Taksitle danaya girmek caiz mi?

Güncelleme Tarihi:

Taksitle danaya girmek caiz mi
Oluşturulma Tarihi: Ekim 06, 2014 01:16

Ben bu yazıyı, Kurban Bayramınız kutlu değil anlaşılır olsun diye yazdım. Kurban derilerinizi kime isterseniz verebilirsiniz ama kulağınızı Kobani’li kadınlara vermezseniz, kurban olursunuz...

Haberin Devamı

Diyarlardan Suriye, dağlardan Kasion.
Hz. Adem ile Havva tatlı bir telaş içindeler. Evlatlarının mürüvvetini görecekler.
Kırk evladın en güzeli İklimya ile büyük abisi Habil, dünya evine girecekler.
Dünya dediğin o zaman kırk iki kişilik bir yer.
Gelin görün ki ortada bir kavga kokusu var.

TÖREMİZ BÖYLE DEĞİL

İklimya’nın ikiz kardeşi Kabil bu düğüne karşı.
Bacısıyla kendisi evlenmek istiyor.
Ana baba, “töremiz böyle değil, aynı batında doğanlar evlenebilemezler!” diyor.
Kabil töreye karşı. Babaya asi geliyor, anayı dinlemiyor, ağabeye dikleniyor.
Baba ne yapsın, ikisi de evladı.
Gerçi İklimya da evlat ama ona soran yok.
“Allah’ı hakem edelim” diyor.
“İkiniz de bir kurban verin rabbimize, hanginizinki kabul olunursa İklimya onundur.”

Taksitle danaya girmek caiz mi

Titian’ın ‘Habil ve Kabil’ tablosu (1542-1544)

SEVDİĞİNDEN VAZGEÇME
Daha ramazan hocalarının icat olunmadığı zamanlar.
“Kredi kartına altı taksitle yedi kişi bir kınalı koça ortak girebilir miyiz?” sorunsalı yok.
Allah’ın da kurbana değil, rızaya ihtiyacı var. Ben demiyorum Hacc Suresi’nde Allah diyor:
“Kestiğiniz kurbanların ne etleri ne de kanları ulaşır. O’na ancak sizin takvanız ulaşacaktır...!”
Takva, Allah’tan değil, onu incitmekten korkmaktır.
İşte bütün bunlardan dolayıdır ki o zamanlar, ‘Kurban eşittir en sevdiğinden vazgeçme’ zamanları.
Kabil topraktan geçiniyor, Habil davardan.
Kabil biraz nebat topluyor, birkaç da meyve sebze.
Habil daha cömert, en besili koçu seçiyor sürüden.
Suriye’de Kasion Dağı’na bırakıyorlar.
Sabah bir de ne görsünler! Koç gitmiş, nebatat orada.

BELKİ RAKKA BELKİ KOBANİ

Haberin Devamı

Taksitle danaya girmek caiz mi


İklimya baba evinden abi evine gelin gidiyor.
Zalım Kabil, töreyi dinlemeyen rabbini dinler mi hiç!
Habil’i sürüsünü otlatmaya götürdüğü yerde...
Belki Rakka dolaylarında belki Suriye çölünde, belki de Ayn El Arab’da yani Kobani’de, İklimya yerine uykunun koynuna girmişken...
Başını taşla ezerek bedeninden ayırıyor.
Ben demiyorum Abdullah b. Amr diyor:
“Hz. Allah’a yemin olsun ki Habil, Kabil’den daha güçlüydü.
Utandığı için kardeşine el kaldırmadı”.
Yine rivayet edilir ki bu hadiseden yıllar yıllar sonra...
Urfa’dan ya da eski adıyla Ruha’dan ya da Edessa’dan hemşehrimiz İbrahim Halilullah, Suriye’den pek de uzak olmayan bir yerde...
Sebir Dağı’nda evladının boğazına bıçak dayamışken, gökten bir kurban indi.
İşte o anda...

DÜNYA KABİLLERİN Mİ?
Yaradana bağlılıkla, yaratılana merhametin en büyük takası gerçekleştirildi.
İşte o koç, Habil’in Rabbine verdiği koçtu.
Rabbin koça ihtiyacı mı var?
İyi mal böyle günler içindir işte.
Ya da verdiğimiz kurbanlar, başka hayatlara kefaret olurlar tarihte bir biçimde.
Bunları ramazanda ağlayan hocalardan duyamazsınız.
Kadının saçını ne kadar kısaltabileceğinden tuvalete ilk hangi ayağınızla girmeniz gerektiğine kadar her şeyi söylerler de insanlığın günümüz Kabilleri elindeki akıbetlerine dair bir tek laf etmezler.
Kobani’de kadınlar var ve İklimya misali bir tevekkül içinde değiller.
Hannibal’ın dediğini diyorlar: Ya yeni bir yol bulacağız ya da yeni bir yol yapacağız!
Dünya, Kabillerin eline terk edildiğinde, başlar bedenlerinden ayrılıyor çünkü.
Başımız yerinde dursun diye canlarını kurban ediyorlar.
Ben bu yazıyı, Kurban Bayramınız kutlu değil anlaşılır olsun diye yazdım.
Kurban derilerinizi kime isterseniz verebilirsiniz ama kulağınızı Kobani’li kadınlara vermezseniz, kurban olursunuz; bunu bilin diye yazdım.
Onlar ülkemize, “savaş tezkerenizle gelip, zaten kolay ölen ve kolay öldüren bu selefi gençleri öldürün!” demiyorlar. Onların da kendileri olarak yaşayabilecekleri, demokratik bir vaha olalım diyorlar, duyun diye yazdım.
Kurban oluyorlarsa eğer, güçsüzlüklerinden değil, Habil misali sakınmalarındandır biraz da anlayın diye yazdım. Anlamayanlara da Kaygusuz’dan gelsin:

Kaygusuz’un hüneri
Helva vü büryan yemek
Andan özge hüneri
Umma bu biçareden

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!