CHP’de reklam lazım da…

REKLAM da lazım ama ihtiyaç daha başka… CHP önce reklama soyundu. Sanki PM popüler kişilerden oluşursa parti daha olumlu algılanacak.

Haberin Devamı

Toplum iktidar alternatifi partilerden, günlük yaşamdaki sorunlarına nasıl çözümler ürettiğini merak ediyor, nasıl bir yarın kurguladığını, o yarına nasıl ulaşacağını merak ediyor. Kendi içinde itişme kakışma yaşanan, liyakatin halının altına süpürüldüğü bir parti en son aradığı şey.

İnsanlar CHP’den temiz, güçlü, kapsayıcı, çözüm üreten, uygulayan ve mücadele edebilecek bir yapı bekliyor.

Partinin ihtiyaç duyduğu gücü verebilecek bir parti meclisinin oluşması, Kılıçdaroğlu’nun çevresindeki engellerden kurtulması için bu kurultay bir fırsat olabilir. Belki de son fırsat.
Kamuoyundan gelen üç isim, aktaralım:

Birincisi Bülent Soylan. İDO’nun satışı, İETT, Phileas otobüsleri ve Topbaş ile ilgili suç duyurularında bulunmuş ve bu davalarla anılan bir isim. İkincisi, Serdar Bayraktar. İBB’nin usulsüz işlemleri hakkında açılmış 200 dolayındaki davayı izleyen komitenin sekretaryasını yönetiyor. İki dönem İBB Denetim Komisyonu üyeliği yaptı. Ortaya çıkardığı dosyalar onlarca kez manşet oldu. Her ikisi de geçen dönem İBB Meclisinde önemli dosyalara imza attılar.
(Bu isim ne yazık ki, son yerel seçimde bazı güçler tarafından dikkate alınmadı; ‘belediye çetesi’ne destek veren bu kişilerin kim olduğu biliniyor. Bunun hesabı daha görülmedi.)

Bir isim daha Muzaffer Yedigöl. Geçen dönem Bağcılar’dan üyeydi, ancak o da listeye konmadı. Çağdaş İşadamları Derneği kurucusu, Tüketici Derneği ve Kuyumcular Derneği Başkanlıklarını yürütüyor. Çok çalışması ve halkın içinde olmasının nedeni bazı isimlerce hoş karşılanmadı ve dışlanmak istedi.

Evet bu üç isim de, ‘hırsızlara’ karşı mücadele ediyor; niyetiniz varsa koşturtun kendilerini…

CHP’NİN BU KURULTAYI...

BİR gün gelecek olan, gelecek için... Emekten, halktan, yaşam hakkından yana umut olmalı!..
Mücadele her alana yayılmalı! ‘Nasıl daha iyi muhalefet oluruz’ yerine, ‘Nasıl daha iyi iktidar oluruz’ çalışması olmalı... Partinin uzun zamandan beri boşta kalan ideolojik-siyasi konumu ve duruşunu da tanımlamalı!
Evet, biz de tarafız burada…
Omuzlarımızın birbirinden destek alarak, yumruklarımızın havada buluştuğu tüm yüreklerin tarafında yüreğimiz! Halktan ve emekten yana...
Ve 12 Eylül öncesi memleketin dağına-taşına devrim türküleri söyleyip, köylerine köprüler yapan, tam bağımsızlık için yürüyenlerin tarafındayız!..
Biz, ‘sıkılmadık el, görüşmedik yüz kalmasın’ dediğimizde birileri, “Bu partiyi solculara vermeyeceğiz” dedi! Susuldu!
“Emeğin hakkını savunup, işçiyi-köylüyü kimseye ezdirmeyeceğiz” dediğimizde, “Partinin bayrağını, devrimcilere vermeyeceğiz” dedi birileri... Susuldu!
“Yaşam bizimdir! Su, yaşamdır satılamaz”, ‘HES baronlarının değil, Yurttaş Kazım’ların yanında olacağız” dedik! Sırt çevrilip, susuldu!
Alın terine, emeğe, emekçiye, işçiye, köylüye, emekliye, çiftçiye, üreticiye, esnafa, halka sahip çıkamayan; susup konuşamayanlar şimdi de sussun!
Yılmadık, yıkılmadık, yanılmasın kimse... Mücadele ateşi kanımızda!.. Saf olmayacağız, sıklaşmadıkça!
Adına yakışır hakça ve halkça bir düzen kurana kadar!
ÖMER Şan-RİZE

Yazarın Tüm Yazıları