Senin gibi olmayanlarla biraraya gelme!

Güncelleme Tarihi:

Senin gibi olmayanlarla biraraya gelme
Oluşturulma Tarihi: Ekim 13, 2014 09:00

Son zamanlarda karma eğitime karşı argümanlar ortaya atılmaya başlandı. Tabii ki alıştığımız üzere, bu argümanlar bilimsel verileri baz alarak değil, dini referanslar üzerinden sunuluyor. Dinin referans alındığı bir argümana karşı çıkmak da o kadar kolay olmuyor. Çünkü karşı çıkmak, dine karşı çıkmak olarak algılanıyor. Ben, toplumsal her konunun ama özellikle eğitimin bilimsel verilerle tartışılabilmesini istiyorum. Din ekseninde tartışmalar, tartışma olmuyor çünkü, dayatma oluyor.

Haberin Devamı

Halbuki dünyanın başka yerlerinde de karma ve tek cinsiyetli eğitim tartışılıyor. Fakat bu tartışmaların temelini bilimsel argümanlar oluşturuyor. Amerika’da bazı araştırmalar, düşük gelirli ailelerden gelen öğrencilerin aynı cinsiyetteki öğrencilerle birarada olurlarsa daha iyi öğrendiğini gösteriyor. Bulgular zayıf olsa da, bazı araştırmalar da kızların matematik ve fen alanlarında erkek öğrencilerden ayrı oldukları zaman kendilerine güvenlerinin arttığını ve daha iyi öğrendiklerini, erkeklerin de ortaokul seviyesinde matematik performanslarının düşük olduğunu, tek cinsiyetli sınıflarda ise başarılarının arttığını gösteriyor.

Amerika’da bu gibi araştırmaları dikkate alan bazı eyaletlerde devlet okullarında tek cinsiyetli eğitimin yolu açıldı ve kanun değişikliğine gidildi. Sistem, gönüllülük esasına dayalı ya aynı okul içinde bazı derslerde (özellikle matematik ve fen) cinsiyetlerin ayrıldığı sınıflar oluşturuluyor, ya da bazı okullar tamamen tek bir cinsiyetten öğrenci alıyor. Ancak her iki cinsiyet için de kullanılan fiziki mekanların ve eğitim fırsatlarının eşit olması bir zorunluluk. Amerika’da 1995’te sadece 2 tek cinsiyetli devlet okulu varken, 2006’da bu sayı 241’e çıktı. Bugün yaklaşık 90 bin’den fazla devlet okulunun 500’ü ya sınıf ya da okul düzeyinde tek cinsiyetli.

Haberin Devamı

Tek cinsiyetli eğitimi destekleyenlerin kullandığı en önemli argümanlardan birisi fizyolojik ve gelişimsel farklılıklar. Bu argümana göre erkek ve kız öğrenciler farklı öğrenirler, bu nedenle öğretim programlarında cinsiyete göre farklı yöntemler kullanılmalı. Ancak 2011 yılında 8 sosyal bilimcinin ‘Tek Cinsiyete Dayalı Okullaşma Sözdebilimi’ (The Pseudoscience of Single Sex Schooling) adlı kitabında, son yıllarda yapılan nörobilim araştırmalarına göre kız ve erkeklerin farklı öğrendiğine dair bir bilimsel bulgu olmadığı kanıtlandı. Amerikan Psikologlar Derneği (APA)’nin şubat ayında yayınladığı rapora göre de, tek cinsiyetli eğitimin faydaları, olduğundan daha fazla şişiriliyor. Bu raporda, 21 ülkeden 1,6 milyon öğrenciden toplanan 55 yıllık veri analiz edildi. Bu veriye göre, tek cinsiyetli okulların sunduğu bir avantaj yok.

Haberin Devamı

Ayrı sınıflar kısa süreli çözüm olabilir

Kız ve erkek öğrencilerin sözde farklı öğrenme deneyimleri, büyük oranda toplumsal yapılar ve öğretmenlerin cinsiyete yönelik önyargılarına dayalı. Sınıf içi gözlemlerin yapıldığı bazı araştırmalar, karma sınıflarda cinsiyet ayrımcılığına yönelik özellikle öğretmenler tarafından yapılan bazı davranışları ortaya koyuyor. Örneğin, erkek öğrencilere kızlardan daha fazla söz verilmesi, erkek öğrenci doğru cevabı atılarak söylediğinde ödüllendirilirken kız öğrencilerin parmaklarını kaldırmalarının hatırlatılması, erkeklerin bir problemi kendi kendilerine çözmeleri teşvik edilirken, kızlara hemen yardım edilmesi gibi. Maalesef bu tür ön yargılar, tek cinsiyetli eğitimlerde de görülmeye devam ediyor.

Haberin Devamı

Türkiye’de okula gitmeyen kız çocukları bence büyük bir problem. Üzerinde düşünmemiz, sebepleri ve çözümleri üzerine tartışmamız gereken bir sorun. Eğer bazı aileler kız çocuklarını sadece karşı cinsle birarada olmasınlar diye okula göndermekten kaçınıyorlarsa, kısa vadeli çözümlerden birisi okullardaki bazı sınıfların ya da okulların cinsiyete göre ayrılması olabilir. Ancak uzun vadede cinsiyetle ilgili toplumsal önyargıların gittikçe derinleşeceğini ve bu yaklaşımın da yine ancak eğitimle aşılabileceğini düşünüyorum.

Biz eğitimciler farklılıkları ayırarak değil, farklılıkları biraraya getirerek daha zengin öğrenme ortamları yaratmayı tercih ediyoruz. Bu sadece cinsiyetle ilgili farklılıklarla sınırlı değil üstelik, aklınıza gelebilecek her türlü farklılık. Örneğin, üstün yetenekli öğrencilerin diğer öğrencilerden ayrıştırılmaması, farklı öğrenme stillerine sahip öğrencilerin birbirlerinden ayrılarak gruplandırılmamaları gibi. Daha da önemlisi, öğrencilerin kendileri gibi olmayanlarla birlikte yaşamayı öğrenmelerini istiyoruz. Aslında Türkiye’de tek cinsiyetli eğitim söylemini dile getirenlerin yapmaya çalıştığı da bunun tam tersi değil mi? Senin gibi olmayanlarla birarada olmamak.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!