Davutoğlu: "Bu kavuşma anı görüntüleri için çok bekledik"

Güncelleme Tarihi:

Davutoğlu: Bu kavuşma anı görüntüleri için çok bekledik
Oluşturulma Tarihi: Eylül 30, 2014 19:43

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Musul Başkonsolosluğu personelinin kurtarılmasına ilişkin, "İftiharla ifade edeyim ki; bu olayda Türkiye ne kadar büyük bir devlet olduğunu ve ne kadar işinin ehli bir hükümet tarafından yönetildiğini bütün dünyaya göstermiştir" dedi.

Haberin Devamı

Başbakan Davutoğlu, televizyonlarda yayınlanan "Yeni Türkiye Yolunda" konuşmasında, milleti en derin saygı ve muhabbetleriyle selamladığını söyledi.

"Yeni bir dönemin başında, yeni umut ve heyecanlarla yola çıktığımız şu günlerde, ekranlarınız aracılığıyla evlerinize misafir olmaktan, yeni Türkiye'nin büyük hedeflerini sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyorum" ifadelerini kullanan Davutoğlu, demokrasi adına herkese gurur veren çok olgun bir sürecin sonunda yeni cumhurbaşkanını seçtiklerini vurguladı.

Kendisinden başbakanlık görevini devraldığı Recep Tayyip Erdoğan'ın, 10 Ağustos'ta gerçekleştirilen seçimle Türkiye Cumhuriyeti'nin doğrudan milletin oylarıyla seçilen ilk cumhurbaşkanı olduğuna işaret eden Davutoğlu, bu seçimin demokrasi açısından bir milat değeri taşıdığını, millet iradesinin nihayet en yüksek seviyede tecelli ettiğini kaydetti.

Davutoğlu, "Geçmiş hükümetleri boyunca ülkemize çok önemli ufuklar açan, çok değerli hizmetlerde bulunan, unutulmaz eserler bırakan Sayın Cumhurbaşkanımıza, huzurlarınızda bir kere daha ülkem ve hükümetim adına şükranlarımı ifade etmek istiyorum" diye konuştu.

Türkiye'nin hızını hiç kesmeden, yürüyüşünü hiç sekteye uğratmadan, hem cumhurbaşkanlığı hem başbakanlık makamında bir görev değişimi yaşadığını dile getiren Davutoğlu, bu değişimi bir bayrak yarışı, bir nöbet değişimi olarak gördüklerini, bu şuurla hareket ettiklerini bildirdi.

"Dünyada hem başbakanlık hem cumhurbaşkanlığı değişim sürecini bu kadar başarıyla yürüten başka bir örnek göremezsiniz" değerlendirmesinde bulunan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Türkiye kökleşmiş demokrasisiyle, çok şükür, kriz beklentilerini boşa çıkarmıştır. Sancısız bir geçiş yaşadık ve kaos bekleyenlerin elleri boş kaldı. Bundan sonra da paralel yapı da dahil, her türlü demokrasi dışı vesayet odağıyla mücadelemize kararlılıkla devam edecek, kriz fırsatçılarına göz açtırmayacağız.

Türkiye'nin kazanımlarının korunmasında ve atılımların hiç kesintiye uğramadan sürdürülmesinde devamlılığın ne kadar hayati olduğunu iyi biliyoruz. İşte tam da bu yüzden, sadece 3 gün içerisinde Bakanlar Kurulu başta olmak üzere tüm dönüşüm sürecini başarıyla tamamladık. Yeni görevlendirmeler, atamalar hızla gerçekleştirildi. Bizim bu süreçlerle kaybedecek vaktimiz yok. Biz önümüze bakıyoruz."

