Azrail’in taşeronu olur mu?

OLUR...

Haberin Devamı

Azrail’in taşeronu, dün Mecidiyeköy’de bir inşaatın asansöründeydi mesela...
10 işçinin canını aldı.
Daha önce Soma’daydı...
Kısa süre önce bir HES inşaatındaydı.
Ondan evvel, bir kamyonun damperinde.
Bursa’da bir tezgâhta. Ödemiş’te bir patates tarlasında.
Bazısı da inşaatların hafriyatını taşır.
Bir fazla sıra almak için öylesine hızla giderler ki trafikte...
En son Hasdal’da bir can aldı, böyle bir taşeron kamyon.
Peki kimdir bu Azrail taşeronu?
Aslında bir “düzenektir” o... Ortaçağ’dan beri hiç değişmez.
Teknolojisi gelişir yalnızca o kadar.
Eskiden hamaldı... Sırtında taşıdığı kiremitleri ve çimentoyu halatlara bağlayıp ilkel bir kaldıraçla tahta iskeleden yukarı çekerdi.
Şimdi asansör oldu.
Eskiden yırtık pırtık elbise ve lastik ayakkabıyla çalışırdı.
Şimdi sarı ceket ve baret var üzerinde. Kafasının üzerinde kocaman iş güvenliği yazar.
Taşerondur artık.
Ve o düzeneğin adı hâlâ açgözlü kapitilazmin vahşi sömürgenidir.
Kemirgendir yani...
Sömürgen ve semirgen gibi...
Metrekare üzerinden ve kârdan başka bir işi yoktur.
Arsayı alır. İmara açtırır. Sonrası “taşeron”...

Haberin Devamı


BEN O AZRAİL’İ 1 AY ÖNCE GÖRDÜM...


Mecidiyeköy’de “rezildans” inşaatındaki asönsör düşünce 10 işçimiz öldü ya...
Bakın o azrailin taşeronuyla ilgili size bir hikâye anlatayım...
1 ay önceydi...
Levent’te Büyükdere Caddesi’nde bir inşaat sürüyor.
Sabah ilk ışıklarda başlıyor. Gece yarılarına kadar bir çalışma.
Toz, toprak, gürültü feci..
Her gece çökmüş omuzlarla, toz toprak içinde o genç işçilerin yarı uyur hallerine bakardım.
Bir pazar sabahı dayanamadım Şişli Belediyesi’nin nöbetçi hattını aradım.
Çok kibar bir hanımefendi çıktı.
- Buyrun Şişli Zabıta...
- Hanımefendi, Büyükdere Caddesi falan numarada bir inşaat var. Gece yarılarına kadar çalışıyor. İş güvenliği konusunda endişelerim var. Ayrıca gürültüden uyumak mümkün değil...
- Beyefendi, sizi anlıyorum. Bu konuda bize de çok şikâyet geliyor.
- Peki ne yapıyorsunuz?
- Vallahi biz ancak inşaat ruhsatı var mı ona bakabiliyoruz. Saat 7’den sonrası için de bütün izinleri valilik veriyor...
İşte geldik “ileri demokrasi”nin “zırt” dediği yere...
Valilikteki bir memurun umurunda olabilir mi şehirde yaşayan insanın gürültü sorunu...
Ya da iş güvenliği... Kim taşerondur önemli midir onun için.
“Ne olmuş taşeronsa. İş buldun ya. Daha ne istiyorsun. Belanı mı?” diye soran bir düzenektir bu.
Valilikte izni veren o “görünmez bürokrat”a ne demeli?
Seçilmiyor ki. Seçimle gelmiyor ki...
Zaten seçilmiş belediye başkanı bu nedenle yetkisiz bırakılmış.
Yetki ve izin valilikte. Çalışma şartları valilikte.
Ama valillikteki memurun “oy derdi” yok ki, milletin “derdini” dinlesin.
Bir tanıdık bulan müteahhit, alıyor izni vallikten dayanıyor inşaata.
24 saat çalıştırıyor işçiyi...
- Hem de nasıl...
- Taşeron sistemiyle.
- Orada çalışan işçi kimdir? Ne kadar eğitim almıştır?
- Tecrübesi nedir?
- Sendikası var mıdır?
- İş güvenliği nedir?

Haberin Devamı

TUNCELİLİ HIDIR KARDEŞİM

İşte son olay...
Asansörü çöken inşatın sahibi diyor ki:
“Her işçi eğitim alıyor. Kontroller yapılıyor...”
Ama hayat öyle demiyor.
Azrail’in taşeronu öyle konuşmuyor.
Diyor ki:
“Tunceli Üniversitesi’nde okuyan Hıdır Ali Genç, okul harçlığını çıkarmak için 5 gün önce rezidans inşaatında asansörcü olarak işe başladı.”
Yani öyle eğitim falan yok. Tam tekmil sömürü...
İşte böyle sevgili kardeşim.
Budur Azrail’in taşeronu...

Yazarın Tüm Yazıları