Geçici çözüm için kendimizi kullandırmayız

Güncelleme Tarihi:

Geçici çözüm için kendimizi kullandırmayız
Oluşturulma Tarihi: Ekim 02, 2014 01:00

CUMHURBAŞKANI Tayyip Erdoğan, Meclis’in yasama yılını açış konuşmasında, IŞİD ve bölgedeki diğer terör örgütlerine karşı mücadeleyi öncelikler arasında saydı.

Haberin Devamı

Erdoğan, “Türkiye geçici çözüm arayışlarında kendisini kullandıracak bir ülke de değildir. Türkiye’nin öneri ve uyarıları da dikkate alınmalıdır” diyerek, özetle şu mesajları verdi:

ORTAÖĞRETİME TÜRBAN

Türkiye’nin korkarak, tereddüt ederek varabileceği hiçbir seviye, yakalayabileceği hiçbir hedef yoktur. Bölünme, parçalanma, iç çatışma gibi senaryoların, yersiz ve anlamsız korkular olduğu, yakın tarihimizde görülmüştür. On yıllardır son derece manasız bir şekilde sürdürülen başörtüsü yasağının kalkması, iddia edildiği gibi toplumda infiale yol açmamış, toplumun normalleşmesini sağlamıştır. TBMM’de, kamu işyerlerinde, üniversitelerde, şimdi de ortaöğretim kurumlarında başörtüsünün serbest bırakılması, özgürlüklerin önünü açmış, Türkiye’yi normal ve tabii mecrasına sevk etmiştir.

BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ KRİTERİ

Medyanın, basın özgürlüğünün ve internetin, başkalarının özgürlük alanını daraltacak, kişisel haklarını ihlal edecek, ulusal güvenliğimizi tehdit edecek şekilde istismar edilmesi elbette tepkisiz kalınacak bir durum değildir. Bu konuda gelişmiş demokratik ülkelerin sahip olduğu düzenlemelere Türkiye’nin de sahip olmasından daha tabii bir şey olamaz. İsrail’in son Gazze saldırısında 16 gazeteci hayatını kaybetmiş, uluslararası medyanın çalışanlarına aleni mahalle baskısı uygulanmış, hatta bazı medya mensupları cezalandırılmıştır. Bu dünyadan yeterli tepki almazken, Türkiye’nin içerden ve dışardan sürekli olarak bu konuda haksız eleştirilere maruz kalması, üzerinde mutlaka düşünülmesi gereken bir durumdur. Başkalarının özgürlük alanlarını daraltmadığı, şiddetin aracı olmadığı ve ulusal güvenliğimize tehdit teşkil etmediği sürece kim ne derse desin, her türlü özgürlük en geniş manada milletimizle buluşturulmalıdır ve buluşturulacaktır.

TARİH ÇÖZÜME AKIYOR

Son günlerde sergilenen çözüm sürecini sabote etmeye yönelik tahrik girişimleri sadece ve sadece bu girişimlerin sahiplerine zarar verecektir. Türkiye’nin çözüm yolundaki bu kararlı ilerleyişinin karşısında durmak, akıntıya kürek çekmektir. Tarih çözüme doğru son derece kararlı şekilde akarken, tüm siyasi partilerin destek olmaları tarihi bir sorumluluktur.

YARGIDA ÇETELEŞMEYE GÖZ YUMULMAYACAK

Devlet içindeki Paralel Yapı siyaseten mahkûm olmuştur. Herkes bilmelidir ki, ilkesi, kuralı, ahlakı olmayan bir yapı, hiç kimseye fayda sağlamaz. Siyasetin önündeki mesele bu yapıyı hukuken de tasfiye etmektir. Güvenlik kurumlarının ve yargının demokratik meşruiyet temlinde yeniden yapılandırılması, bu bakımdan özel bir anlam taşımaktadır. Özellikle yargı içinde bir çetenin, bir karanlık şebekenin güç kazanmasına, önce yargı ardından da tüm toplumu dizayn etmeye kalkışmasına asla göz yumulmayacaktır. İnanıyorum ki öncelikle yargı mensupları onurlarına, meslek ilkelerine ve ülke çıkarlarına sımsıkı sahip çıkarak yargıyı teslim alma girişimlerine dur diyeceklerdir.

SUSMA SEÇENEĞİMİZ YOK

Bölgedeki gelişmeler karşısında herkes susabilir ama Türkiye’nin böyle bir seçeneği yoktur. Ne topraklarımızda ne bölgemizde ne de yeryüzünde hiçbir terör örgütüne sempatiyle ya da müsamahayla bakmamız söz konusu bile olamaz. Teröre karşı verilecek mücadelede ülke olarak her türlü işbirliğine açığız ve hazırız. Ancak, Türkiye geçici çözüm arayışlarında kendisini kullandıracak bir ülke de değildir. Bölgedeki tüm terör örgütleriyle kararlı bir mücadele sergilenmeli, Türkiye’nin öneri ve uyarıları da dikkate alınmalıdır. Aksi halde havadan atılacak tonlarca bomba tehlikeyi ve tehdidi sadece geciktirebilir, erteleyebilir. Irak’ta bu yaşanmıştır. Suriye’nin gündem dışı tutulması da aynı şekilde çözümü palyatif bir hale getirecektir.

‘ŞAM’IN UZAKLAŞTIRILMASI

Gerek IŞİD terör örgütü gerek bölgedeki diğer terör örgütlerine karşı etkili bir mücadele önceliğimiz olacaktır. Türkiye’de sayıları 1.5 milyonu aşan göçmenlerin ülkelerine dönebilmeleri aynı şekilde önceliğimiz olacaktır. Şam yönetiminin derhal uzaklaştırılması, Suriye’nin toprak bütünlüğü korunarak, anayasal ve parlamenter sistemle herkesi kucaklayan bir yönetimin acilen tesis edilmesi de yine önceliğimiz olmaya devam edecektir.

GERİLİM, KAMPLAŞMA YOK

Gerilime, kutuplaşmaya, kamplaşmaya sarf edecek artık tek bir saniyemiz bile yoktur. Türkiye iç çekişmeler ve sanal gerilimler nedeniyle on yıllar boyunca enerjisini ne yazık ki heba etmiştir. Yeni Türkiye’de yeni bir siyaset artık kaçınılmazdır.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!