Kilolarım yüzünden hiçbir erkek beni beğenmiyor

Lise bir öğrencisi genç bir kızım. Sorunum çok kilolu olmam. Hoşlandığım çocuk yüzüme bile bakmıyor. Okulda beni hor görüyorlar. Her fırsatta alay ediyorlar.

Haberin Devamı

Sevgili Güzin Abla, ben lise 1 öğrencisi genç bir kızım. Hiç güzel olmadığımı düşünüyorum. Annem ve babama, “sen çok güzelsin” diyorlar. Üniversiteli kuzenim de aynı şeyi söylüyor. Bana, “Sen bu ailedeki en güzel kız olacaksın” demişti. Ancak buna inanmıyorum. Zaten nasıl “Sen çirkinsin!” denebilir ki...
Hoşlandığım çocuk yüzüme bile bakmıyor. Okulda beni hor görüyorlar. Her fırsatta alay ediyorlar.
Benim asıl sorunum çok kilolu olmam. Boyum 1.70 cm, kilom ise 73. Asıl olmam gereken kilo 65.
Babam da şakalarıyla sürekli kalbimi kırıyor. Geliyor göbeğime bir şaplak atıyor. “Sen yine kilo almışsın, bu gidişle ne olacak sana” diyor.
Basenlerimde ve bacaklarımda da ok fazla yağ var. Size bunları yazarken bile ağlamak geliyor içimden. İnanın ki kilo vermeye çalışıyorum. Günde 800-900 kere ip atlıyorum. Mekik çekiyorum, kısacası spor yapıyorum. Ama lanet kilolarım gitmiyor!
Bu yüzden de hiçbir erkek beni beğenmiyor. Zaten kim sevsin çirkin, şişman bir kızı değil mi? Gerçekten bunları başka hiç kimseye söyleyemiyorum.
Rumuz: E.G.

Sevgili kızım, seni çok iyi anlıyorum. Çünkü ben de genç kızlığından beri sürekli olarak fazla kilolarından kurtulmaya çalışan biriyim. Hayatımın hiçbir döneminde şöyle incecik, feet bir genç kız ya da kadın olamadım. 1.62 boyumla, sürekli olarak 60 kilo ila 80 kilolar arasında gidip geldim. Menopoz sonrası ise tam bir felaketti.
Ancak bunca yıllık kilo verme mücadelem sonunda ve artık orta yaşı geçmiş bir kadın olarak edindiğim tecrübeyi sana aktarmak isterim. İnan bunları sana teselli için yazmıyorum: Her şeyden önce şunu bilmelisin ki, bir kadının beğenilmek için mutlaka zayıf olması gerekmiyor. Önemli olan önce insanın kendine güven duyması...
Bakımlı olmak, beden ölçülerine uygun giyinmek, eğer kalçaların biraz büyükse, bir başka güzel yerini ön plana çıkarmak gibi noktalara dikkat etmek... Örneğin gözlerin, dudakların ya da saçların güzelse onlara özen gösterebilir ve çarpıcı bir görünüm kazandırabilirsin. Güzel bir makyaj, tenine uygun bir saç rengi ve kesim...
Bunca yılda şunu da öğrendim, eğer genlerinde şişman bir bedenin hafızasını taşıyorsan, çok büyük mücadelelerle diyet yapıp kilo verebiliyorsun. Belki birkaç yıl zayıf kalabiliyorsun ama şu lanet olası genetik, yeniden kendini hatırlatıyor ve yine şişmanlıyorsun.
Şişmanlamanın nedeni olarak şimdi insülin intoleransı ya da hormonlar gösteriliyor. Uzmanlar çok da haklılar. Ancak sen hayatını bir parça çikolata ya da dondurma yememek için mücadele ile geçiriyorken, bir başkası kaşık kaşık dondurmaları, parça parça baklavaları, tepeleme pilavları götürüyor ama gram almıyor. Bu da seni öfkeden kudurtuyor. İşte bu genetik yapının bir marifeti.
O halde uzmanların söyledikleri gibi diyet değil ama belirli bir beslenme programına uyarak yaşamayı öğrenmek elbette çok önemli. Ama bunu yaparken de asık suratlı, sinirli, huysuz bir kadın olmamak bundan da önemli... Çünkü erkekler başta olmak üzere, herkes güler yüzlü, sevimli, iyi huylu, hoşsohbet kadınları sever.
Henüz yaşamının en güzel döneminde “ben çirkinim” diye takıntı yaparsan, güzelliğinin ve gençliğinin kıymetini bilemeden ömrünün geçtiğini görürsün.
Hem baksana, boyun 1.70’miş. Ne güzel! Bir kadına en yakışan boy ölçüsü bu. Kilonu da gözünde büyütme. Bir süre şu başdüşmanımız şekerden, yani karbonhidratlardan uzak dursan, 900 kez ip atlamana hiç gerek kalmadığını göreceksin. Sadece her gün birkaç kilometre yürü, yeter.

Yazarın Tüm Yazıları