Ve bu elbise de bol geldi

1961 Anayasası, çok aşağılık bir darbenin ardından ve halkın tüm kesimlerinin katılımı olmadan yapılmış olsa da nispeten özgürlükçü bir anayasaydı.

Haberin Devamı

*

- Grev hakkı veriyordu.
- Toplu sözleşme hakkı veriyordu.
- Üniversiteyi özerk yapmıştı.
- TRT’yi özerk yapmıştı.
- Düşünce özgürlüğünü birazcık da olsa genişletmişti.

*

1961 Anayasası’nın yürürlüğe girmesinin ardından...
Dönemin egemenleri bir de baktılar ki...
Her kafadan ayrı bir ses çıkıyor, grevler alıp başını gidiyor, toplu sözleşmelerde arızalar çıkarılıyor, düşünce özgürlüğü adı altında türlü yaramazlıklar yapılıyor, TRT kafasına göre takılıyor, üniversite özerk olmanın tadını çıkarıyor falan...
Hemen duruma el koydular.
Dediler ki:
“Bu anayasa elbisesi, Türkiye’ye çok bol geliyor.”

*

Ve derhal çalışmalar başladı:
- Elbisenin fazlalıkları alındı.
- Kol kısmı biraz sıkılaştırıldı.
- Omuz kısmı azıcık daraltıldı.
- Etek kısmındaki uzunluk kırpıldı.
Böylece ortaya vücudu neredeyse boğacak kadar sıkan yeni bir elbise çıkmış oldu.

*

Haberin Devamı

Zapturapt sağlanınca...
Dönemin egemenlerinin de keyfi yerine geldi.

*

Bugün yapılan da aşağı yukarı böyle bir şey.

*

“İleri demokrasi” diyerek, “özgürlükler” diyerek, “Avrupa Birliği” diyerek hiç değilse kâğıt üzerinde gerçekten ileri adımlar atan AK Parti, şimdi çıkmış, “Ama bu elbise bize çok bol gelmeye başladı” diyor. Ve “ileri demokrasi”den yüz adım geri, “özgürlük ekseni”nden seksen adım geri, “Avrupa Birliği”nden ise kırk adım geri atmaya çalışıyor...
Kısacası...
Elbise yeniden daraltılıyor.

*

Bu arada iktidar yetkililerinden teselli açıklamaları da geliyor.
Diyorlar ki:
Merak etmeyin, elbiseyi daraltacağız ama dikişlerini attıracak kadar zorlamayacağız.

Ümit Özdağ’dan ‘Türk öfkesi’ mesajı

DÜNKÜ yazımda...
“Kürt öfkesi”nden söz etmiştim.

*

Ümit Özdağ’dan bu yazıyla ilgili olarak bir telefon mesajı aldım.

*

Şöyle diyordu Özdağ mesajında:
“Sevgili Ahmet Hakan... Bu ülkede Türklerin, üstelik öfkeli Türklerin de yaşadığını hatırlamanız dileğiyle... Üstelik onları şimdilik alıkoyan sadece sağduyuları...”

*

Ümit Özdağ’a mesajımı telefondan değil, buradan yazıyorum:
“Sevgili Ümit Özdağ... Kürtlerin öfkesinin karşısına, Türklerin öfkesini çıkarmamalıyız. Kürtlerin öfkesine, Türklerin öfkesiyle cevap vermemeliyiz... Öfkeleri birbirleriyle yarıştıramayız... Ne Kürtlerin öfkesine sırt dönelim ne de Türklerin öfkesine... İki öfkeyi de anlamaya çalışalım...”

Haberin Devamı

İki yaşlı hanım

TEŞVİKİYE Caddesi’nden geçerken iki yaşlı hanımefendiden biri, işitip işitmeyeceğimi hiç dikkate almadan yanındakine beni gösterip şöyle dedi:
“Bu çocuk kendini çok geliştirdi.”

*

Cümleyi duyduğum andan itibaren...
- Savruk yürüyüşüme çeki düzen verdim.
- Sahte bir terbiyelilik edası takındım.
- Kendini çok geliştirmişlere özgü bir tevazuya büründüm.
- Biraz gittikten sonra ise “Ne yapıyorum lan ben” diyerek o eski halime geri döndüm.
- Tekrar en baştaki gibi savruk yürümeye başladım.

CHP’den haberler

- Kemal Kılıçdaroğlu bazı günler CHP’nin eski binasındaki özel ofisine kaçıp orada çalışıyormuş.

*

- Mehmet Bekaroğlu ile Tuncay Özkan birlikte yurt gezisine çıkıp “Yeni CHP”yi halka anlatacakmış.

*

Haberin Devamı

- Kemal Kılıçdaroğlu, yıllarını verdiği “Dersim’de ne oldu” araştırmasına işlerinin yoğunluğu nedeniyle ara vermek zorunda kalmış.

*

- CHP’li milletvekilleri, çok yakında Antalya’da bir otelde üç günlük kamp yapacaklarmış...

Eli kulağında diyordum ki

İÇİMDEN şöyle şeyler geçiriyordum:
- Şu koca medyada Cem Garipoğlu ile empati yapacak bir trol çıkmayacak mı?
- “Cem Garipoğlu’nun intiharına insani bir yaklaşım denemesi” başlıklı bir makale patlatılmayacak mı?
- “Münevver’in ailesi de çok gaddar çıktı canım” tarzı bir çıkış yapılmayacak mı?

*

Neyse ki aranan kan bulundu.
Bunu yapan Perihan Mağden oldu.

Yazarın Tüm Yazıları