Pahalılık, Suriye, üç din ve künefe…

Pahalılık, Suriye, hoşgörü, üç din ve künefe… Bu kentin yerlileri karşılarında bir yabancı gördükten sonra akıllarına gelen kelimelerden başlıcaları bunlar. Akdeniz Mutfak Günleri için Hatay’dayız. Dünyanın 17 ülkesinden şefler valilik bünyesinde hazırlanan bu organizasyon için hünerlerini sergiliyor. Yemekler şık otellerde akşamları güzel sunumlarla servis ediliyor. Organizasyon fikri gayet şık ve başarılı olsa da kentin 1 numaralı gündem maddesi Suriye. Devletin resmi rakamlarına göre Hatay’da 140 bin civarında Suriyeli bulunuyor. Fakat yerel halk bu rakamı inandırıcı bulmuyor.

ETİN KİLOSUNU 6 LİRAYA ALIYORDUM

Hatay’ın en büyük ilçelerinden Antakya’da Suriyelilere karşı olumsuz bir tutum yok. Kentin yüzyıllardır gelen etnik çeşitlilik yapısı olası bir olumsuz durumun önüne geçiyor. Fakat Antakyalılar hayatın Suriyelilerden sonra ciddi bir biçimde pahalandığını belirtiyor. Kentte bir turizm firmasında şoförlük yapan Ali İhsan Kılıç sınırdaki çatışmalardan önce kilosu 6 liraya dana eti aldığını belirtiyor ve, “Erzak ihtiyaçlarımızın önemli bir bölümünü Suriye’den karşılıyorduk. Şimdi hayat çok pahalandı. Kiralar ateş pahası. Eskiden etin kilosunu 6 liraya alıyordum şimdi 30 lira oldu” diyor. Emlakçılar da Suriyelilerin emlak piyasında fiyatları yükselttiğini kiralık ev bulmanın zorlaştığını ifade ediyorlar.

KALICI ÇÖZÜMLER GEREK

Antakya’daki yerel Zafer gazetesinde muhabirlik yapan Buğra Güney ise Suriyeli insanların kentte zor koşullarda kaldığını anlatıyor. Güney, “Devlet Su İşleri’nin parkında yatıp kalkıyorlar. Kışın hava çok serin olmasa da yaşam koşulları zorlaşıyor. Biz de elimizden gelen yardımı yapıyoruz ama bu insanlara kalıcı çözümler yaratılmalı diyor.

1000 LİRAYA AHIR KİRALADILAR

Buğra Reyhanlı patlaması ve Cilvegözü sınır kapısı gibi olayların çoğunu yerinde izlemiş bir gazeteci. Oradaki dramları görmenin üzüntüsünü de yaşadığı belli. Suriyelilerin Hatay’da yaşadığı insanlık dramına ilişkin verdiği bir örnek de tüyleri diken diken edecek cinste… Buğra Suriyeli birkaç ailenin geçen yıl ayda 1000 liraya ahır kiraladığını ve yaşamlarını burada sürdürdüklerinin haberini yaptığını söyledi. Kentteki insanlarla konuştuğumuz zaman Suriyelilere karşı keskin bir ‘nefret’ oluştuğunu söylemek çok mümkün değil. İnsanlar sınırdan insan akınına çok sempati ile bakmasalar da kentte Suriyelilerden ötürü yaşanan sorunların faturasını direk Suriyelilere çıkarmıyorlar.

ORADA YEDİĞİNİZ KÜNEFE FALAN DEĞİL

Hatay deyince akla gelen 1 numaralı lezzet ise künefe. Bu kenti bilenler Künefe’nin Yusuf Usta’da yeneceğini söyler. Yusuf Usta esasen öyle aileden atadan deden künefeci değil. 2001 yılına kadar ayakkabıcılıkla uğraşıyormuş. Fakat işleri öyle bir tutturmuş ki şu an kentte adını bilmeyen yok. Yusuf Usta işi bildiğinden İstanbul’daki künefelerin hiç birini beğenmiyor. Künefeye sürülen pekmez yüzünden İstanbul künefelerinin kırmızı bir renk aldığını belirtiyor. Yusuf Usta özetle ‘Sizin orada yediğiniz künefe falan değil’ diyor.

Hatay Arkeoloji Müzesi'nden bir mozaik

OLANLAR SINIRDA OLUYOR

Yusuf Uzunparmak kentin sembol isimlerinden biri. Hal böyle olunca künefemizi yedikten sonra kendisiyle Hatay’ı konuştuk. Uzunparmak sınırda yaşanan olayların turizmi ciddi anlamda baltaladığını söylüyor. İnsanların medyada Hatay’ı bomba ve patlamalarla gördüğünü anlatan Uzunparmak, “Bu kentte hoşgörüyü bozmak çok zordur. Biz çocukluğumuzdan beri gayrimüslimlerle bir arada yaşadık. Fakat insanların Hatay’ı sürekli bombalarla anması hoş değil. Turizme balta vuruyor. Kent merkezlerinde hiçbir sıkıntı yok. Olan olaylar sınırda oluyor. Bunu turistlere anlatmak gerek” diyor.

3 GENELGE GEÇİRDİ

Hatay’daki önemli politik figürlerden biri ise haliyle Vali Celalettin Lekesiz (sağdaki). Lekesiz tam 3 genelge geçirdi ve halen ilin valisi. Yaklaşık 5.5 yıldır bu görevi sürdürüyor. Kendisini beğenen kadar beğenmeyende var. Yakın mesai arkadaşları ise oldukça çalışkan biri olduğunu ifade ediyor. Özellikle turizm alanında yaptıklarından dolayı halkın takdirini kazanmış.