Arda Turan'ın kardeşi Okan Turan: Abimden bir tık daha yakışıklıyım

Arda Turan’ın kardeşi olduğunuzu biliyoruz. Bunun ötesinde kimsiniz?
21 yaşında ve Bayrampaşalıyım. Annem ev hanımı, babam Atatürk Havalimanı yer hizmetlerinden emekli. Abim 12 yaşından itibaren yoktu. Hayatımız onu özlemekle geçti. Abimle aramızda altı yaş fark var. Ona karşı hep çok saygılı oldum. Anne ve babadan aldığımız eğitimle abim beni yetiştirdi diyebilirim. Birlikte çok vakit geçiremesek de bana her şeyi yaşayarak o öğretti.

Ev içindeki rolleriniz nasıldı?
Kalabalık bir aileydik. Dedeler, amcalar... Abim ev ortamında biraz otoriter ama aynı zamanda neşelidir. Ben evin herkesin taklidini yapan, güldüren çocuğuydum. Abimin yoğun temposu da bana daha sakin yaşamam gerektiğini öğretti. Evde vakit geçirmeyi seven sakin taraf oldum.

İlk arabanızın Porsche olduğu doğru mu?
Arabaları hep abimle ortak kullandık. O benim çocukluktan beri arabalara ne kadar düşkün olduğumu bilir. Ama hak etmediğim hiçbir şey, hiçbir zaman bana verilmedi. Şimdi Haliç Üniversitesi Spor Akademisi Spor Yönetimi Bölümü’nde okuyorum. Aynı zamanda oyunculuk eğitimi alıyorum.

Spor yönetimi okuduğunuza göre ileride belki abinizin oynadığı bir takımın başına geçersiniz?
Küçük yaşlardan beri sporun içinde olduğum ve çok sevdiğim bu bölümü seçtim. Yoksa abim futbolumu hiç beğenmez.

TANIŞTIĞIM İNSANLAR ÖNYARGIYLA YAKLAŞIYOR

Arda’nın kardeşi olmanın özel hayatınıza etkisi neydi?
İlk tanıştığım insanlar bana karşı hep önyargıyla yaklaşıyor. Biraz sohbet ettikten sonra sıradan bir üniversite öğrencisi olduğumu görüyorlar.

Oyunculuk macerası kendi paranızı kazanma isteğinden mi çıktı yani...
Oyunculuk, hayalimdeki meslekti. Ama abim ailesinin basında olmasını çok istemediği için bu hayalimi pek dile getiremiyordum. Geçen sene mayıs ayında İspanya’ya abimin yanına gitmiştim. Şampiyonluk maçları vardı. Ev çok stresliydi ve sürekli dostlarımız geliyordu. Bahadır Özdener de o dönemde İspanya’ya geldi ve tanıştık. Birlikte abi-kardeş havası yakaladık. İspanya’dan döndükten sonra Bahadır Abi “Arda iki kupayı alsın, ben de Okan’ı alacağım” gibi bir cümle kurdu. Bu cümleyi duyduktan sonra gizli gizli aynanın karşısında roller yapmaya başladım. İçim içimi yiyordu. Ardından Bahadır Özdener, İspanya’ya yeniden geldi, yaptığımız konuşmada ne kadar ciddi olduğunu anladım ve oyunculuk çalışmalarına başladım.

‘Beyaz Karanfil’de nasıl bir karakteri canlandırıyorsunuz?
Sarıhan isimli bir adam. Uyuşturucu çetesinin içine giren gizli bir polis.

Bu, sizin için bir hobi mi yoksa artık oyuncu musunuz?
Bu, artık benim mesleğim. Eğitimini de alıyorum. Dizi başladıktan sonra eksiklerimi görüp o alanlara yoğunlaşarak daha da çok çalışacağım.

Abinizin maçı ve sizin diziniz aynı ana denk gelse. Aileniz hangisini izler?
Set başladıktan sonra bu soruyu ben de anneme sordum: “Abini hallettik oğlum. Sıra sende, artık seni izleriz” dedi.

Yakında oyuncuların meskeni Cihangir’in yolunu tutar mısınız?
Ben keyif aldığım her yerde olurum, Etiler, Cihangir, Bayrampaşa... Mekân, semt ayrımı yapmam, böyle etiketlerim yok.

Bayrampaşa’da mı yaşıyorsunuz?
Etiler’de. Abim İstanbul’a geldiğinde birlikte kalıyoruz. Zaten sık sık anne ve babamın yanında kalıyorum. Ya da onlar bende kalıyor.

Abiniz kadar çapkın mısınız?
İnsanlar Arda Turan’ın kardeşi cümlesini duydukları zaman ister istemez algıları artıyor. Ama bunun elemesini yapabilecek mantıktayım. Hayatımızdaki dostlarımız her zaman abimi de Arda Turan olduğu için değil, Bayrampaşalı Arda olduğu için sever. Ben de her zaman Bayrampaşalı bir abinin Bayrampaşalı kardeşi gibi yaşıyorum.

Nedir bu Bayrampaşalı olmak?
Samimiyettir. Doğup büyüdüğümüz yer. Semt ortamı... Dostluklar komşuluklar, arkadaşlıklar sıcak... Arkadaşlarınız her halinizi bilir.