Özlem hain mi kahraman mı?

10 dakika arayla Türkiye’nin iki ucundan iki haber geldi.
İki görüntü. İki miting. İki haykırış.
Birisi Antalya’nın ilçesi Alanya’dan.
Diğeri Şırnak’ın ilçesi Cizre’den.
Şimdi kızmadan, öfkelenmeden, ama düşünerek izleyelim bu haberleri.

ALANYA VE DEVLET BAHÇELİ

Saat 16.28... Anadolu Ajansı bildiriyor.
Alanya MHP’li belediye tarafından yönetiliyor. Biliyorum ki, çok hassas bir ilçe.
Daha kısa süre önce, o bölgede HDP binası basıldı. Yakılmak istendi.
Alanya, Fethiye, milliyetçi tabanın hâkim olduğu bölgeler. Ve ciddi göç alıyorlar...
Son Kobani eylemleri sonrasında bu bölgedeki gerilim yükseldi. Provokasyona açık bir hale geldi.
İşte önceki gün Devlet Bahçeli oraya gitti. Ve MHP’li belediye başkanını da yanına alarak halka aynen şöyle dedi:
“Etnik kimliği, mezhebi ne olursa olsun Alanya’da birlikte yaşamayı tercih etmiş insanlarımız var. Bunlar arasında yangın çıkarmayın. Bunlar arasında çatışma çıkarmayın. Çıkaranlara da sırtınızı dönün gidin.”
Bahçeli bu sözleri Türkiye’nin en hassas günlerinde ve Türkiye’nin en hassas bölgesinde söylüyor. Doğrusu alkışlamak istiyorum.
Eğer siyaset ve sorumluluk nedir diye sorulursa...
Ülke sevgisi siyasetin üzerine ne zaman çıkar diye sorulursa...
Bahçeli’nin bu tavrının derslere örnek olarak okutulması gerekir.
Demirtaş’ın halkı sokağa döken çağrısındaki üslubu yadırgamıştım.
Devlet Bahçeli’nin bu tavrını kutluyorum.

VE CİZRE’DE 15 YAŞINDAKİ ÖZLEM

Şimdi 10 dakika arayla Türkiye’nin başka bir ilçesinden gelen habere bakıyoruz.
Saat 16.38... DHA bildiriyor:
Cizre’de kepenkler inmiş...
Neredeyse Cizre’nin tamamı sokakta. 15 bine yakın insan İdil Caddesi’nden yürüyor. Ortada kadınlar. Omuzlarında Kobani’de ölen 15 yaşındaki Özlem’in tabutu...
Öcalan posterleri. HPG renkleri. Zılgıtlar. Ve IŞİD’e karşı intikam çığlıkları...

ÖZLEM’İN BU POZU ASLINDA İHANET DEĞİL HAYAT DOLUDUR

İşte geldiğimiz açmaz burada.
Şimdi Özlem’in bu fotoğrafına bakın.
Bütün saflığımla soruyorum:
Kim, “Ben gidip hainlik yapmak için öleyim” der.
Kim 15 yaşında bir genç kız olarak “ihanet için” ölüme gider?
Ya da şöyle soralım:
“O yaştaki genç kız hangi durumda ölüme gider?”
Zorla evlendirilen çocuk gelinlerin, berdellerin “intiharı”nı biliyorum. Ama bunu anlamak çok zor.
Zor, çünkü tek bir açıdan bakınca anlaşılmıyor.
İşte o yüzden bunu siyaset anlamalıdır...
Bu sorunun cevabını bulmalıdır. Ve bunu anlayan siyaset devlete yön verebilmelidir.

KAHRAMANLAŞTIRMA

Özlem’e Cizre’den bakınca, “kahramanlaştırılan” bir kız görülüyor.
Ama Fethiye’den bakınca, “bölücü ihanet” görülüyor.
İşte acı gerçek ve çelişki dediğim de budur.
Artık “Özlem kandırılmış” diyerek geçiştiremeyiz. O zaman oradaki 15 bin kişiyi ne yapacağız?
İçine düştüğümüz kamplaşma, ayrışma, “gönül kopması” dediğim budur.
Ben Cizre’yi anlamadan, Fethiye’yi hiç anlayamam.
Ve ben Cizre’yi hissetmeden, Alanya’da neyi anlatabilirim ki...

Kobani yalnızca bir şehir midir?

DÜNYADA yaratılan algıya bakınca, Kobani artık yalnızca bir Suriye şehri değildir.
Bir direniş sembolü olmanın da ötesine geçmiştir. Kobani artık bir “ülkeleşme misyonu”nun ya da “özerk yönetim projesi”nin kritik satranç hamlesi haline gelmiştir. O yüzden Tükiye’nin şu tezini ve sorusunu doğru buluyorum:
“Tamam, IŞİD’e karşı savaşalım. Ama sonrasındaki senaryoyu da konuşalım. Suriye’nin geleceğini de konuşalım. Kobani kurtulduktan sonra, IŞİD temizlendikten sonra nasıl bir Suriye düşünüyorsunuz?”
Ankara’nın bu soruyu sorması çok normal.
Çünkü artık Kobani yalnızca bir şehir direnişi değildir. Ve Kobani IŞİD’den temizlendikten sonra oraya PYD bayrağı çekilecek. Salih Müslüm orada oluşacak “özerk bölge”nin potansiyel lideri olarak görünüyor. Sanıyorum Ankara politikasını bu ihtimale göre oluşturuyor.