IŞİD hakkında her şey

Amerikalı gazeteci James Foley’nin geçen hafta yeni adı “İslam Devleti” olan IŞİD tarafından katledilmesi, bir anda tüm hesapları altüst etti.

Haberin Devamı

ABD bunu kendisine yönelik doğrudan bir saldırı olarak algıladı. Bu da IŞİD’a karşı stratejisini en baştan gözden geçirmesine, bugüne kadar yapılan birçok hatadan geri dönmesine yol açtı.

Peki en başından beri IŞİD konusunda yapılan hatalar neler? Hangi öngörüler yanlış çıktı? Ve şimdi değişen nedir?

*

İLK yanlış öngörü, IŞİD’le Esad’ın savaştığıydı. Ancak sonraları herkes anladı. Örgütün aslında Esad’ın lehine hareket ettiğini. Ve ikisinin harekât hedeflerinin tamamen örtüştüğünü.
İkinci yanlış çıkan tez ise: “Esad gidince IŞİD de gider nasıl olsa.” Ne var ki Esad gitmedi. Gitmediği gibi, gittikçe güçlendi. Şu anda Suriye’deki 14 ilden 13’ü Esad’ın elinde. Sadece biri, Rakka, IŞİD kontrolünde. Farketmişsinizdir, bir zamanların en popüler cümlesi olan “Suriye’de geçiş hükümeti kurulmalı”, uzun zamandır ağızlara alınmıyor bile.
Bunda elbette Irak’ın bölünme tehlikesinin Esad meselesini tamamen kenara itmesi etkili oldu. Ve Suriye henüz Irak kadar kontrolden çıkmadığı için, Suriye’deki öncelik ülkenin bölünmesini engellemekti. Ve tabii Esad için “evet kötü bir adam ama o bizim kötü adamımız” düşüncesi de bunda etkili oldu. Suriye muhalefetinden umut kesilmesi, hatta muhalefetin IŞİD’den korkarak Esad’ı kabullenmesi de keza aynı şekilde. Artık hesaplar, Esad denkleme katılarak yapılıyor.

*

EZCÜMLE, IŞİD Esad’ı kurtardı. Ancak bununla kalmadı. Esad’ı da geçti. Bölgedeki en azılı tehlike hâline geldi. Dolayısıyla bir başka tez daha çürümüş oldu. Yani IŞİD’in kolaylıkla yenileceği düşüncesi. Buna da ABD’nin 2006-2007’de Irak’ta el Kaide’yi yenmesi örnek gösterildi. Oysa IŞİD’in çok daha güçlü ve sofistike olduğu hesaba katılmadı. ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel’ın deyişiyle: “IŞİD daha önce gördüğümüz her şeyin çok ötesinde.”
Düşülen bir başka yanlış da şu oldu: “IŞİD ve Esad birbirlerine dokunmazlar.” Bu tez de geçtiğimiz ay çürüdü. IŞİD’in rejimi hedef almaya başlamasıyla birlikte. Bunun sebebi, IŞİD’in Esad’a ihtiyacı kalmamış olması. Muhaliflerin artık esamesi bile okunmadığı için.
Aynı sebeple Esad’ın da IŞİD’e ihtiyacı kalmadı. Zira Esad bugüne kadar IŞİD’e muhaliflerle savaştığı için göz yumdu. Suriye’nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Beşar Caferi de Haziran’da görüştüğümüzde bunu kabul etmişti: “İki muhalif birbirini öldürüyorsa, bu kimin işine gelmez” diyerek. Muhalifler sindirilince de, işler değişti. Dolayısıyla Esad da IŞİD’e karşılık veriyor.

*

YANLIŞ çıkan bir diğer öngörü de: “Batı Esad’la işbirliği yapmaz.” Ocak ayından beri defalarca yazdım: “IŞİD karşısındaki cephede ABD, Bağdat, İran, Türkiye, Erbil, hepimiz kendimizi Esad’la işbirliği yaparken bulabiliriz” diye.
Nitekim öyle de oluyor. Geçtiğimiz hafta The Independent gazetesinin tanınan Ortadoğu uzmanı Patrick Cockburn, “Batı, güçlerini Esad’la birleştirmeye hazır” diye yazdı. Aralarında istihbarat paylaşımının çoktan başladığını ekleyerek. ABD’nin doğrudan olmasa da, perde arkasında Esad’la işbirliği yapacağı aşikar. Bu durumda ABD yanında yer alan diğer ülkeler de öyle.

*

BİRBİRİNE düşman olan bölge güçleri de IŞİD karşısında birleştiler. Böylelikle söz konusu ülkeler için öne sürülen “hayatta yan yana gelemezler” tezi de çürümüş oldu.
Peki bu ülkeler hangileri? Ve yanlış çıkan diğer tezler neler? Bir sonraki yazıda devam edeceğiz.

Yazarın Tüm Yazıları