IŞİD hakkında her şey (2)

Bugüne kadar IŞİD hakkındaki öngörülerin neredeyse hepsi yanlış çıktı.

Haberin Devamı

Yapılan hataların anlaşılmasıyla da hem Batı, hem de bölge ülkeleri stratejilerini sil baştan değiştirmeye başladılar.

*

ÖNCEKİ yazımda, yanlış çıkan tezlerden bazılarını sıralamıştım. Bunlardan biri de, birbirine düşman olan ülkelerin IŞİD karşısında bile bir araya gelemeyeceği inancıydı. Son günlerde ABD ve Esad arasında yavaş yavaş şekillendiği anlaşılan işbirliği ise, bunu bozdu.
Bölge ülkeleri de aynı şekilde. Uzun zamandır ihtilaflı olan Bağdat ve Erbil, bugün IŞİD’e karşı birlikte mücadele veriyor. Bölge Kürtleri de öyle. Erbil, kuzey Suriye Kürtleri ve PKK ile arasındaki husumeti bir kenara koydu. Hepsi aynı cephede savaşıyorlar.
Yine, İran önce ABD ile Irak konusunda işbirliği yaptı. Şimdi de Erbil’e yardım elini uzatıyor. Oysaki Tahran bugüne kadar Erbil’e karşı mesafeli duruyordu. Bağımsızlık talebinin kendi içindeki Kürtleri kışkırtacağı korkusuyla. Dahası, ezeli rakipler İran ve Suudi Arabistan’ın IŞİD’e karşı oluşan koalisyonda birlikte yer alacağı söyleniyor bugünlerde.

*

YANLIŞ çıkan bir diğer öngörü de: “ABD Suriye’de IŞİD’e dokunmayacak.” Bu tez ise geçtiğimiz günlerde çürüdü. Önce ABD Genelkurmay Başkanı Martin Dempsey, “IŞİD Suriye’de hedef alınmadan yenilemez” dedi. Hemen ardından da, bu hafta ABD Suriye’de keşif uçuşlarına başladı.
Bunun başlıca sebebi ise, Irak ve Suriye’yi birbirinden ayrı tutmanın artık mümkün olmadığını ABD’nin anlamış olması. Zira IŞİD, sınırları tanımadan hareket ediyor. Bununla birlikte, Irak’ın sadece yüzde 20’si Sünni iken, bu oranın Suriye’de yüzde 60 olması da önemli. Yani örgütün Suriye’de çok daha fazla destekçi bulabildiği.

*

OPERASYONEL açıdan da bu elzem. Esad ülkeye ve hava sahasına tamamen hakim. Dolayısıyla Amerikan hava kuvvetlerine çok zayiat verebilir. Dahası, ABD’nin IŞİD’in elindeki rehineleri kurtarmak için yaptığı gizli operasyonun başarısız olduğu, geçtiğimiz günlerde medyaya yansıdı. Bir diğer deyişle, Amerikan istihbaratının yetersiz kaldığı. Bu da, ABD’nin Esad’dan istihbarat almaya ihtiyacı olduğu anlamına geliyor.
Ve tabii Amerikalı gazeteci James Foley’nin geçen hafta IŞİD tarafından katli, hem Amerikan kamuoyu, hem siyasetçileri, hem de Avrupa’da IŞİD’e karşı daha aktif mücadele edilmesi talebini doğurdu. Ve Suriye’ye saldırı opsiyonunu masaya getirdi.

*

BİR diğer yanlış çıkan efsane: “ABD, operasyonlar için Türkiye’nin hava üssünü açma önerisini kabul etmedi.” Her şeyden önce, Türk rehineler hala IŞİD’in elindeyken ve örgüt açıkça Türkiye’ye saldırı tehditleri savuruyorken, Ankara’da böyle bir istek mevcut değil.
Bununla birlikte, ABD’nin 8 Ağustos’tan bu yana hava saldırılarında kullandığı jetlerin ve insansız hava uçaklarının üçte biri, Basra Körfezi’ndeki George W. Bush uçak gemisinden havalandı. Kalanı da Katar, Kuveyt ve Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki Amerikan üslerinden. Görüştüğüm Amerikalı bir askeri uzman, bunun en pratik yol olduğunu, İncirlik üssüne ancak daha uzun süreli saldırılar planlanırsa ihtiyaç duyulacağını söyledi. Keza ABD, Bağdat’ın “Irak’taki üslerimizi kullanın” önerisini bu sebeple geri çevirdi.

*

GÖRÜNEN o ki, daha çok tez ortaya çıkacak ve çürütülecek. Bu kaygan zeminde kaymamanın tek yolu ise, her türlü senaryoya hazırlıklı olmak.

Yazarın Tüm Yazıları