Ses terörüne çare var

Haberin Devamı

ÇEŞME’nin, İzmir’in tüm kıyı şeridinin, hatta Türkiye’nin yıllardır çözülemeyen büyük sorunlarından biri ses kirliliği. Yaşam kalitesini düşüren, insanları hasta yapacak derecede çileden çıkaran bu konuyu Reşat Kutucular, Hürriyet Ege’deki köşesinde haftalardır dile getiriyor. Gelen tepkilerden konunun kangrenleştiği anlaşılıyor.
Türkiye neredeyse Kürt sorununu çözecek ama ses terörüne bir şey yapamıyor. İlgili bakanlıklar, emniyet birimleri, yerel yönetimler, eğlence yerlerinin yarattığı ses kirliliğine karşı aciz kalıyor. Yıllardır Çeşme Dalyanköy’deki beş yıldızlı bir otelin gürültüsünden çok çektim. Ricalarda bulunduk, yazıp çizdik, ama nafile.
Leros’tan Mikanos’a, Rodos’tan Sakız ve Midilli’ye çevredeki Yunan adalarının çoğunu gezdim. Eğlenceyi, müziği Türklerden çok daha fazla seven insanların bulunduğu bu adalarda gürültüden hiç rahatsız olmadım. Nedeni çok basitti. Öncelikle yüksek gürültülü eğlence mekanları merkezden uzak dağlara, tepelere kuruluyor. İçeride olanlarsa ya sesi çevreyi rahatsız etmeyecek şekilde ayarlıyor ya da ses perdeleri kullanarak gürültünün mekanın dışına çıkmasını engelliyor.
Otoyol kenarlarında gördüğümüz özel camlardan yapılmış ses perdelerinin yararı çok büyük. Yurt dışında, İstanbul’da Boğaz’daki mekanlarda buna benzer sistemler kuruluyor. 1 bardak birayı Kordon’daki mekanların üç katına, 1 şişe şarabı piyasa fiyatının 5-6 katına satanlar yaptıkları işin gereği bu maliyetleri göze almak zorunda.

Tabuta çakılan son çivi

Haberin Devamı

SES kirliliğinin yarattığı stresle bir yaz mevsimini daha dayak yemiş gibi geride bırakmak üzereyiz. “Bu yaz da böyle geçti” derken, geçen hafta sonu yaşadıklarım adeta tabuta çakılan son çivi gibiydi. Her gün yeri göğü inleterek geçen tur teknelerinden biri gece turlarına başlamıştı. Gece yarısı saat 02.00’de davul zurna eşliğinde ‘Ankara’nın Bağları’, ‘Akşama Geleceğim’ şarkılarıyla yataklarından fırlayanların ne yazık ki ses teröristlerine karşı yapabilecekleri bir şey yoktu. Nasıl olsa şikayet etseler bile her nedense devletin gücü onları susturmaya yetmiyordu.
Ben son yıllarda çareyi Çeşme’ye çok az gitmekte buldum. Ama aynı felaketin Urla’da da başladığını görüyorum. Evim uzak kaldığı için aşırı etkilenmedim ama gürültü yapan mekanların yakınlarında oturanların dertlerini çok iyi anlayabiliyorum.
Yazık oluyor ses teröristlerinin teslim aldığı İzmir’e ve Yarımada’ya...

Yazarın Tüm Yazıları