Kâğıt üzerinden er meydanına

GALATASARAY, Şampiyonlar Ligi’ne sahasında ‘en kolay’ maçla başlamak gibi bir avantaja sahipti.

Haberin Devamı

Galatasaray, kadrosu çok iyi para kazanan yıldızlarla dolu olan taraftı.
G.Saray, yaş ortalaması 23 olan Anderlecht’i ‘sadece’ tecrübesiyle bile yenebilecek güçte olan takımdı.
Bu saydıklarımızın hepsi ‘kâğıt üzerinde’ gözüken avantajlardı ancak hepimiz bir şekilde biliyoruz ki; futbol maçları kâğıt üzerinde kazanılmıyor.


* * *


Bu noktada izninizle ‘kâğıdı’ buruşturup atalım ve er meydanında yani sahada beliren gerçeklere bakalım.
Ligde oynadığı iki maçta da ne yapmayı amaçladığı anlaşılamayan G.Saray yine olanca anlamsızlığıyla sahadaydı.
Rakibe oyununu kabul ettiremeyen, diş geçiremeyen, afyon yutmuş veya kafası kesilmiş tavuk gibi sahada gezinen, bir bütünlük sergileyemeyen, kimliksiz, kişiliksiz bir ekip...
İnancını kaybetmiş, ruhunu askıya almış, amacını yitirmiş bir paralı asker müfrezesi...
Görüntü bu kadar acı...

Haberin Devamı

* * *

Bu kadronun böyle kötü oynaması mantıklı mı peki? Futbolcuların bireysel yeteneklerine daha önce şahit olmasak, beraber başardıkları işleri bilmesek, potansiyellerini ezberetmemiş olsak belki...
Prandelli kötü bir hoca mı? Sneijder, Melo, Selçuk, Burak düşük kalibreli, yetersiz, bu seviyede boy gösteremeyecek oyuncular mı? Elbette hayır.
Hiç kuşkusuz son dakikada gelen gol bu berbat futbol piyesinin ağzımızda bıraktığı berbat tadı unutturmayacak.
Şampiyonlar Ligi’nde G.Saray’ın söyleyecek bir sözü olacaksa, bu takım utanç duvarı yerine şeref panosunda yer alacaksa hakikaten çok çalışması gerekiyor bütün sorumluların.
Yoksa harcanan paraya da, yapılan afraya tafraya da, kendi kariyerlerine de, bu büyük kulübe ve şanlı armasına da yazık...
Daha ağır konuşmak mümkün ama şimdilik ‘pause’ tuşuna basalım...

Yazarın Tüm Yazıları