Özel Paşa’dan özel kriz çıkmaz

BİR gazeteci arkadaşım Beşir Atalay’a soruyor:

Haberin Devamı

Genelkurmay Başkanı Org. Özel 30 Ağustos resepsiyonunda gazetecilere, ‘Benim çözüm sürecinden haberim yok. Bize yol haritası konusunda bilgi verilmedi’ dedi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Beşir Atalay, en gergin konuyu bile turizm mevsiminin açılış tonunda anlatmasıyla tanınır.
Kısa bir cümleyle cevap veriyor:
Hükümet sözcümüz Bülent Arınç Bey bu konuyu cevapladı. Ayrıca biz de yol haritası üzerinde henüz çalışıyoruz. Bitince kurumlarla paylaşacağız...
Atalay’ın, ‘kurumlar’dediği Genelkurmay’dır...
Geçen hafta yazdım; “Org. Özel’in bu sözlerinden bir ‘kriz’ çıkmaz”...
Yine aynı düşüncedeyim. Ama anlaşılıyor ki, Org. Özel son 30 Ağustos resepsiyonunda bu konuyla ilgili bir mesaj vermek istemiş.
Anlamı şu:
“Çözüm süreciyle ilgili genel stratejiler MGK’da konuşuluyor. Ama sivil ve asker bürokrasi arasında paylaşılması gereken detaylar (yol haritası gibi) bizimle paylaşılmıyor...”
Dikkat ettim, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan KKTC’ye uçarken bu konuyla ilgili soruya sert bir tepki vermedi:
Yani Org. Özel’in bu açıklamasını ‘negatif bir çıkış’ olarak yorumlamadı.
Askerin müdahalesi olarak görmedi ki, “Bu konuyu Genelkurmay Başkanı’yla konuşuruz” cevabını verdi.
Bu cevaptaki üslup bile bana göre, “Çözüm sürecinde bir kriz bekleyenler yanılır. Bizim aramızda sorun olmaz” anlamına geliyordu.
Peki ‘çözüm süreci’yle ilgili neden bir kriz beklentisi var?
Neden askerin bir sözünden ‘bin kriz’ umuluyor?
Ya da...
Barış süreci neden birilerini rahatsız ediyor?
Anlatayım.
Org. Özel bugüne kadar siyasetle ilişkisinde, demokrasinin kuralları ve anayasal sınırlar içinde kalmaya özen gösterdi.
Bu da alkışlanması gereken bir durumdur.
Bu nedenle ‘Özel’ Paşa’dan ‘özel’ bir kriz beklemek hatadır.

DAVUTOĞLU GÖRÜŞMESİ

Önceki gün Başbakan Davutoğlu ile Org. Özel 2 saate yakın görüşüyor.
Anladığım kadarıyla, o görüşme sonrasında yol haritasına yönelik bazı detayların paylaşılması için
düğmeye basılıyor.
Böylece, ‘çözüm süreci’yle ilgili ‘kriz’ bekleyenler, değişik ‘tahrik yöntemleri’yle süreci çıkmaza sürüklemek isteyenler bir kez daha yanılıyor.
Bu noktada bir konuyu daha hatırlatmak gerekiyor.
Bana göre, barış süreci gibi çok hassas ve ‘duygusal tahriklere açık’ hazırlıkların altyapısı, ‘savaşan, kan akıtan silahlı güçler’den arındırılmış şekilde yürütülmelidir.
Çünkü artık, ‘askeri cepheler’ değil, ‘sivil müzakereler’ esastır.
Bu nedenle de barış sürecinin her detayının askere bildirilmemesi doğaldır.
Dünyada bu tür süreçlerde asker yerine istihbarat kuruluşlarının aktif rol oynaması da bu nedenle geçerli olmuştur.
Açık olan bir şey var:
Türkiye bu meseleyi çözmezse, ufuklarındaki yükselişi yakalaması çok zor olur.
Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel’in de farklı düşündüğünü sanmıyorum.
Bunun dışında bir ‘şey’ aramak ucuzluktur.

SÜRECE DÖŞENEN MAYINLAR

Dikkat ediyorum.
Barış süreci hızlandıkça, bir koronun ‘tahrik düzeyi’ de hızlanıyor.
Eskiden ‘yollara’ mayın döşenirdi...
Şimdi ‘sürece’ mayın döşenmek isteniyor.
Oysa önümüzdeki 8 aylık seçim döneminde ve sonrasında demokratik Türkiye için yeni bir anayasa şarttır.
Bu anayasanın oluşumunda ‘barış süreci’ kilit rol oynamaktadır.
Buradan çıkarak şunu söyleyebilirim: Barış sürecine karşı döşenen mayınlar aslında demokratik Türkiye’nin ufuklarına döşenmektedir.

CHP KURULTAYI İÇİN SORU-CEVAP...

Kurultayda ne olur?
- Bir şey değişmez. CHP, Kılıçdaroğlu ile devam eder.
Yani?
- CHP’nin muhafazakârlara açılma, merkezle buluşma politikası aynı hızla devam eder.
Sarıgül?
- Sarıgül genel başkan yardımcısı olur. Önemli bir görev alır.
Bekaroğlu?
- Bekaroğlu özellikle CHP’nin Karadeniz’de eriyen seçmenini yeniden kazanmak için harekete geçer...
Sonuç?
-Sonuçta CHP Ankara’ya sıkışıp kalan ve oradan basın toplantısı yaparak kemik seçmenine ulusalcı açıklamalar yapan bir yönetimden, Anadolu’ya açılan bir yönetime geçme hedefine yönelir.
Başarır mı?
- AK Parti seçim hükümeti kurdu. CHP de ‘seçim yönetimi’ kuruyor. Kim başarır 2015 genel seçimlerinde, görürüz... Sonuçta başaramayan gider...

Yazarın Tüm Yazıları