Sandıklı oylama Türkiye’yi BM’de hüsrana uğrattı

Türkiye’nin BM Güvenlik Konseyi’ne seçilememesinden çok, İspanya karşısında üçüncü turda 193 üyeden sadece 60 oy alabilmesi dış politikamız açısından hayalkırıklığı yarattı.

Haberin Devamı

Halbuki, Türkiye’nin ikinci tur sonunda oylar İspanya lehine 120, Türkiye aleyhine 73 iken artık uzatmayıp çekilmesi gerekmezmiydi? Bunu yapmayıp üçüncü turdan umutlanması, ya Dışişleri’nin büyük hatasına, ya da yaşanan şokun etkisine bağlanabilir. Ama şu bir gerçek ki, BM’deki geleneksel açık elektronik oylamanın aksine kapalı usul sandıkta yapılan oylamada delegeler o kadar özgür ki, kimse kimsenin ne oy kullandığını bilmesi imkansız. Bu yüzden verilen sözlerin ya da vaatlerin hiç bir anlamı yok.
Aslında, Türkiye, “Batı Avrupa ve Diğerleri” grubundan rakipleri Yeni Zelanda ve İspanya karşısında bu seçimi çantada keklik olarak görmüyordu. Hem Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu hemde BM’deki Daimi Temsilcimiz Büyükelçi Halit Çevik, temkinli konuşarak, yarışın başa baş gececeğini, herkesin şansının eşit olduğunu söylüyorlardı.

IŞİD, Kobani’yi kuşatana kadar şansımız yüksekti

Türk basınında da önceki aylarda Türkiye’nin bu defa şansının daha düşük olduğu ve seçimi kaybedeceği iddiaları yeralmıştı. Aslında, herşey IŞİD’ın Kobani’yi kuşatmasına kadar iyi gidiyordu. BM’de konuştuğum çok sayıda diplomat yarışın başbaşa geçeceğini ancak Türkiye’nin gruptan seçilecek 2 adaydan biri olacağını iddia ediyorlardı. BM’deki tecrübeli yabancı meslektaşlarımızda bu fikirdeydi. Ancak, Türkiye, Kobani’ye neden müdahale edemediğini dünyaya anlatamadı. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, New York’taki temaslarında yoğun bir diplomasi yürütse de IŞİD konusunda Türkiye’nin politikası anlaşılan kimseyi tatmin etmedi. Hatta, bu konuda hükümetin o kadar büyük çekingenlikleri vardı ki, New York’ta ne bir basın toplantısı yapıldı, ne de bir yabancı gazetecinin sorusuna cevap verildi. Çavuşoğlu, oylamadan 2 gün önce BM Genel Kurul salonu girişinde açtığı “Güvenli Liman Türkiye” sergisinde bile kendisini çevreleyen yabancı gazetecilerin sorularına cevap vermedi. Sadece sergi ile soru sorun demekle yetindi. IŞİD meselesini, Türkiye’nin neden Kobani’yi kuşatan IŞİD’a değilde kendi sınırlarındaki PKK’yı bombaladığını bir türlü anlatamadı.

Chomsky, 2 gün önce BM’de Türkiye’yi eleştirmişti

ABD’li ünlü düşünür Noam Chomsky bile 2 gün önce BM’de düzenlediği basın toplantısında “Bugün gazeteyi açtım şok oldum. Türkiye, IŞİD’a karşı savaşması gerekirken, IŞID’a karşı savaşan tek grup PKK’nın kendi sınırlarındaki yerlerini bombalıyor. Burada Türkiye’nin rolü çok kritik. Erdoğan, PKK değil, IŞİD’a karşı savaşmalı” şeklindeki ifadesi, dışardaki algıyı net olarak gözler önüne seriyordu.
Arap ülkeleri destek vermedi

Düşünün! İslam İşbirliği Teşkilatı’na üye 57 ülkenin bulunduğu Genel Kurul’daki son tur oylamada sadece 60 oy alabildik. BM kaynaklarının verdiği bilgilere göre, Türkiye’nin Arap dünyasında istenmeyen Müslüman Kardeşleri açıkça desteklemesi, Filistin’de Hamas ile daha yakın ilişkilerde olması ve herşeyden önce IŞİD konusunda önleyici hiç bir adım atmaması çok sayıda İslam ülkesinin tepkisine yol açtı. Başını Suudi Arabistan, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin çektiği ülkeler tarafından aleyhine kampanya yürütüldü.

Türkiye, 2009-2010 döneminde zaten BMGK üyesiydi

Türkiye’nin yeniden aday olması için biraz daha beklemesi, rakiplerine öncelik vermesi gerekirdi. Yeniden adaylık için acele etti.

Yeni Zelanda hep favoriydi

Türkiye’nin BM’deki oylamasını kaybetmesindeki bir başka etken olarak, Yeni Zelanda’nın ilk günden beri seçimin gerçek favorisi olduğu, BMGK’da tarafsız bir tavır sergileyeceği yönünde görüşlerin oldukça hakim olduğu gösterildi.

Medeniyetler İttifakı bozuldu


2005 yılında dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ve İspanya Başbakanı Jose Lois Zapatero arasında kurulan Medeniyetler İttifakı eski popüleritesini kaybetti. Özelikle Türkiye’nin Gezi Parkı olaylarına tepkisinin dışarda tepki görmesi, Ortadoğu’da tarafsızlığını kaybettiği yönündeki iddialar, karşılıklı yarışa giren iki ülke arasındaki ikilişkileri de soğuttu. Çavuşoğlu, üçüncü tur sonunda seçimi İspanya’ya kaybeder kaybetmez meslektaşına kucaklayıp tebrik etse dahi, bunun için geç kalmıştı. İttifak bir defa bozulmuştu. İspanya Dışişleri Bakanı Jose Manuel Garcia Margallo, BMGK seçimini kazanmasının ardından gazetecilere yaptığı açıklamada; ikinci tur sonunda Türkiye'nin çekilmemesinin kendileri için büyük sürpriz olduğunu belirterek, “BM'de gelenek, eğer diğer aday ülke çok gerideyse, etik olarak seçimden çekilir" şeklindeki ifadesiyle sitemde bulundu. BM’deki İspanyol gazeteciler ise İspanya’nın Türkiye’ya karşı seçimi kazanmasını 2020 Olimpiyatları için geçen yaz yapılan yarışta başta eşit oy alan Madrid ve İstanbul’un ikinci tur da Madrid’in kaybetmesinin bir intikamı olarak verdiler.

Yazarın Tüm Yazıları