Kurumsal akademilerdeki son trendler neler?
Güncelleme Tarihi:
Bu yıl üçüncüsü düzen-lenen World Evolving Corporate Universities Forum-WECU (Dünya Gelişen Üniversiteler Forumu) 20 Ekim’de Biz Cevahir Hotel Şişli’de yapılacak. Kurumsal akademilerdeki son trendlerin ve gelişmelerin konu alınacağı, Yapı Kredi, Yıldız Holding, Deniz Bank, Coca Cola, MSD, Kempinski Hotel gibi firmaların katılacağı forumda konuşmacı olarak yer alacak olan isimlerden İstanbul Bilgi Üniversitesi Yönetici Geliştirme Merkezi Direktörü Levent Yarar ve JFI Training Yönetici Direktörü Józefa Fawcett forum öncesinde sorularımızı yanıtladı.
Levent Yarar (L.Y.): Başarılı bir kurumsal akademi, gelişimi iş sonuçlarına yansıtabilecek şekilde kurgulanmış, kurumsal stratejilere hizalanmış, kurumun tüm birimleri ile bütünleşik çalışabilecek esnek bir yapıda olmalı.
Józefa Fawcett (J.F.): Kurumsal üniversite dünyada halen gelişmekte olan bir trend. İlk kurumsal akademi 1961’de Fred Turner tarafından Illionis, ABD’deki McDonald’s için kurulan Hamburger Üniversitesi idi. 1993’te sadece 400 şirketin kurumsal akademisi vardı. 2001’de bu rakam 2.000’e ulaştı. Bugün pek çok organizasyon, kurumsal akademileri, işin gereksinimlerine uygun eğitimler verebilmek için stratejik bir araç olarak şirketlerine adapte ediyor.
Başarılı bir kurumsal akademi şirkete ne katar?
L.Y.: Her şeyden önce kurumsal sürdürebilir büyümeye destek olur. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin en önemli sorunlarından birisi yetenekleri geliştirmek. Her gün ‘İş ilanı verdim yüzlerce başvuru oldu bir tane istediğim yetkinlikte başvuru olmadı’ söylemi o kadar yaygın ki kurumlar artık kendi yeteneklerini kendileri yetiştirmek zorunda kalıyorlar. Kaldı ki Y kuşağının en belirgin özelliklerinden birisi bireysel gelişime verdikleri önem.
Çoğu katalogdan eğitim veriyor
Kurumsal akademilerin önemi nedir?
J.F.: İş tabanlı, formal ve işbirlikçi öğrenmenin artan önemi, kurumsal akademileri gelecekte bu vizyonu sağlamak için kurusursuz bir mekanizma haline getiriyor. Ayrıca eğitim ve gelişimi daha bütüncül bir yaklaşımla ele alıyorlar. Eğitim, öğrenim ve gelişime odaklanmak, şirketlerin bilgi yönetim sistemlerine bakmayı daha da önemlisi bilgiyi nasıl kullandıklarına bakmayı gerektirir.
Türkiye’de kurulan kurumsal akademilerin ne kadarı gerçek akademi?
L.Y.: Son 1.5 sene içinde yüzlerce irili ufaklı kurum ziyareti yaptık. Hepsi tüm iyi niyetleri ile yetenekleri geliştirmek amacı ile akademi kurmaya çalışmışlar fakat gerçek anlamda akademi kurgusu maalesef çoğunda yok. Çoğu akademi olarak anılan esasında katalogdan katılımcıların kendi kendine seçtikleri eğitimleri veren kurumlar maalesef. Bilimsel araştırmalara göre bu tip eğitimlerde ancak yüzde 5 öğrenme gerçekleşiyor. Akademi olarak amaç ise salt öğrenmeyi destelemek değil aynı zamanda bu öğrenmeyi iş sonuçlarına yansıtabilmek. Aksi takdirde yine yıllarca duyduğumuz ‘Eğitime yüzbinlerce harcıyoruz ancak bir değişiklik yok’ sözünü duymaya devam edeceğiz.
Türkiye’de başarılı akademiler hangileri, onları başarılı yapan nedir?
L.Y.: Türkiye’de başarılı kurumsal akademiler özelikle son 10 yılda daha da belirgin olarak ortaya çıktılar. Yapı Kredi Bankası, THY, Teknosa, Borusan, Garanti Bankası, Denizbank, Vodafone, Turkcell Akademileri en önemlileri. Bu akademileri başarılı kılan yetenek yetiştirmek için harcadıkları kaynaklar. Bu kurumların sürdürebilir başarısı akademilerinin başarısı ile el ele gidiyor.
Tepe yönetimin desteği şart
Kurumsal akademi nasıl kurulur?
L.Y.: Yaklaşık 12-18 ay arasında sürebilecek bir süreç. Akademi kurgusunda ilk kritik ve olmazsa olmazı olan konu ‘tepe yönetimi’ desteğidir. Aksi takdirde harcanan para, zaman, emek boşa gitmektedir. Son aşama ise akademi gelişiminin ‘iş sonuçlarına’ yansıtılmasıdır. Akademi yapısında tasarımlanan tüm gelişim sonuçlarının sahada ölçümü şarttır.
J.F.: Her şeyden öte kurumsal akademi bir yatırım olarak değil de bir masraf olarak görülürse hiçbir anlamı yoktur.
Yeni trendler neler?
L.Y.: Son zamanlarda karşımıza çıkan akademi kurgusunun salt büyük kurumlar bünyesinde değil küresel standartlarda KOBİ sayılan kurumlar tarafından da kullanılmaya başlamasıdır. Artık sadece gerçek anlamda akademileri İstanbul’da değil aynı zamanda Anadolu’da duymaya başlayacağız.