Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, Hürriyet’e konuştu

Güncelleme Tarihi:

Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, Hürriyet’e konuştu
Oluşturulma Tarihi: Ekim 01, 2014 10:41

Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck ile Cumhurbaşkanlığı Sarayı Bellevue’deki makamında görüştük. Cumhurbaşkanı çok sıcak karşıladı bizi. Yaklaşık bir saat süren konuşmamızda, nisan ayı sonundaki Türkiye ziyaretini ve bu ziyaretten sonraki gelişmeleri değerlendirdi... İşte Hürriyet’in sorduğu sorular ve Cumhurbaşkanı Gauck’un yanıtları:

Haberin Devamı

SAYIN Cumhurbaşkanı, yeni Türk mevkidaşınızın adı Recep Tayyip Erdoğan. Kendisini cumhurbaşkanlığına seçilmesinden dolayı kutladınız. Türkiye’ye yaptığınız ziyaret sırasında Türk hükümetine yönelttiğiniz eleştiriler nedeniyle sizinle, o zaman başbakan olan Sayın Erdoğan arasında anlaşmazlık çıkmıştı. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilişkileri nasıl düzeltmeyi düşünüyorsunuz?
Türkiye, Almanya’nın sıkı ve dostane ilişkiler kurduğu önemli bir ortağıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan ile gelecekte de teması sürdürme fırsatı bulacağıma inanıyorum. Bunun anlamı, neleri benzer gördüğümüz ve hangi konular hakkında farklı düşüncelere sahip olduğumuz hakkında konuşacağız demektir, insanların birbirine açık ve yapıcı davrandıkları canlı bir ilişkide olması gerektiği gibi.

ŞUNLARI GÖRDÜM...

Türkiye’ye yaptığınız dört günlük ziyarette Kahramanmaraş, Ankara ve İstanbul’a gittiniz. Hangi izlenimler anılarınızda yer etti?
Türkiye’ye bu ilk ziyaretimdi ve pek çok etkileyici izlenimle doluydu. Pek çok şeyin yanı sıra kültürel gelenekler hakkında bir şeyler öğrendim ve çok aktif, modern bir sivil toplum tanıdım. Bir ülkenin gücünün büyük kısmını nasıl ekonomik gelişmeye ayırdığı ortadaydı ve yoksulluktan gelen pek çok insanın başarı hikayesini dinlemek etkileyiciydi. Türkiye’nin tamamen angaje olarak çok sayıda Suriyeli mülteciye yardım etmesini büyük saygıyla karşılıyorum. Ayrıca, Türkiye’nin bir bölgesinin Suriye’den fırlatılan roketlere karşı korunmasında destek olan Alman askerlerini ziyaret etmek de benim için mühimdi.
Sonuç olarak, Türkiye’nin kaydettiği ilerlemeleri takdir etmeyi ama aynı zamanda beni endişelendiren noktalara işaret etmeyi de önemli gördüm.
Türkiye ziyaretimden şu izlenimi edindim: Devinim halinde bir ülke, kalkınma halinde bir ülke ve, örneğin insan hakları ve demokrasi gibi kritik konularda vatandaşların hükümete yönelttiği sorular üzerine yoğun tartışmaların yapıldığı bir ülke.

Haberin Devamı

Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, Hürriyet’e konuştu
Nasreddin Hoca’yı tanıyorum zevkle okuyacağım



DİNLEME SKANDALI

NSA‘nın dinleme skandalı Almanya’da bir protesto dalgasına yol açtı. Başbakan Merkel, “Dostlar arasında casusluk! İşte bu hiç olmadı...” dedi. Şimdi ise BND’nin, NATO’da ortağı olan Türkiye’yi dinlediği ortaya çıktı. Türkiye’deki infiali anlayabiliyor musunuz?
BND’nin bu faaliyetleri hakkında ayrıntılı bilgiye sahip değilim. Prensipte, hangi gizli servis önlemlerinin gerekli ve orantılı olduğu, hangilerinin olmadığı konusundaki tartışmamızı doğru ve önemli buluyorum.

Türkiye’ye ilk kez gittiniz. İki ayağınızla da Avrupa topraklarında olduğunuz hissi var mıydı?
Maalesef kısa süreliğine oradaydım ama yine de cevabım: Evet. Hem bana aşina olan, hem de yeni gelenekler görüp tanıdım. Ama insanı sormaya ve düşünmeye sevk eden de, yeni ve bize önce yabancı gelen şeylerdir zaten. Türk toplumunun bir parçası çok laik, diğeri çok dindar. Bu iki parçanın nasıl bir arada varlığını sürdürdüğünü ve birbiriyle nasıl geçindiğini görmek heyecan verici. Bu konuda daha fazla şey öğrenmek isterim.