"Yeni Türkiye hayalimiz adım adım gerçeğe dönüşüyor"


Türkiye'nin artık normalleştiğine işaret eden Davutoğlu, "Gayri tabii yollarla, siyasi mühendislik operasyonlarıyla iktidar devşirmek isteyenlere kapılar kapanmıştır. Milletimizin her bir ferdi tamamıyla emin olabilir ki; bu medeniyet kervanı, yoluna her geçen gün hızını arttırarak devam edecektir" dedi.

Yeni Türkiye hayallerinin artık adım adım gerçeğe dönüştüğünü ifade eden Davutoğlu, bu yolda aldıkları her hayırlı mesafenin önlerine yepyeni kapılar, çok daha parlak ufuklar açtığını söyledi.

Başardıklarının daha fazlasını başarmak, 2023 hedeflerine doğru ilerleyen yeni Türkiye'yi inşa etmek için hiç ara vermeden çalışmalara aynı aşk ve şevkle başladıklarını belirten Davutoğlu, "Nihai hedefimiz, aziz milletim bunun da ötesinde, bu toprakların sahip olduğu kadim mirası yeniden canlandırmak, yeni bir medeniyet ihyasını gerçekleştirmektir" ifadelerini kulandı.

"Yüklendiğimiz tarihi sorumluluğun şuurundayız"

Türkiye'nin nevzuhur bir ülke olmadığını, köklü bir tarihi ve zengin bir geleneği bulunduğunu vurgulayan Davutoğlu, kendisinin de 62. Hükümete güvenoyu aldıktan hemen sonra, bu köklü geleneğe sahip çıkmak adına Selçuklu başkenti Konya'yı, Osmanlı'nın tohumlarının atıldığı Söğüt'ü ve Cumhuriyet meşalesinin yakıldığı Samsun'u ziyaret ettiğini kaydetti.

Bundan sonraki siyasetlerinde de bu tarihi şuurla hareket edeceklerini bildiren Davutoğlu, "Aynı bilinçle göreve başlar başlamaz Türk demokrasisinin kökleşmesine kendilerini adayan seleflerim rahmetli Adnan Menderes'i, Turgut Özal'ı ve Necmettin Erbakan'ı ziyaret ettim. Onların bu demokrasi mücadelesinde ödedikleri bedellerin farkındayız ve bu bedelleri hiç unutmayacağız" diye konuştu.

Yüklendikleri tarihi sorumluluğun şuurunda olduklarını belirten Davutoğlu, hesaplarını popülist bir anlayışla değil, 2023 vizyonu çerçevesinde belirledikleri kısa, orta, uzun vadeli hedefleri yakalamak üzere yaptıklarını kaydetti.

Seçim siyasetine, seçim ekonomisine, kısa vadeli popülist uygulamalara geçmişte prim vermedikleri gibi bugün de vermediklerini, yarın da vermeyeceklerini dile getiren Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Türkiye'yi daha güçlü, daha müreffeh, daha itibarlı bir ülke haline getirmek, demokrasimizi ülkemizin her bir ferdinin, her bir vatandaşının gurur duyacağı ileri bir seviyeye taşımak adına gereken her adımı atacağız.

Çözüm süreci başta olmak üzere, bu ülkenin ne kadar kanayan yarası varsa, hepsine kararlılıkla çareler üreterek, toplumsal barışı her yönüyle mutlaka tesis edeceğiz. Birliğimizi, dirliğimizi, dostluk ve kardeşliğimizi hiç kimsenin bozmasına izin vermeyeceğiz, saflarımızı sık tutarak, birbirimize kenetlenerek, birbirimize muhabbetimizi arttırarak aramıza fitne ve fesat sokmayacağız. Geçmişte olduğu gibi, kendi önceliklerini koruyan, barışın yanında, haksızlıkların karşısında, gerçekçi ve aktif bir dış politika izlemeye devam edeceğiz."

