Sülük gibi yapışmak

Ağır bir başlık da olsa kimse kusuruma bakmasın ama ben bu durumu buna benzetiyorum. Çünkü çok istisnai durumlar dışında kadının da, erkeğin de bu derece gurursuz olmasını kabullenemiyorum. Ayrıca istisnai durumların da bir şekilde halledilebileceğine inanıyorum.

Haberin Devamı

Hele ki kadınlardan daha istikrarlı şeyler bekliyorum. Alırsın üzerine ne varsa, mesela benim üzerime kayıtlı sadece dört tane uydu anteni vardı (reklama girmesin, isim belirtmeyeyim), bir onları, bir de evin eşyalarını aldım, evden çıktım gittim. Ne yani ben enayi miydim? Hayır, sadece gururdu benimki. Ondan sonraki hayatımın da nasıl geçeceğini az çok tahmin de etmekteydim ki öyle de oldu. Küllerimden tekrar doğmam, bir baltaya sap olmam, hepsinden önce yaşadığım şeyleri, içimdeki acıları unutup, çöktüğüm yerden ayağa kalkmam yıllarımı aldı, hem de en güzel yaşlarımı. Şimdilerde bakıyorum, bakmayı bırak, yakın eş dosttan duyuyorum, bana gelen e-postalarda da okuyorum, bir sürü insanda bir yanındakine yapışma, bırakmama durumu var. Eskiden böyle değilmiş asla, yeni neslin çılgınlığı bu. Mesela bekâr sevgili olanlarda bu durum rahatsızlık verici durumlara kadar ilerleyebiliyor. Şöyle filmlerde var ya...

Sürekli takip etme durumu, izci gibi. Her an, her yerde eski sevgilisinin karşısına çıkıyor, yeni sevgiliye izin vermiyor, ikisine de soluk aldırtmıyor... Kısacası eski sevgiliye sülük gibi yapışıp hayatını zindana çeviriyor. Çoğunuzun bu konuda yazacakları olduğuna
eminim. Şimdi evlilere gelince ki durum yine vahim ve beni gurur konusunda en çok kızdıran hal evliliklerde yaşanıyor- kadın aldatılıyor.
Aldatılınca gideceksin diyenlerdenim çünkü erkeğin ayağı alışır. Ama kadın tek aldatmaya şans tanıyabilir, bunu normal karşılarım.

Peki ya 10 kere aldatılan, standartları ve eğitimi belli bir seviyede olan kadının ısrarla bu evliliği sürdürmesi? Hiç, maddi olanak, imkân demeyin, imkânları olan bir sürü kadın da bunu yapıyor. “Boşanalım, seni saraylarda yaşatacağım” diyen erkeğe de kadın “hayır” diyor. Dava açan erkeğe de kadın, mahkemede hâkime dönüp “ben boşanmak istemiyorum” diyor. Kızıyorum, işte ondan diyorum sülük gibi gurursuz diye. Bunun erkek versiyonu hem gurursuz, hem de ayrıca tehlikeli. Erkek sülük gibi yapışınca soluk almak mucize. Hele işin içinde aldatma arsa tehlikesiz olan yapışkan adam karısına bazen daha çok âşık olabiliyor. Elinden kaçmasın kadın diye tahammülsüz bir tutku sergiliyor, o da boşanmıyor. Karısını sabah akşam takibe alan var, karısının aşığını bulan, onunla konuşan yani. Her türlü yolu deniyor adam. Bazen de aldatma yok, sadece geçimsizler. Kadın diyor ki “aman ne paranı istiyorum ne pulunu, sadece boşanalım, yeter artık, tek isteğim artık mutlu olmak, anladın mı?” Nuh diyor, peygamber demiyor erkek. “Boşanmam ben senden, seni seviyorum.” “Ee ben seni sevmiyorum, seni artık erkek gibi bile görmüyorum.” Ben erkek olacağım, kadın beni aldatacak, bir de sevmiyorum diyecek, valla sadece diş fırçamı, atletimi, boxerımı alır, çıkar giderim evden, o kadar. Uzun lafın kısası her şeyin çivisini çıkardık ya, gururun da çıkartmışız. Sırf ilişkilerde değil, işte güçte, arkadaşlıklarda, politikada gurursuzluk ortalıkta kol gezmekte. Aşkın içine girmeseydi iyiydi be.

Yazarın Tüm Yazıları