Katılsa da suç katılmasa da

Güncelleme Tarihi:

Katılsa da suç katılmasa da
Oluşturulma Tarihi: Ekim 06, 2014 11:50

Kanlı bir terör örgütü olan Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) Suriye ve Irak’ta sürdürdüğü katliamın durdurulması için Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve aralarında bazı Arap ülkelerinin de bulunduğu koalisyon güçleri harekete geçti.

Haberin Devamı

Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar gibi ülkeler hava harekatına katılırken, Türkiye, bu koalisyonda baştan itibaren yer almakta çekimser davrandı.
Haklı nedenleri vardı...
Çünkü IŞİD teröristlerinin elinde Musul’da rehin aldıkları 46’sı Türk vatandaşı 49 başkonsolosluk çalışanı ve yakınları vardı.
Bu insanların yaşamlarını tehlikeye atmamak için Türkiye çekimser davranmayı yeğledi.
Ama ABD başta olmak üzere Almanya da dahil Batılı birçok ülke, Türk hükümetinin bu tutumunu anlamak istemedi.
Hatta ağır bir biçimde eleştirdi...
Suçlamalar bile duyuldu...
*
Almanya’da özellikle Sol Parti’li parlamenterler, Türkiye’yi IŞİD’i desteklemekle suçladı.
Tam 101 gün sonra bu rehineler serbest bırakılınca Türkiye tutum değiştirdi.
Hümüket, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden (TBMM) onay alıp Suriye ve Irak’ta IŞİD’e karşı mücadeleye askeri müdahale yolunu açtı.
Başlangıçta çekimser davranan dönemin başbakanı ve şu andaki Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Başbakan Ahmet Davutoğlu, “Dünyanın neresinde olursa olsun her türlü teröre karşıyız ve tüm terör örgütlerine karşı kararlı bir biçimde mücadeleye varız” açıklamasında bulundu.
Daha birkaç gün öncesine kadar Türkiye’yi IŞİD’i desteklemekle suçlayan bazı Alman politikacılar, birden ağız değiştiriverdiler.
Almanya’da özellikle Sol Partili bazı parlamenterler, Türkiye’nin hedefinin IŞİD değil, PKK’yı yok etmek olduğunu ileri sürdüler.
Hatta Ankara’nın amacının “Kürt otonom bölgesini işgal etmek” olduğunu bile açık açık telaffuz ettiler.
Yani onların gözünde Türkiye koalisyonda yer alsa da suçlu, yer almasa da...
Hava harekatına katılsa da suçlu, katılmasa da...
*
Aynı politikacılar, Almanya’nın peşmergeleri silahlandırmasına alkış tuttular.
Hatta daha fazla silah gönderilmesine ve Suriyeli, Iraklı muhaliflerin IŞİD’e karşı başarılı olabilmeleri için Alman uzmanlar tarafından ‘askeri eğitimden’ geçirilmesine tam destek verdiler.
Türk tarafın, bu silahların önümüzdeki dönemlerde PKK teröristlerinin ellerine geçip ilerde Türkiye’ye karşı kullanabilecekleri yönündeki haklı uyarılarına kulak bile asmadılar.
*
İşte tam bu arada Almanya’nın Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Kuveyt ve Cezayir gibi Arap ülkelerine tank, zırhlı araç ve başka savunma sanayi ürünleri ihraç etmesine ilgili birimlerden izin çıktığı haberleri yansıdı.
Irak ve Suriye’deki muhalif güçlere daha fazla silah gönderilmesini isteyen aynı Alman politikacılar buna da karşı çıktı.
‘Pasifist’ politikacılar olarak silah ihracına karşı çıkmak çok doğaldır.
Yerindedir de...
Ama onların itirazı bu bölgeye silah ihracından ziyade, Türkiye’nin elinin ve konumunun güçlendirilmesinedir.
Onlara göre bölgeye silah ihracı Türkiye’nin işine yarayacaktır.
Bu silahlar ve savunma sanayi ürünleri bölgede bağımsız bir Kürt devleti oluşturulmasına karşı kullanılacaktır.
‘Pasifist’ geçinen Alman politikacılar, bu ülkele silah ihraç edilmesine karşı çıkmaktadır.
Ama aynı politikacılar, yıllardır o ülkelerde ciddi boyutlarda insan hakları ihlali yaşanmasına seyirci kalmaktadır.
Ama aynı politikacılar, o ülkelerde insanların tank, top ve tüfekle susturulmalarına, sindirilmelerine yıllardır seyirci kalmaktadır.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!