Ekonomide güveni ve istikrarı asla kaybetmeden çıtayı sürekli daha yukarılara taşıyacaklarını, rekabetçi, yenilikçi, üretimini arttıran, istihdam üreten bir anlayışla büyüyeceklerini bildiren Davutoğlu, ekonomik kazanımlardan, refah artışından toplumun bütün kesimlerinin en adil şekilde pay alması için ne gerekiyorsa yapacaklarına işaret etti.

Davutoğlu, "Tek bir insanımızın bile mağdur olmasına, tek bir vatandaşımızın bile mahrumiyet yaşamasına asla rıza göstermeyeceğiz. 81 vilayetimizin imarından, 77 milyon insanımızın mutluluğundan, gelecek nesillerimizin akıbetinden kendimizi sorumlu sayıyoruz" ifadelerini kullandı.

"Bu kavuşma anı görüntüleri için çok bekledik"

"Aziz vatandaşlarım, işte bu kavuşma anı görüntüleri için çok bekledik. Sabırla, metanetle, dirayetle çok kritik bir süreci yönettik ve nihayet geçtiğimiz hafta IŞİD'in elinde rehine olarak tutulan vatandaşlarımızın kurtarılmasıyla birlikte millet olarak Elhamdülillah erken bir bayram yaşadık" diyen Davutoğlu, şunları kaydetti:

"101 gün boyunca Musul'da başta Başkonsolosumuz Öztürk Yılmaz olmak üzere 46 vatandaşımız ve üç yerel görevlimizi kurtarabilmek adına çok dikkatli, adeta kılı kırk yararak sürdürdüğümüz çalışmalardan 20 Eylül sabahı nihayet beklediğimiz sonucu aldık. Böyle bir operasyonun fiziki ve stratejik zorlukları bir yana, hepimize yaşattığı duygusal boyutlarıyla da millet olarak zor bir imtihandan geçtik ve çok şükür bu zorlu süreçten alnımızın akıyla çıktık. Ülkemiz evlatlarına, vatandaşlarımız vatanlarına, yavrularımız babalarına, 77 milyon insanımız yeniden huzura kavuştu."

Başbakan Davutoğlu, "Böyle zor bir süreci mükemmel bir şekilde sürdürerek mutlu sona bağlayan, pek çok risk alarak zoru kolaylaştıran, vatandaşlarımızı özgürlüklerine kavuşturan güvenlik görevlilerimizin her birini bir kez daha şükranla selamlıyorum. Başta müsteşarımız olmak üzere, Milli İstihbarat Teşkilatımıza teşekkür ediyorum" dedi.

"İnsan hayatı söz konusu olunca tabiidir ki her adımı büyük bir hassasiyetle atmak, öncelikleri iyi belirlemek gerekiyordu" ifadelerini kullanan Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Her şeyden önemlisi, tek bir vatandaşımızın bile canını tehlikeye atmadan süreci yönetmeliydik. Rehin durumda bulunan kardeşlerimizin de bu uzun zaman boyunca metanetlerini, ümitlerini kaybetmemeleri, ülkelerine güvenmekten bir an bile vazgeçmemeleri elzemdi. İftiharla ifade edeyim ki bu olayda Türkiye ne kadar büyük bir devlet olduğunu ve ne kadar işinin ehli bir hükümet tarafından yönetildiğini bütün dünyaya göstermiştir.

Daha önce de benim Dışişleri Bakanlığı görevini sürdürdüğüm dönem zarfında 200'ü aşkın vatandaşımızı Afganistan'da, Irak'ta, Suriye'de, Lübnan'da, Somali'de kaçırılan, rehin tutulan çeşitli vatandaşlarımızı kurtarma operasyonlarıyla özgürlüklerine kavuşturduk. En zor şartlar altında Libya'dan 26 bin insanımızı tahliye ettik, 10 gün içinde. Her bir vakanın kendine özgü şartları vardı, kendine özgü dengeleri, hassasiyetleri vardı. Bu olayların tamamında Türkiye'nin gücünü, etkinliğini, harekat kabiliyetini gördük, bununla gurur duyduk."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!