Habis bir IŞİD yalanı

Bakınız, gazeteci James Foley’in boğazlanması üzerine...
NATO Zirvesi’nde, IŞİD’e karşı oluşturulacak koalisyon gücüne ‘Sünni çoğunluğa sahip ülkelerin dahil olması’nı çok önemsediğini de söylüyor...
Ve Türkiye, Erdoğan’ın zirveden dönerkenki beyanlarına göre, bu koalisyonun doğal bir parçası gibi algılanıyorken...
Hâlâ Sünni Müslümanlar mezhep kayırmacılığı yüzünden sessiz kaldığı için, IŞİD’in azdıkça azdığı karalamaları uyduranların zoru nedir sizce?

* * *

Başkan Obama, Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmesi münasebetiyle, ‘Türkiye’nin Irak ve Suriye’deki yabancı savaşçılara karşı işbirliğini memnuniyetle karşıladığı’nı kayda geçiriyor...
Batı basınında, Türkiye’nin sınır geçişleri konusunda tedbir almadığı, hatta göz yumduğu ve IŞİD’e katılımları el altından desteklediği gibi suçlamalar sürekli yazılıp çizilse de... Kendi liderleri, NATO Zirvesi’nin özel oturumlarında bile Cumhurbaşkanı Erdoğan’a tek bir serzenişte, ima yollu en ufak bir dokundurmada dahi bulunmuyor. Bakınız, Erdoğan’ın bu yöndeki soruya verdiği çok açık cevap...
Bilakis, 4 binden fazla şüpheliye giriş yasağı uyguladığı, yüzlercesini sınırdan çevirip IŞİD’e katılımlarını engellediği için Türkiye’ye teşekkür ediliyorken...
Hâlâ Sünni Müslümanlar mezhep kayırmacılığı yüzünden sessiz kaldığı için, IŞİD’in azdıkça azdığı propagandaları geveleyenlerin karın ağrısı nedir sizce?

* * *

Başkan Obama, Bağdat’a başkaldıran devrimci Sünni aşiretlerin isyan gerekçelerini anlıyor, hak veriyor ve IŞİD’i yenmek için onları bu tarafa çekmenin şart olduğunu söylüyor. (Bakınız, NATO Zirvesi sonrası NBC televizyonuna verdiği mülakat...)
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez Hoca’dan, İslam fıkhı dalında hocaların hocası Hayrettin Karaman’a, bizim cami imamlarından Dünya Müslüman Âlimler Birliği Genel Sekreteri Ali Muhyiddin el Karadaği’ye kadar herkes hemfikir, IŞİD’in melanetlerini güçlü ifadelerle kötülüyor, reddediyor...
Hükümet derseniz IŞİD’i zaten terör örgütleri listesine almış, Resmi Gazete ilanıyla dünya âleme de duyuruyorken bu hükmü...
Hâlâ Sünni Müslümanlar mezhep kayırmacılığı yüzünden sessiz kaldığı için, IŞİD’in azdıkça azdığı tezviratına sarılan aklıevvellerin sorunu nedir sizce?

Gişede çakılan bir Oscar filmi duydunuz mu?

KÜLTÜR ve Turizm Bakanlığı’nı gayrete getirmek istemiştim.
Cannes jürisi ile Oscar jürisinin ortak beğenisine hitap eden filmler çok istisna.
Ne demeye, Altın Palmiye alması sanki şansını artıran bir faktörmüş gibi Kış Uykusu’nu Türkiye’nin Oscar adayı yapmışlardı ki...
Söylediğim buydu, Yabancı Film Oscar’ına aday adayı seçerken daha ince eleyip sık dokumaya, daha özenli olmaya ve üstünkörü bakmamaya bir çağrıydı.

* * *

“Nuri Bilge Ceylan’ın Cannes’da Altın Palmiye alması Oscar’da şansını artırmayabilir ama azalttığına dair bir istatistik var mı ki buradan sonuç çıkarıyorsun” diye kızıyorlar.
Hayır yok...
Fakat şöyle bir şey var; yabancı Oscar’ı alan filmlerle Altın Palmiye alan filmlerin gişelerine bakın bakalım, ne göreceksiniz.
Mesela, izleyicisi bir sene boyunca sadece 250 bin, gişe hasılatı da yalnızca 2 buçuk-3 milyon lirada kalan Oscar almış kaç tane ‘en iyi yabancı film’ var?
Bir de bu kadarcık bir gişe performansıyla bütün festival ödüllerini silip süpürmüş, Altın Palmiye’yi havada kapmış en iyi filmlere bakın, bakalım kaç tane sayacaksınız...
Cannes jürisiyle Oscar jürisinin beğenileri arasındaki ‘gişe’ farkı belki bir şey anlatır size.