Siyasetin en acımasız sorusunu Davutoğlu için soruyorum

BENİM bildiğim liderlik sihri şudur:

Haberin Devamı

- Halkın kalbine giden SES’i ve halkın bereketine giden SU’yu bulup birleştirebilen kişi lider olur.
- Ve SÖZ üstüne söz koyduğu kadar, TAŞ üstüne taş koyabilen bu kişi de tarihe geçer.
Bu yalnızca siyasette değil...
Şirket yönetiminden derneğine kadar, her kurumsal yapıda geçerli bir liderlik sihridir bu sihir.
Peki ben şimdi neden böyle bir başlık attım.
“Davutoğlu’ndan başbakan olamaz” demek için mi?
- Hayır... Elbette olur... Olması için gerekli her şey de var.
Ama bir de siyasetin ve hayatın gerçekleri var.
Yalnızca bir kongre heyecanı ya da duygusal konuşmalar yetmez.
Davutoğlu da çok iyi biliyor ki, yakın tarihimizdeki birçok “kongre”den hem genel başkan hem de başbakan çıktı.
ANAP Genel Başkanı seçilen Mesut Yılmaz da kongrede seçilip başbakan olmuştu.
Yıldırım Akbulut da...
DYP’den Tansu Çiller de...
Asıl önemli olan, kongreden genel başkan çıktıktan sonra, seçimlerden de başbakan çıkmaktır.

HALKI YAŞAMAK

Haberin Devamı

Dikkat ediyorum...
Menderes’ten Demirel’e, Ecevit’e... Erbakan’dan Türkeş’e...
Lider olmak meşakkat istiyor. Sabır istiyor. Ve en önemlisi halkı yaşamak istiyor.
Halkın kalbine, gönlüne dokunmak istiyor...
Ama bu da yetmez.
Söz üstüne söz koyabilirsiniz. Muazzam bir belagatle “şah sözler” edebilirsiniz.
Erdoğan gibi bir şiirle, bir sözle kitleleri ayağa kaldırabilirsiniz. Ama bu da yetmez.
Söz üstüne söz koyduğunuz kadar...
Taş üstüne taş da koyacaksınız.
Erdoğan taş üstüne taş koyanlardandır.
Taş üstüne taş koymak da zor iştir.
Mesela Demirel barajlarla anıldı.
Özal köprülerle, otoyollarla, ekonomik devrimlerle anıldı.
Bunun için de önemli bir kriter vardır.
Ben o kriteri bir tek kavramla açıklayabilirim...

ŞANTİYECİLİK

“Şantiyeci olmak...”
Tayyip Erdoğan belediye başkanı olarak İstanbul’da ciddi bir “şantiyecilik dönemi” yaşadı.
Sonra seçtiği isimlerle bunu Türkiye’ye taşıdı... İstanbul şantiyesi, Türkiye şantiyesine dönüştü.
Geçmişte de böyledir.
Özal yalnızca yolları, barajları şantiyeye çevirmedi. Türkiye’nin kalıplarını yıkarak zihniyetleri de şantiyeye çevirmiştir.
Mesela Türkiye’de barajları tek tek bilen bir Recai Kutan vardır.
Erbakan Hoca “hayal kurar” Recai Kutan o hayali şantiyeye indirmek için çalışırdı.
Hoca “motor mühendisi”ydi...
Demirel “su mühendisi”...
Ses ve Su...
Sonuç olarak, halkın kalbine giden SESİ ve halkın bereketine giden SUYU birleştiren siyasetçi lider oldu.
İster kız, ister eleştir, ister bana söylen...
Ama gerçek şudur ki...
Üst üste 9 kez seçim kazanan Erdoğan “ses”le “su”yu birleştirenlerden oldu.
Güzel konuşmak, gönüllere seslenmek, kalp mesafesinde yaşamak Allah vergisidir.
Şantiye ise “kul yapısı”dır...
O yüzden diyorum ki...
* Tamam Davutoğlu güzel konuştu. Belagat iyiydi. Kongreden genel başkan olarak çıktı.
- Ama asıl liderlik şimdi başlıyor. Kongre genel başkanlığından başbakanlığa geçmek için, halka özgürlükle birlikte refah da götüreceksiniz. Onun için de “şantiye teri” lazım.
Ses ve suyu birleştirebileceksiniz.
Davutoğlu açısından üzerinde durulacak asıl konu işte budur.
Çünkü Davutoğlu, genel başkan olarak kongrede, “söz” üstüne “söz” koydu.
Ama şimdi “taş” üstüne “taş” koyma zamanı.
“Ses”le “su”yu birleştirebilme sınavı.
Bunun için de çok çalışacağını biliyorum.

Haberin Devamı

O HAREKET CHP’YE VE DEMOKRASİYE YAKIŞMADI

Demokratik bir seçim oldu.
Seçimlerde üç partinin adayı yarıştı.
Halkın yüzde 52’si Tayyip Erdoğan’ı cumhurbaşkanı seçti.
Ama yemin töreninde CHP sıralarından kürsüye iç tüzük fırlatıldı. Protesto edildi.
İşte bu yakışmadı. Olmadı.
Ne demokrasiye ne CHP’ye ne de siyasi estetiğe yakıştı.
Anayasa fırlatmak, tüzük atmak kötü bir gelenekten gelir.
Bu yüzden fırlatılan o tüzük, Cemil Çiçek ya da Cumhurbaşkanı’na değil, dönüp CHP’ye çarpar...

Yazarın Tüm Yazıları