Bu rolü çok sevdim

Güncelleme Tarihi:

Bu rolü çok sevdim
Oluşturulma Tarihi: Eylül 04, 2014 01:56

Amerika'nın fenomen dizisi Banshee, Türkiye'de ilk kez TV2 ekranlarında izleyiciyle buluşacak. Merakla beklenen diziyi başrol oyuncularından biri olan Antony Starr anlattı. Banshee, dizisi 5 Eylül Cuma günü saat 23.15'de ilk bölümüyle başlıyor.

Haberin Devamı

Antony Starr, Cinemax’in yeni dizisi olan Banshee’de ölü bir şerifin kılığına bürünen Lucas Hood karakterini canlandırıyor. Alan Ball’un senaryosunu yazdığı drama ağırlıklı dizinin yönetmen koltuğunda Greg Yaitanes oturuyor. 39 yaşındaki yıldız oyuncu ilk kez Yeni Zelanda’da yayınlanan Outrageous Fortune adlı diziyle büyük üne kavuşmuştu. Biz de ona Hollywood’a kadar uzanan kariyeri hakkında sorular sorduk…

Bu iş bana teklif edildiğinde Yeni Zelanda’da bir dizide oynuyordum. İlk kez böyle bir senaryoyu okuyordum ve okumaya başladıktan sonra daha çok devam etmek istedim. Sonrasında salonuma bir teyp koydum çünkü senaryoya sesli çalışmak daha gerçekçi oluyor. Teypi dinlerken canlandıracağım adamın hayatının çok dramatik olduğunu ve kendisinin çok da sert biri olmadığını gördüm. Başlarda bu rol için uygun olmadığımı, yanlış yolda olduğumu düşündüm fakat teklifi yapan kanalın merkezine, Amerika’ya gittim ve oradaki denemelerde doğru tercihin bu olduğunu anladım.

Haberin Devamı

*Teyp kullanarak role çalışmayı denedinimiz mi ?
Hayır çünkü o zaman gülünç gözükürdüm. YouTube’da öyle çalışan insanları gördüm ve gerçekten çok iticiydi. Drama türü bir dizi olduğundan göstereceğiniz oyunculuk performansının da bir o kadar gerçekçi olması gerekiyor. Teyp kullanıldığı zaman da pek bir özelliği kalmıyor. Bence bu iyi oyuncular ve sıradan oyuncular arasındaki belirleyici sınır. Dizi bir aşk hikayesi hakkında ve bende biraz bu romantizmin peşinde koşan bir tipim. Birde roldeki adam çok tutucu bir mezhepe üye olduğundan daha harika bir hikaye ortaya çıkıyor.

*Senin karakterin Lucas Hood hapishaneden çıkıyor ve bir şerifin kimliğini çalıyor…
Evet, Lucas Hood’un kim olduğunu veya hakkında hiçbir şeyi bilmiyoruz. İlk beş dakika boyunca hiçbir şey söylemiyor bile. 15 yıla mahkum edilmiş ve sonunda serbest bırakılmış bir adam. Dediğim gibi bölümün ilk beş dakikasında pek bir şey anlatılmıyor sadece bir kovalama sahnesi var, sonrasında biraz seks, şiddet ve bir otobüsün New York’a doğru taklalar atma sahnesi var. Bu yüzden bu diziyi sevdim.

Haberin Devamı

*Peki Lucas Hood nasıl bir adam ?
Lucas’ı ilk gördüğünüzde tam bir hayvan olduğunu düşüneceksiniz. Önceden her şeyin çok iyi gittiği hayatı birdenbire değişiyor ve onu her gün öldürmeye çalışan insanlarla dolu bir yere kapatılıyor. Bu yüzden oda korkularına karşı daha dayanıklı olmaya başlıyor. Kurallarla savaşmaya veya onlardan kaçmaya çalışıyor. Dış dünyadan uzak kalmak, duygusal bakımdan güçlü olmayan çoğu insan için zorlayıcı olabiliyor. Dışarı çıktığında bir şerifin görünüşünü almasının en büyük sebeplerinden biri de bu duygusal dayanıklılık ve hayatının aşkını bulma isteği. Fakat sonrasında bu da işe yaramıyor ve gidecek hiçbir yeri kalmıyor.

