Bu başarı değil, büyük ayıptır!

Lüleburgaz Belediyesi’nin 450 yıllık Sokollu Mehmet Paşa Külliyesi’ndeki hamamı belediye meclisine çevirdiğini dün Vahap Munyar’ın köşesinde okudum...

Haberin Devamı

Gözlerime inanamadım...
Lüleburgaz’ın CHP’li Belediye Başkanı Emin Halebak tarihi hamamı nasıl belediye meclisine çevirdiklerini övünerek anlatıyor...
Bunun için gazetecileri açılışa davet etmiş, bu ‘büyük projeyi’ nasıl hayata geçirdiklerinden balandıra ballandıra söz etmiş...
“Bu projeye oy vermeyeni 5’inci kattan atararım” diyerek Belediye Meclisi’nden geçmesini onay almayı başarmış!
Sonra da 6 milyon 250 bin lira harcamış...
“Oturma düzeniyle Başkan’ı üyelerle eşitledik, Başkan yüksek bir yerde oturmuyor” diyerek ne kadar demokratik olduğunu da gösteriyor Başkan Halebak...
Size bir şey söyleyeyim mi.... Bu olay üç yıl önce Topkapı Sarayı Müze Müdürü Yusuf Benli’nin 3. Selim’in tahtını lojmanına taşıtması kadar büyük bir skandaldır...
Biri 3. Selim’in tahtına kurulup televizyon izlemek istemiş, diğeri Sokollu’nun hamamına kurulup Lüleburgaz’ı yönetmek, hiçbir fark yok arada...
Merak ediyorum o restorasyın sırasında, Belediye Meclisi’nin elektronik altyapıları, bilgisayar-internet bağlantıları döşenirken nasıl zarar verildi 450 yıllık tarihi hamama...
Ve bundan sonra belediye meclis üyeleri çalışırken, başkan toplantılar yaparken, insanlar girip çıkarken nasıl zararlar verilecek...
Oysa bir yerel yöneticilerin yapması gereken tarihi yapıları, bu muazzam eserleri aslına uygun şekilde restore ettirerek kamuoyunun hizmetine sunmaktır...
Kendine değil, halkın sunumuna açmaktır...
6 milyon liraya pekala yeni bir Belediye Meclisi Binası, toplantı salonu yaptırılabilirdi.
Neden illa da Sokollu Mehmet Paşa’nın 450 yıllık tarihi mekanı?
Ne yani, Belediye Meclisi hamamda alacağı kararlarla Lüleburgaz’a kuş mu konduracak!

Tayyip Erdoğan, Topkapı Sarayı’nda otursa ne olur
CHP’li Lüleburgaz Belediyesi’nin 450 yıllık tarihi hamamı Blediye Meclisi’ne çevirmesine en başta CHP’liler karşı çıkmalı...
Buna itiraz etmeli, tarihi hamam halkın ziyaretlerine açılmalı...
Yoksa bu işlerin önü bir açılırsa, sonu gelmez...
Öyleyse her ilçe belediyesi kendi sınırları içindeki en görkemli tarihi binayı alsın, belediye meclisine çevirsin.
Her belediye başkanı, gözüne kestirdiği 400-500 yıllık yapıları başkanlık binasına çevirsin...
Madem gücü yeten, gücü yettiği yere kurulacak...
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da Topkapı Sarayı’na taşınsın...
Öyle bir şey olsa ortalık yıkılır değilir mi?
O halde şimdi de Sokollu’nun tarihi hamamı için de yıkılmalı...

Eğlence sektörünü bu rekabet batıracak
Türkiye’de büyük konser organizasyonlarını yapan beş büyük şirket var: BKM, Pozitif, İKSV, MAP ve Unilife...
İzlediğimiz bütün yabancı büyük konser organizasyonlarına bu şirketler imza atıyor.
Justin Timberlake, Lady Gaga, Justin Bieber son dönemde bu şirketler tarafından getirilmiş dünya starları...
Doğal olarak bu şirketler arasında büyük rekabet var...
Ben bu rekabeti yıllar önce bizim Türk televizyoncuların Cannes’daki rekabetine benzetiyorum...
Eskiden Cannes’da yapımcılar “Yaşasın Türk televizyoncular geldi” diye ellerini ovuştururdu...
Çünkü birinin beğendiği formatın üzerine diğerleri de atlar, sürekli fiyat yükseltirler, sonunda 3 liralık mal 30 liraya çıkardı...
Şimdi biraz daha duruldu bizim televizyoncular...
Organizasyon şirketleri ise bizim eski televizyoncular gibi…
Her yıl konser turnesine çıkan dünya starı sayısı 2’yi 3’ü geçmiyor.
Bunları İstanbul’a getirmek için de bizim organizasyon şirketleri sürekli fiyat yükseltiyor...
Mesela 1 milyon dolara İstanbul’da konser verecek bir starın fiyatı diğer organizasyon şirketlerinin teklif vermesiyle 2 milyon 3 milyona çıkıyor...
Böyle bir bilet geliri yok, sonunda da zarar ediliyor...
Yabancı şarkıcılar da ceplerine fazladan koydukları yüzbinlerce dolarla kalıyorlar...
Lady Gag’nın fiyatı böyle yükseldi, Justin Bieber’ın fiyatı böyle yükseldi...
Daha az ücrete konser vereceklerken, bizim organizasyon şirketlerinin rekabeti yüzünden fiyatları arttı...
Tamam serbest piayasa ekonomisi isteyen istediğini teklif eder ama bu çılgınlık bütün sektörü uçuruma sürüklemeye başladı...
Bu saydığım bütün organizasyon şirketlerinin üye olduğı TESDER (Türkiye Eğlence Sektörü Derneği) diye bir dernek var...
Organizasyon şirketleri TESDER’de bu işi masaya yatırıp bu çılgınlığa son vermeli...

Yazarın Tüm Yazıları