MÜZAKERELER DEVAM ETMELİ

Almanya’nın bazı çevrelerinde ve bazı Avrupa ülkelerinde, Türkiye gibi İslami bir ülkenin illa AB’ye ait olmasının gerekmediği yolunda görüşler var. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Bu beni ikna etmiyor. Avrupa Birliği ile Türkiye, epeydir devam etmekte olan bir müzakere sürecinin içerisindeler. Ve ben bu sürecin devamından yanayım. Başka bir deyişle, Hıristiyan inancı Avrupa Birliği’nin temelini oluşturan belgelerde tespit olunan kurucu ve bağlayıcı bir unsur değildir. Bu unsurlar, o belgelerde tanımlanan ve Avrupa olarak üzerinde mutabık kaldığımız değerlerdir... Hukukun üstünlüğü, sivil haklar, insan hakları, demokrasi ilkesi. Ve bu değerlere herkesin, bu ister AB üyesi isterse üye olmayı isteyen olsun, tüm ülkelerin uyması gerekir.

Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck, Hürriyet’e konuştu


IŞİD TERÖRÜ

IŞİD terör örgütünün Kuzey Irak ve Suriye içinde ilerleyişinde Türkiye ve Avrupa için nasıl bir tehlike görüyorsunuz? Bu tehlikeye karşı ne yapılabilir?
İnsanı aşağılayan ideolojisi ve acımasız yöntemleriyle İslam Devleti terör grubu hepimiz için bir tehlikedir. Bu cinayet şebekesinden kaçanlara insani yardım sağlamamız doğru ve önemli. Aynı zamanda IŞİD’in daha fazla felakete yol açmadan ve korkuya dayalı kalıcı yönetim kurmadan durdurulmasını sağlayan güçlere destek vermemiz de doğru ve önemli. Ancak, terör tehlikesini başarıyla savuşturabilmek için bir şey daha gerekli: Radikalleştirilme tehlikesiyle karşı karşıya olan halkların kendilerine, devlet yönetiminde katılımı da kapsayan, kabul edilebilir bir yaşam perspektifi sunulmasına ihtiyaçları vardır.

ÇİFTE VATANDAŞLIK


Siz (bir süre önce) vatandaşlığa geçme kutlamaları vesilesiyle yaptığınız konuşmada çifte vatandaşlığı savundunuz ve onu “Almanya’da giderek artan bir insan topluluğunun yaşam gerçekliği“ olarak nitelendirdiniz. Sizce Almanya’nın genel olarak çifte vatandaşlığı kabul etmesi mi gerekiyor?
Yasa önerileri yapmak Federal Cumhurbaşkanının işi değildir. Yasa koyucu çifte vatandaşlık olanaklarını halihazırda genişletmeye çalışıyor. Bundan memnuniyet duyuyorum. Çok uluslu devlet olmaktan doğan sorunları pratikte nasıl ele alacağımızı ya da tam tersi, ne tür düzenlemelerin daha kolaylaştırılabileceğini sükunetle tartışmamız gerekir.

Haberin Devamı

ÇİĞ KÖFTE YEDİM AMA HENÜZ RAKI İÇMEDİM

Bir süre önce Berlin-Kreuzberg‘de çiğköfte tattınız. Türk mutfağını biliyor musunuz?
Aslında o gün Kreuzberg’e orada yemek yemeye değil, hepsi birbirinden farklı göçmen geçmişleri olan bir grup gencin Almanya ve Alman olma konusunda görüşlerini alıp onlarla sohbet etmeye gitmiştim. Arabama binmek üzereyken, bir Türk büfe sahibi yanıma geldi ve “Bakın burada harika bir ikramım var, bir deneyin” dedi. İkramın çok lezzetli olmasından ayrı, beni asıl mutlu eden onun davetindeki içtenlikti.

Hiç rakı içtiniz mi?
Hayır, henüz denemedim. Bu benim için tıpkı pek çok insanın bildiği ama benim henüz hiç tatmadığım Yunan şarabı Retsina gibi.

Ama maraş dondurmasını denediniz...
O dondurma gerçekten çok özeldi. Aslında Türk mutfağından genel olarak çok etkilendim. Ve yemek pişirmeyi seven Almanya’daki dost ve tanıdıklarımın neden Türk manavlarından alışveriş yapmaktan hoşlandığını ve neden burada bu kadar çok insanın Türk restoranlarında yemek yemeye gittiğini şimdi biraz daha iyi anladım.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!