Org. Özel’in sözleri ne anlama geliyor?

30 Ağustos resepsiyonunda gazetecilere “Çözüm süreciyle bizim ilgimiz, haberimiz yok.

Haberin Devamı

Bize bilgi verilmedi” diyen Genelkurmay Başkanı Org. Necdet Özel acaba şimdi ne düşünüyordur?
-Dedikleri tam olarak yansıdı mı?
-Doğru mu anlaşıldı?
-Bunları mı kastetmişti?
Bakıyorum, “Paşa da dayanamadı çözüm sürecine” gibi sesler geliyor.
O sözlerden bir “isyan” çıkarmak, bir “kriz” hortlatmak isteyen bir fısıltı var.
Bense farklı düşünüyorum.
Ankara’da her 30 Ağustos resepsiyonu gazeteciler için bir “hazine sandığı” gibidir.
Çünkü görüşmek için, bir soru sorabilmek için aylarca bekledikleri haber kaynaklarının neredeyse tamamı oradadır.
Ve özellikle de Genelkurmay başkanları... Konuştular mı, mutlak bir “haber” bir “tartışma” çıkar.
O yüzden bu ayaküstü resepsiyon sohbetlerinin böyle “sonuçları” vardır.
Yıllarca Ankara’da 30 Ağustos resepsiyonlarından gece yarısı haber çıkarmış bir gazeteci olarak...
Org. Necdet Özel’in açıklaması üzerine “kriz” kondurmanın yanlış olduğunu düşünüyorum.
Niye mi?
Çünkü sorulan soruların önüne arkasına, verilen cevapların tamamına bakıldığında başka bir anlam çıkıyor.
Org. Özel şöyle diyor: “Hükümetin bir politikası var, o politika yürüyor. Biz çözüm sürecine ilişkin yol haritasını bilmiyoruz, o çalışmanın içinde yokuz. Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay çalışmanın kamu kuruluşlarına gönderileceğini söylemişti, henüz bir şey gönderilmedi. Görürsek biz de görüşlerimizi söyleriz.”
Söz bu...
Ve birileri tarafından, “kriz” gibi gözüken bu söz şöyle de anlaşılabilir: “Çözüm süreci sivil bir inisiyatiftir. Askeri çözüm değildir. Şimdi bir yol haritası var. Yani bir takvim. Bu anlamda bize bilgi verilirse görüşümüzü söyleriz...”
Bu sözler aslında Beşir Atalay’ı sıkıntıya düşürecek bir açıklama gibi görünüyor.
Çünkü hemen sonra Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, farklı bir açıklama yapıyor: “Milli Güvenlik kurullarında her şey konuşuluyor. Bilinmemesi diye bir konu yok...”
Bu da Org. Özel’e “Nasıl haberiniz olmaz? Niye böyle konuşuyorsunuz?” anlamına gelebilecek bir cevaptır.
Anlaşılan o ki...
Org. Özel, “çözüm süreci”ne yayılan bir “habersizlik içinde” olduklarını söylemiyor.
“Yol haritası” ifadesini kullanırken, spesifik olarak “çözüm takvimi”yle ilgili bilgi gelmediğini söylüyor.
Ancak olay, “yol haritası” ya da “çözüm takvimi” olarak değil, yıllardır devam eden “çözüm süreci” olarak yansıyor.
Dedim ya... Birisi, “birkaç aylık takvim”... Diğeri yıllardır devam eden bir “süreç”...
? Acaba Atalay takvimi ya da yol haritasını Org. Özel’e göndermemiş olabilir mi?
Tabii bu durumda Atalay’ın bir açıklama yapması gerekiyor.
Atalay neden ‘takvimi Genelkurmay’a göndermedi?’

Haberin Devamı


CUMHURBAŞKANI’NIN AÇIKLAMASI

Haberin Devamı


Yine de Org. Özel’in bu açıklamaları “uygun” görünmüyor.
Org. Özel, eğer bir sıkıntısı varsa, haftalık olağan görüşmelerde, Cumhurbaşkanı’na da Başbakan’a da iletebilir. Ya da MGK’larda...
Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Org. Özel’in açıklamalarına ne diyorsunuz?” sorusuna tam da böyle bir cevap veriyor: “Haftalık görüşmemizde konuşuruz...”
Erdoğan’ın cevabının tercümesi şudur:
1) Bir sıkıntı varsa söylerdi... Konuşacağım. Onun dışında medya önünde polemiğe girmem.


PLANLAMA YOK


Dikkat ettim, Org. Özel’in “Kırmızı çizgilerimiz var” sözü de durduk yere gelmiyor. Bir gazetecinin “Kırmızı çizgileriniz devam ediyor mu?” sorusu üzerine geliyor.
Yani öyle oturup düşünülmüş, 30 Ağustos resepsiyonunda “yapılması planlanmış bir açıklama” gibi gelmedi bana.
Bu yüzden “çözüm sürecinde askerle kriz” gibi yorumlar yanlıştır.
Eğer öyle olsaydı paşa açıklamasını şu sözlerle bağlamazdı:
“Tabii hükümet bir sivil çözüm arıyor. Analar ağlamasın diye. Biz de analar ağlamasın diyoruz. Ve ülke bütünlüğü diye bir hassasiyetimiz var...”
İşte krizin olmadığını gösteren ama kenarda kalan asıl cümle budur.
Org. Özel, yıllardır süren “çözüm süreci”nin “analar ağlamasın” diye geliştirildiğini söylüyor. Ve “Biz de bunu istiyoruz” diyerek onaylıyor.
Zaten hükümet de “sivil çözüm süreci”ni ülke bütünlüğü için geliştirdiğini defalarca açıklamıştı.
O nedenle burada, “Beşir Atalay’dan sürecin takvimini bekliyoruz” gibi bir açıklamanın dışında büyük bir çelişki görmüyorum.
Paşa, “Yol haritası ve takvim verilmedi” diyor.
Başkaları bunu, “çözüm sürecinin tamamı” gibi algılatmak istiyor...
Ama boşuna...
Kimse, “çözüm süreci”ni dinamitleyecek bir “kriz” çıkarmasın bu sözlerden...

Haberin Devamı

NOT: O kadar kalabalık bir resepsiyonda görev yapmanın zorluğunu bilirim. Soruları soran arkadaşlarımı kutlarım.

Yazarın Tüm Yazıları