Gökkuşağı Savaşçısı’nın seyir defteri

Güncelleme Tarihi:

Gökkuşağı Savaşçısı’nın seyir defteri
Oluşturulma Tarihi: Eylül 22, 2014 01:18

“Gün gelecek, yerküre hastalanacak. İşte o zaman, dünyanın dört bir yanından farklı kültürlerden, lafa değil işe bakan insanlar toplanıp bir kabile oluşturacak. Bu kabile yerküreyi iyileştirmek için çalışacak. Ve bu kabilenin ismi ‘Gökkuşağı Savaşçıları’ (Rainbow Warrior) olacak.”

Haberin Devamı

Greenpeace’in dünyanın tüm sularında çevre sorunları için mücadele ederek dolaşan üç gemisinden biri olan Rainbow Warrior, adını Kızılderili Cree kabilesinin bu kehanetinden alıyor işte.

Gökkuşağı Savaşçısı’nın seyir defteri


Son iki haftadır Türkiye sularında dolaşan ve şu anda hala İzmir’de bulunan, kömürün ve kömürle çalışan termik santrallerin insan sağlığına olumsuz etkilerine dikkat çekmeye çalışan gemi, aynı ismi taşıyan torun aslında. İlk Rainbow Warrior, 1985’te Fransız hükümeti ajanları tarafından bombalanıp batırılmıştı. İkincisi 20 yıldan fazla hizmet verdikten sonra 2011’de emekliye ayrıldı. Şimdi Bangladeş’te hastane gemisi olarak kullanılıyor.

Misyonuna özel tasarlanan bu üçüncü Rainbow Warrior, 1255 m2’lik yelken alanı sayesinde, uzun mesafeleri sadece rüzgar gücü kullanarak gidebiliyor, kendi suyunu denizden kendi sağlıyor, içeride üretilen kirli suyu biyolojik olarak arıtıyor, kısacası karbon ayak izini en aza indirecek şekilde yüzüyor. Kaptanı ise, 1985’te bombalanan ve bir mürettebatını kaybeden geminin de kaptanı olan Peter Willcox. Willcox geçen yıl Rusya’da tüm ekibi göz altına alınan Arctic Sunrise gemisinin de kaptanıydı.

Greenpeace’in efsane gemisine, dört günde 3 bin kişinin ziyaret ettiği Rainbow Warrior’a İstanbul’dan bindik, tüm mürettebatla günlük işleri paylaştık, birlikte yiyip içtik, birlikte Zonguldak’taki eyleme katıldık, her biriyle sohbet ettik… Bir Greenpeace gönüllüsünün hayatı nasıl geçer, Greenpeace gemisinde işler nasıl yürür öğrenmek isteyenler, gemiye binmek isteyip de fırsat bulamayanlar, buyrun…

Haberin Devamı



Gökkuşağı Savaşçısı’nın seyir defteri

Haberin Devamı

Gemide gün (sabah daha erken saatte eylem yoksa) 7:30’da başlıyor. Saat kurmaya gerek yok. Sabah birisi kapınızı çalıp içeri dalıyor ve “günaydın” diye sesleniyor. Kolaysa kalkma...

Kamaralarda kadınlar ve erkekler ayrı kalıyor. İçeride iki yataklı ranza, iki elbise dolabı, masa, kanepe, lavabo ve duş sığacak kadar yer var. Tuvaletler ortak. Kimse ranzanın üst katında kalmak istemiyor. Gece tuvalete kalkması uyku sersemi bayağı zor oluyor ve biraz basık çünkü. Ben kamarayı Greenpeace Türkiye’nin basın sorumlusu Gülçin Şahin’le paylaştım, üst katta kaldım. İlk akşam çarşaf sermek için bayağı boğuştum. Elbette yatağını kendin yapıyor, ayrılırken çarşaf, yastık kılıfı ve battaniyeyi çamaşırhaneye bırakıyorsun.



Günlük işleyişte müthiş bir disiplin var. Kahvaltı 7:30-8:00 arasında. Kahve makinesinde her zaman sıcak ve taze kahve bulmak mümkün. Gemi insanları aceleyle ağızlarına bir şeyler atıyor genelde sabahları. Bu arada herkes tabağını mutfağa götürüp, leğendeki suda kabaca temizleyip sepete koymakla sorumlu.

Gökkuşağı Savaşçısı’nın seyir defteri


Öğlen ve akşam, mutfaktan müthiş yemekler çıkıyor. Aşçı, Meksikalı Daniel. 11 yıldır Greenpeace’te. Yamağı ise bizim Gizem, hani Rusya’da eylem sırasında gözaltına alınıp aylarca tutuklu kalan Gizem.