Bu rolü çok sevdim

Haberin Devamı

*Lucas karakterini gayet sevimli canlandırıyorsun…
Yani onun zamanla geliştiğini ve değiştiğini görüyorsunuz. Hapishaneden daha yeni çıkmış biri olsa da önceki bölümlerdeki adama hiç benzemiyor. Artık yapması gereken şeyler var. Dediğim gibi önceki bölümlerden çok daha farklı biri ve çözmesi gereken sorunları var. Greg’in de bu karaktere bakış açısı gerçekten muhteşem.Bir adama hapishaneden çıkar çıkmaz bir şeyleri yumruklatamazsınız fakat senaristler karakterin akışını diziye göre gerçekten çok iyi oturtmuşlar.

*Peki canlandıracağın karakter için form tutma gereği hissettin mi ?
Kesinlikle evet çünkü hiç fit değildim ve digger oyuncular gerçekten çok iyi gözüküyordu. Önceden arkada oturup, insanlara ne yapmaları gerektiğini söyleyen ve sürekli kahve içtiğim bir işim vardı. Fakat formumum düşük olması diğerlerini de çok endişelendirdi. Bu yüzden sorunumun hemen farkına vardım ve hapishane sahnelerinde sürekli barfiks, mekik ve şınav çektim ve sonuçlar gayet farklı olmaya başladı. Aslında çok fazla zamanımız da yoktu fakat çocukken uyguladığım askeri çalışmaları yaparak rolüme uygun bir hale geldim.

Bu rolü çok sevdim

Haberin Devamı

*Peki Job ve Carrie nasıl karakterler ?
Job tam bir koruyucu melek ama kendi kabuğuna çekilmiş şekilde. Ona en ihtiyaç duyduğunuz anda ortaya çıkıveriyor. Carrie ise asla dışınıza çıkmayacak ve asla ulaşılamayacak ölümsüz bir yıldız gibi. Dizilerde iki karakter evlendiğinde ne olduğunu bilirsiniz. Onların arasını yeniden bozmanız gerekir ve bu da çok onları sıkıyor. Şu an olan da bu.

*Lucas Hood zaten büyük bir gangsteri içinde barındıran bir kasabada polis rolünü oynayan bir suçlu. Peki bu ikisi arasındaki ilişki nasıl ilerliyor ?
Aslında Kai ile Hood arasındaki ilişki biraz kompleksli çünkü aralarında sürüp giden ve çözülemeyen bir anlaşmazlık var. İkisi de sürekli birbirlerini yanlış yollara süreklemeye çalışıyorlar. Fakat hem Kai hem de Hood aynı hayvani yapıya sahip olduklarının farkındalar. Kıskanarak bile olsa birbirlerine yardım ediyorlar. Aralarında karşılıklı bir saygı var ama ikisi de karşı taraftakini bitirecek anı kolluyor. Ulrich karakteri ise Kai üzerinde gerçekten müthiş bir iş çıkarmış ve onu gerçekten ama gerçekten garip biri haline getirmiş.

Haberin Devamı

*Greg Yaitanes ile çalışmak nasıl bir şey ?
Greg tanıştığım ilk kişiydi. Anında anlaştık, Eğer konuşmaya başlıyorsa benim üzerimde yoğunlaşmaya çalışıyor demektir. Kısa sürede iyi bir uyum yakaladık. Onun gibi insanlarla iletişime geçmek gerçekten de muhteşem.

*Yeni Zelanda’da çok iyi bir drama kariyerine sahiptin…
Evet orada bir dünya starı olduğum söylenebilir.

Bu rolü çok sevdim

*Yeni Zelanda’nın efsane dizisi Outrageous Fortune’da yıldızın parlamaya başladı…
O dizi Yeni Zelanda’da gerçekten çok sarsıcı bir durumdaydı. İşlerimiz üzerinde yoğunlaşırken çok zor zamanlar geçirdik bu yüzden. Outrageous Fortune tüm ülkeyi arkasına almış ve gerçekten desteklenen, bir insane tüm kapılara açabilecek bir diziydi. Bu da gurur duyacağımız ve gerçekten bir yerlere gelmiş bir iş yaptığımız anlamına geliyor.

*Yeni Zelanda’da doğdun ve büyüdün değil mi ?
Aynen öyle ama İngiltere vatandaşı da sayılırım.

*Evet doğru, İngiliz aksanın da zaten bunu belli ediyor. Hobbit’in içinde bulunmuş olmalıydın
Olmalıydım. Çok denedim ama kimse beni dinlemedi. Şimdi ise bir polis kılığına girmiş, gerçek aşkın peşinde super kötü bir mücevher hırsızıyım. Sanırım her şey güzel ilerliyor…

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!