanıyorsunuz. İki aktarmalı bir bağlantı. Tüm nezaketimle numaranın önce bağlanmasını istediğimde Güzin abla, ‘Olmaz sırada Kazım Kanat var’ dedi. Bende ‘Abla boşver Kazım Kanat beklesin. Bugün öncelik vermeyeceksin de ne zaman vereceksin. Bak kızını almam’ dediğimde biraz da sevimlilikle ‘Hadi ama’ falan diye ısrar edince ‘Ayrılma bağlıyorum’ cevabını aldım. Bir kaç dakika süren telefon mücadelesi bana saatler kazandırmıştı. Zaten sonrasında 17 Kasım 1990’da da eşimle evlendim. Kitapta anlatıyorum bu olayı ‘Hakkını helal et, mekanın cennet olsun Kazım abi’ cümlesi ile bitirerek.”

Haberin Devamı

OSMAN ALTINIŞIK KİMDİR

1967 yılında Düzce’nin Kaynaşlı ilçesinde dünyaya gelen Osman Altınışık, ilköğrenimini Kaynaşlı’da, liseyi Düzce’de okuduktan sonra öğrencilik yıllarındaki fotoğraf tutkusu ile gazetecilik yolunda ilk adımlarını attı. Anadolu Üniversitesi mezunu Altınışık, Tercüman Gazetesi, Türkiye Gazetesi, Foto Spor, İhlas Haber Ajansı, TV5 Televizyonu, Star Gazetesi, Akdeniz Televizyonu, Sabah Gazetesi gibi kurumlarda muhabir, foto muhabiri, kameraman, editör, şef, haber müdürü, yazı işleri müdürü, genel yayın yönetmeni, yayın koordinatörü gibi görevlerde bulundu. İhlas Haber Ajansı Bolu büro Şefi olarak uzun süre görev yaptı. İHA’nın Antalya kurucu bölge müdürlüğü görevinin ardından, Yazılı Haberler Müdürlüğü’nü yaptı. TGC, Ankara Gazeteciler Cemiyeti, Antalya Gazeteciler Cemiyeti, Ekonomi Gazeteciler Derneği, Türkiye Spor Yazarları Derneği ve Türkiye Foto Muhabirleri Derneği üyesi olan Altınışık, meslek örgütlerinden haber, fotoğraf ve görüntüleri ile birçok ödüle layık görüldü. “Renklerin Dünyası Mısır” ve “Irak değil yanı başımız” isimli iki belgesel çeken Altınışık halen Sabah Ankara Yayın Yönetmeni olarak mesleğini sürdürüyor. Altınışık, evli, Emre ve Enver Eren isimli iki çocuk babası.

Yazarın Tüm Yazıları