Kahvaltıdan sonra 8:30’da temizlik başlıyor. Personelin görevi zaten belli. Gönüllüler de her sabah panoya bakıp hangi iş boşsa yanına ismini yazıyor. İlk sabah yerlerin silinmesi işini üzerime alıyorum. Gemide temizlik için kullanılan malzeme bitkisel, doğa dostu. Çamaşır suyu ve doğa dostu olmayan ürün asla kullanılmıyor. Güverte sorumlusu Emma, yerleri sade suyla silmemi söylüyor. Ah bana bir avuç Arap sabunu vereceklerdi ki, bak nasıl pırıl pırıl yapıyorum her yeri. Herkes bir işe koşturduğundan koridorlarda trafik hiç bitmiyor. Bir süre sonra kendimi “Yerleri yeni sildim, basmayııınnnn” diye bağırırken buluyorum.

İkinci sabah Mona’ya tuvalet temizliğinde yardım ediyorum. Gemide altı tuvalet var. Benim işim havluları değiştirip, tuvalet kağıdı koymak, çöp kutularını boşaltmak ve yerleri silmek.

Ertesi gün ise çamaşır yıkama işini üstleniyorum. Sepette biriken çamaşırları makineye atıyor, program bittikten sonra kurutma makinesine aktarıyor sonra da jilet gibi katlayıp dolaba kaldırıyorum. Aslında dolaba kaldırana pek rastlanmıyormuş, benimle epey dalga geçtiler bu konuda. Son sabahımda ise yemek masalarını sildim sadece.

Gökkuşağı Savaşçısı’nın seyir defteri


Greenpeace gemisinde üç aylık periyodlarla çalışılıyor. Üç ay gemide, üç ay evde oluyorsunuz. Ekipler sürekli değişiyor, denize her çıkışınızda aynı ekiple veya aynı gemide olmuyorsunuz. Eylem ve temizlik olmadığı zamanlarda eylem provaları yapılıyor.

Kanadalı Brittany, çöplerin ayrıştırılmasından sorumlu. Kendine ‘çöpolog’ diyor. Günün yarısını beline kadar büyük çöp bidonlarının içine sarkmış vaziyette geçiriyor. Hepsini türüne göre ayırıp limana yanaşıldığında yerel yönetime teslim ediyor. İstanbul’da geri dönüşebilir çöplerin kendi içinde kağıt, pbatki, cam, metal gibi ayrıştırılmadığını görünce bayağı şaşırmış.

Geminin tek Türk personeli Serkan Dadak. Güverteden sorumlu ama eylem olduğunda botlardan birine atlıyor. Sürekli bir iş yaparken görebilirsiniz. Biz gemiden inerken o paslanan yerleri boyamakla meşguldü.

İspanyol Emili geminin üçüncü kaptanı. Görevde olmadığı zamanlar gitar çalıyor veya güvertede formdan düşmemek için idman yapıyor. İşinde son derece titiz. Yeni gelenlere güvenlik eğitim veren de o.

Haberin Devamı

Gökkuşağı Savaşçısı’nın seyir defteri


Kaptan Peter Willcox: Gemide daha fazla kadın olmalı

1981’de, ilk Rainbow Warrior’un ABD ziyareti sırasında katıldım Greenpeace’e. Katıldıktan 4 yıl sonra ilk gemimiz Fransa tarafından batırıldı. Gece yarısıydı, gemide 12 kişiydik. Ben kamaramda uyuyordum o sırada. Fotoğrafçımız hayatını kaybetti. 45 saniye içinde battı gemi. İyi tarafı o sırada Fransız Polinezyası’nda limana demirli olmamızdı. Bu sayede tamamen suya gömülmedi.
Yılın yarısını gemide geçiriyorum. Greenpeace’te kaptan olmanın farkı, dünyanın farklı yerlerinden gelen kadın ve erkeklerle çalışıyor olmak. Farklı kökenlerden gelen insanlarla rahat edemiyorsanız bu işi yapamazsınız. Örneğin şu anda gemide 12 farklı ülkeden personel var. Bir diğer büyük fark kimse burada öncelikle para için çalışmıyor. Örneğin ben başka bir gemide çalışıyor olsam, bunun üç katı para kazanırdım. Ama bu kadar tatmin edici bir iş olmazdı. Keşke daha fazla kadın çalışanımız olsaydı, yeterince yok maalesef. Bunu çok rahatsız edici buluyorum. Personelin yarısı kadın olmadığı sürece yeterli değil. Yeterince beyaz olmayan çalışan da yok.

