72. Yerel Gazetecilik Semineri'nde ‘basın özgürlüğü’ konuşuldu

Güncelleme Tarihi:

72. Yerel Gazetecilik Seminerinde ‘basın özgürlüğü’ konuşuldu
Oluşturulma Tarihi: Eylül 26, 2014 21:58

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin(TCG), Konrad Adenauer Stiftung (KAS) ile ortaklaşa düzenlediği Yerel Gazetecilik Eğitim seminerlerinin 72'incisi Sivas’ta yapıldı.

Haberin Devamı

Seminerde son dönemde sıkça gündeme gelen basına uygulanan sansür ve basın özgürlüğü konuşuldu. Gazete manşetleri ve haber başlıklarında provokatif, ırkçı ve ayrımcı dilin artmaya başladığı ve halktan bilgilerin saklandığı kaydedildi.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin KAS Vakfı ile birlikte düzenlediği yerel gazetecilik seminerleri devam ediyor. 72'incisi Sivas’ta yapılan seminere Sivas ile birlikte, Kayseri, Yozgat, Malatya, Tokat ve çevre illerden çok sayıda gazeteci katılımıyla yapıldı. Seminere; TGC Başkanı Turgay Olcayto, TGC Önceki Başkanı Orhan Erinç, TGC Başkan Yardımcısı Recep Yaşar, TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, TGC Genel Saymanı Gülseren Güver, TGC Genel Sekreter Yardımcıları Ahmet Özdemir ve Niyazi Dalyancı, TGC Yönetim Kurulu Üyesi İhsan Yılmaz, TGC Hukuk Danışmanı Avukat Gökhan Küçük, Konrad Adenauer Stiftung (KAS) Türkiye Temsilcisi Dr. Colin Dürkop, Cumhuriyet Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Metin Erol’un da aralarında bulunduğu çok sayıda gazeteci katıldı.

Seminer Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı (TGC) Turgay Olcayto, Konrad Adenauer Stiftung Derneği Türkiye Temsilcisi (KAS) Dr. Colin Dürkop, Sivas Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Fikret Ünsal ve Anadolu Basın Birliği Şube Başkanı Kemal Çağlayan’ın açılış konuşmalarıyla başladı.

"BASIN ÖRGÜRLÜĞÜ HALKIN BİLGİLENME HAKKIDIR"

Cemiyet Başkanı Turgay Olcayto konuşmasında, Türkiye’de basının sorunlarının Cumhuriyetin kuruluşundan beri hiç bitmediğine vurgu yaptı. Basın konuşulduğu zaman basının hiç ayrılmadığı Türkiye’de çağdaş demokrasiyi de konuşmak gerektiğine işaret eden Olcayto, şöyle devam etti:

"Bizim ölçütlerimize göre, arzumuz halkıyla paylaşan, şeffaf bir yönetim. Amacımız iktidarı eleştirmek değil. Çalışan gazetecilerin sorunları. Gazetecilere daha iyi olanakların nasıl sağlanabileceğini araştırmak. Bu bağlamda Türkiye’de basın, ifade ve düşünce özgürlüğünün mutlaka yerleşmesi gerekiyor. Basın özgürlüğünü bazı siyasiler, Türkiye’deki televizyon ve gazete sayısının çok olması olarak tanımlıyor. Oysaki basın özgürlüğü halkın gerçekleri öğrenme, bilgilenme hakkıdır. Bu bakımdan; Türkiye’de halkın gerçekleri öğrendiğini söylemek çok zor. Neden halktan bilgi saklanır? Bunu anlamakta zorlanıyoruz. Çünkü gerçekler saklandıkça bu defa fısıltı gazetesi işlemeye başlıyor. Gerçekler halktan gizleniyor."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!