ALS kampanyasına karşıyım

ALS kampanyası için başından aşağıya buz dökenlere bir soğuk duş etkisi de benden.

Haberin Devamı

Bir düşünün... ALS için başınızdan aşağıya bir kova su dökmekten daha soğuk ne olabilir?
Beyne giren çiviler?
Delinen kafatasları?
Enjekte edilen mikroplar?
Acı veren deneyler?
Başınızdan aşağı bir kova buz dökerek destek olduğunuz ALS fonu hayvanlar üzerinde acımasız deneyler yapıyor.
Hem de hiçbir sonuca ulaşmayan çağdışı yöntemlerle.
Eğlenceli, yaratıcı fikirlerle farkındalık yaratmaya, hastalıkların tedavisi için fon sağlamaya sonuna kadar varım.
Hatta buz kovası fikrine bayıldım.
Ama güzel amacının içindeki acıyı öğrenince iyi niyetle bu kampanyaya katılanlara da üzüldüm.
Onların niyetlerini boşa çıkarmamak adına, toplanan paraların hayırlı olması için ben de ALS fonuna meydan okuyorum...
Topladığınız paralar hiçbir faydası olmadığı kanıtlanan hayvan deneylerine gidecekse kimse size hakkını helal etmeyecektir.
Hayvanların bizim gibi acı çektiği ama vücutlarının ilaç ve kimyasallara verdiği tepkinin bizimkinden farklı olduğunu kanıtlandı.
Sağlıklı hayvanlara acı ve ölüm getiren gereksiz deneyler yerine daha modern ve insani yöntemler kullanın.

Haberin Devamı

Bu Gece Sooooon

Kral 20. Yıl Müzik Etkinlikleri kapsamında Bodrum Kalesi’nde şahane konserler oldu.
Ama ben galiba en şahanesine denk geldim.
Tuana’ya, Zalim’e, Kadınım’a, Yeter ki Onursuz Olmasın Aşk’a, Mecezir’e rastladım.
Bu Gece Son’da gözleri dolmayan kaldı mı acaba?
Levent Yüksel’in ezbere bildiğimiz ne çok şarkısı varmış.
Enerjisi yüksek ama herşeyden önce samimi, içten bir adam vardı karşımızda.
Konser boyunca eğlendik, hüzünlendik, yine eğlendik.
Bodrum’da olup da bu konseri kaçıranlar çok şey, çok anı, çok duygu kaçırdı.
Denk geldiğiniz ilk yerde Levent Yüksel’i yakalayın, bırakmayın.


Çocuklarla tartışmayın

Çocuklarla inatlaşmamanız, tartışmamanız ve onları asla hafife almamanız gerektiğini anlatan bir makale okudum, bayıldım, sizlerle de paylaşmak istiyorum: “Küçük kız öğretmeniyle balinalar hakkında konuşuyordu. Öğretmen balinanın boğazı küçük olduğundan bir insanı yutmasının fiziken imkansız olduğunu söyledi. Küçük kız ise bunun üzerine okuduğu hikayedeki çocuğun bir balina tarafından yutulduğunu söyledi. Sinirlenen öğretmen bunun imkansız olduğunu tekrarladı. Kız da ‘O zaman ben cennete gittiğimde ona sorarım’ dedi. Öğretmen üstüne gidip ‘Peki ya o cehenneme gittiyse’ deyince küçük kızın cevabı şöyle oldu: ‘O zaman ona sen sorarsın!”

Haberin Devamı

Adapazarı’nın ayıbı

Ben bu yazıyı yazarken gece 03.00 suları.
HAÇİKO’nun Adapazarı temsilcisi Osman Özbayraktar’dan sokak köpeğine araba çarptığı haberi geliyor.
Çarpan araba kaçmış, hayvancağız yerde can çekişmekte.
Önce o, sonra ben Adapazarı’ndaki tüm veterinerleri arıyoruz.
Sakarya Vet daha görmeden Osman’a “tatildeyiz, gelemeyiz” diyor.
Adapazarı Vet, GençVet, Vatan, Uğur veteriner kliniklerinin telefonları cevap vermiyor.
Çark Veteriner Kliniğini’nin sahibi telefonunu sessize almadığı için evinde uykusundan uyanıyor neyse ki.
Osman da ben de konuşuyoruz, kliniğe gideceğini söylüyor.
Osman köpeği alıp Çark Veteriner’e gidiyor ama kapı duvar, az önce konuştuğumuz numara da cevap vermiyor.
Adam geri yatmış, uyumuş muhtemelen!
Ben bu yazıyı yazarken Osman çareyi köpeğe ilk müdahale için doktor bir arkadaşını aramakta bulmuştu.
Köpekcik siz bu yazıyı okurken inşallah kurtulmuş ve iyileşiyor olur.
Buradan yola çıkarak; koca Adapazarı’nda gece açık tek bir veteriner yoksa, ulaşılanların da tavrı vurdumduymaz, küstah, acımasız ve mesleğe aykırıysa belediye bu işe el atmalı, 24 saat müdahale edecek bir veteriner birimi kurmalı.
Onca veteriner de toplanıp, ortak bir karar alıp, aralarındaki ayrık otları temizleyip, nöbetleşe bu işi gerçekleştirebilir.
Adapazarı’ndaki belediye ya da veterinerlerin bu konuya duyarlı olmasını diliyor ve alacakları önlemleri sizlere iletmek üzere bekliyorum.

Yazarın Tüm Yazıları