Haberin Devamı

Gökkuşağı Savaşçısı’nın seyir defteri


Greenpeace İklim ve Enerji Kampanyası Sorumlusu Pınar Aksoğan: Çatalağzı’nda her evde astım var

“Planlanan 80 yeni kömürlü termik santralin hepsi yapılırsa kömürün neden olduğu astım, kanser ve kalp rahatsızlıkları dramatik biçimde artacak. Türkiye Hindistan, Rusya ve Çin’in ardından dünyanın 4. büyük kömür tehdidi. Sessiz Katil isimli bir rapor hazırladık, partikül madde 2.5 ölçümleri yaptık. Santrallerden kaynaklı hava kirliliğine maruz kalanların ömrü yaklaşık 10 yıl kısalıyor. 2010’da, trafik kazalarında ölenlerin iki katı kadar insan kömür yüzünden öldü Türkiye’de. Elimizde Türkiye’deki tüm santrallerle ilgili veri var. Eylem yaptığımız Zonguldak Çatalağzı’nda, astımlı çocuğu olmayan aile yok. Afşin Elbistan’da zeka geriliğine rastlanıyor. Soma’daki santral Avrupa’nın en kirli ikinci santrali. Halk sağlığını böylesine tehdit eden bir konuda, Sağlık Bakanlığı muhakkak söz sahibi olmalı. Bu santrallerin insan sağlığına etkileri kamuoyuna açıklanmalı.

Haberin Devamı

Gökkuşağı Savaşçısı’nın seyir defteri


Gönüllü Gizem Akhan: Okul bitince gemide aşçı olacağım

Sekiz yıldır Greenpeace gönüllüsüyüm. Gemiye bindikten sonra o kadar sevdim ki, uluslararası finans okuyordum, değiştirip gastronomi okumaya başladım. Gemi bana bunu yapma cesareti verdi. Bir de burada yapılan işler içinde en fazla takdir edilen iş aşçılık. Kimse ‘geminin havalandırması ne kadar güzel’ demiyor ama yemekten sonra mutfağa uğrayıp ‘eline sağlık’ diyor.
Rusya’dan döndüğümde her şey çok yoğundu. Ben yalnız kalmak isterken basının, akrabaların ve arkadaşların yoğun ilgisiyle karşılaştım. Sonra her şey yoluna girdi. Okula döndüm, olanlardan sonra bir yıl uzadı okulum. Okul bitince gemide aşçı olmak için başvuracağım. Benim için hayalimdeki iş gibi bir şey. Hem mesleğimi yapacağım, hem de bunu iyi bir amaç için bir araya gelmiş iyi insanlar için yapacağım.
Gemide gün benim için 8:30-9:00 gibi başlıyor. Mönüyü hazırlarken vejetaryenleri, besin değerlerini ve dengeyi düşünmemiz gerekiyor. Aylarca yetecek alışveriş yapılıyor ama hızlı bozulacak olanları önce pişiriyoruz. Organik ürünler satın almaya dikkat ediyoruz. Üreticiden almaya çalışıyoruz doğrudan. İstanbul’da Feriköy Organik Pazarı’na gittik mesela. Tek tek seçtik ürünleri. Öğle yemeği 12:00’de, ardından bulaşık faslı var. Bir saat dinlendikten sonra akşam yemeğini hazırlamaya başlıyoruz. Akşam yemeği de 18:00’de. Ardından yine bulaşık ve temizlik var. Hijyen her yerde önemli ama burada daha da önemli. Açık denizin ortasında bütün tayfanın zehirlendiğini düşünsene…


TEKNİK ÖZELLİKLERİ

Rainbow Warrior, mümkün olan en düşük karbon ayak izini üretecek biçimde tasarlandı, Polonya ve Almanya’da üretildi. Hollanda bayrağı taşıyan gemi motorla ve yelkenle yol alabiliyor. Arka güvertesinde bir helikopter pisti, üç zodyak botu var. Uzunluğu 57.92 metre, ağırlığı 855 groston. Suyun üzerinden ana yelkenin ucuna kadar yüksekliği 54.25 metre. Maksimum 15 knot hız yapıyor. Yalnızca 300kW enerjiyle saatte 11 deniz mili hıza ulaşıyor. Ayrıca biyolojik arıtma sistemi, çevre dostu boya sistemi, motor ısısını kullanarak sıcak su elde etme sistemi var.

Gökkuşağı Savaşçısı’nın seyir defteri



Gökkuşağı Savaşçısı’nın seyir defteri


Gökkuşağı Savaşçısı’nın seyir defteri



Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!