Sığınmacı kavgası

Güncelleme Tarihi:

Sığınmacı kavgası
Oluşturulma Tarihi: Eylül 24, 2014 09:31

Haberin Devamı

1990’lı yılların başıydı...
İki Almanya’nın 3 Ekim 1990’da resmen birleştiği dönem...
Almanya’ya gelen mülteci sayısı birden artış göstermişti.
1990’da 198 bin, 1991’de 256 bin yabancı Alman makamlara iltica başvurusunda bulunmuştu.
Bu rakam 1992’de 438 bine ulaşınca Almanya’da bir mülteci kavgası yaşanmaya başladı.
O dönemde iktidarda bulunan Hıristiyan Demokrat/Hıristiyan Sosyal Birlik Partileri (CDU/CSU) ile Hür Demokrat Parti (FDP), anamuhalefet Sosyal Demokrat Parti’nin (SPD) de desteğiyle Alman Anayasası’nın 16’ncı maddesinde “Politik takibata uğrayanlar iltica hakkına sahiptir” ilkesini değiştirerek bir dizi engeller içeren yeni yasal düzenlemeyi hayata geçirdi.
Daha sonraki yıllarda Almanya’ya iltica edenlerin sayısında büyük ölçüde düşüş oldu.
Hatta bu rakamlar 2000’li yıllarda 18 bine kadar bile düştü.
Son yıllarda Almanya’ya iltica edenlerin sayısında yeniden artış olunca, hükümet tekrar kafa yormaya başladı.
Bu yılın ilk 8 ayında bu rakam 115 bin sınırına dayanınca harekete geçildi.
CDU/CSU ve SPD’den oluşan koalisyon hükümetinin Sırbistan, Makedonya ve Bosna Hersek’i güvenli ülkeler sınıfına alan yasa tasarısı Eyaletler Meclisi’nde de kabul edilerek yasalaştı.
Hem de partisi karşı olduğu halde Baden-Württemberg’in Yeşiller Partili Eyalet Başbakanı Winfried Kretschmann’ın desteğiyle.
Böylece kendi ülkelerinde dışlanan Romanların Alman makamlara yapacakları iltica başvurularının kabul edilmesi şansı neredeyse sıfıra düştü.
Tabii başvuruları kabul edilmeyenlerin derhal sınır dışı edilmeleri kapısı da sonuna kadar açıldı...
Almanya’da İltica Yasası’nda yapılan değişikliğe paralel olarak sığınmacı paylaşımı da gündeme geldi.
Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere, Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde sığınmacıların yükünü Almanya’nın da dahil olduğu 5 ülkenin çektiğine işaret ederek, sığınmacıların adil paylaşımını istedi.

* * *

Haberin Devamı

Verilere bakıyorum...
AB ülkeleri şimdiye kadar savaş bölgelerinden 108 bin 300 sığınmacı kabul etmiş.
28 AB ülkesinden 18’i hiç sığınmacı almamış.
Almanya 36 bin 800 sığınmacı ile ilk sırada...
Fransa 15 bin 885, İsveç 12 bin 945 ve İtalya 10 bin 700 sığınmacı almış.
İngiltere de 9 bin...
Bazı AB ülkelerinin aldığı sığınmacı sayısı 100’ü bile bulmuyor...
Televizyon ekranlarına bakıyorum...
Türkiye’nin sınırına dayanmış on binlerce insan...
Annelerin kucaklarında ve sırtlarında bebekler...
Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) teröristlerinin geleceklerini kararttığı çocuklar...
Çocukluklarını yaşayamayan çocuklar...
Evlerinden barklarından olmuş, vatanlarını terk etmek zorunda kalmış gençler, anneler, babalar, nineler, dedeler...
Hepsinin de tek arzusu hayatta kalabilmek...
Irak ve Suriye’den Türkiye’ye gelen sığınmacı sayısı resmi verilere göre 1 milyon 500 binin üzerinde...
Son birkaç gün içinde 130 binden fazla Suriyeli Türkiye’ye sığınmış.
Türkiye tüm imkanlarını seferber ederek komşu ülkelerden gelen bu insanlara hem kapılarını hem de kucağını açmış.
AB üyesi birçok ülke ise kapılarını kapamış...
İnsanları da kalplerini...

* * *

Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere kendi açısından haklı olarak AB ülkelerince sığınmacıların adil paylaşımını istemektedir...
Ama şimdi adil paylaşım kavgasının zamanı değildir...
Zaman kucak açma, çaresiz insanlara sahip çıkma zamanıdır...
Evet Suriye, Irak, Sudan, Nijerya, Afganistan Avrupa’ya uzaktır...
Ama insanlık uzak-yakın tanımaz...
Tanımamalıdır da...

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!